İLİŞKİLER 4 Ağustos 2023
21,3b OKUNMA     366 PAYLAŞIM

Ekşi Sözlük'te Karşıt Görüşlerin Havada Uçuştuğu Konu: Evlenmeden Birlikte Yaşamak

Evlenmeden birlikte yaşamak, daha sağlıklı bir evlilik hayatı için elzem bir konu mu ya da insanlar hiç evlenmeden birlikte mi yaşamalı?


bu aslında çok doğru, çok güzel, çok gerekli bir hamledir

farklı evlerde yaşarken sürekli birbirinin yanında kalmakla öğrenemeyeceğiniz çok şeyi öğretir. çiftlerden birinin evinde, dolayısıyla onun özel alanında olma tahakkümünü yok ettiği için birlikte yaşama, geçinme, gündelik hayatı idame etme, masraflarla başa çıkma, birlikte sahiden mutlu olup olmadığını öğrenme imkanı sunar bu yaşam biçimi. sevdiğiniz kişi temiz midir, hijyene dikkat eder mi, ev işlerinde yardımcı mı, zihinsel yükü (sürekli program yapma, evi çekip çevirme yükünü) hafifletiyor mu, yoksa yalnızca kendinden isteneni mi yapıyor, sıkıldığında, bunaldığında, yalnız kalmak istediğinde size nasıl davranıyor gibi gibi... pek çok veri sunar.

mahkeme, aile, nafaka, akrabalar arka planı olmadan basıp gitme özgürlüğü de sunar. bence çok önemlidir.

ama teoride bu kadar veri sunan bir yapının türkiye'de pratiğe uyarlanması bazı dertleri göğüslemeyi gerektirir. komşular, ev sahibi, aileler, hatta belki çiftlerden biri bile özellikle kadın hakkında çok kötü şeyler düşünüyor olabilir. kadın bunu hep zihninde tutarak ve çok da önemsemeyerek böyle bir işe girişmeli. bu yaşam biçimini kaldıran bir kentte yaşanmalı. en önemlisi de çiftlerin ikisinin de iyi birer iş sahibi olması gerektiği. özellikle kadın sağlam karakterli, iyi kazanan ve kendinden emin biri olmalı.

türkiye'de genelde evlilik öncesi tercih edilebilir. birlikte yaşama pratiğine büyük kentlerin merkezi semtlerinde ya da kendi halindeki küçük batı illerinde sık rastlanabilirse de türkiye'de böyle yaşayan kişilerin kendilerinin bile bu yaşam biçimi sindirdiğine inanmıyorum.

evliliği romantik komedi filmi zannedenlere mantıklı gelen bir durum bu

sorumluluk almak istemeyenler için birebir. evlenmek sadece belediyeden sevişme izni almak değildir. saf mısınız? imza atmadan da millet çatır çatır sevişiyor zaten. gündüz kuşağı programlarına bi bakın. beğenmediğiniz insanlarda bile kimin eli kimin cebinde belli değil.

sorun seks yapma izni falan değil. o imzayı birbirinize güvendiğiniz için atıyorsunuz. beraber hayat arkadaşı olacağınıza iyi günde kötü günde bu hayatı beraber göğüsleyeceğinize söz veriyorsunuz. sonu iyi olur kötü olur o ayrı mevzu. sağlıklı bir aile kurulabilmesi için de ön şart.

beraber yaşayanda bu söz var mı? çocuk yapma, yaşlılara bakma, para idaresi vs konularda düşünceleri neler? sorumlulukları nasıl paylaşacaklar? konuşuluyor mu? hayır. keyfine yaşamak için savunulan durum. heyecan için zaten evlenilmez. evlilikte heyecan olmaz. evlilik sevgililikten çok farklıdır. sorumluluk işidir. siz bu kuruma dahil olmak istemezsiniz o ayrı.

“sevişmek için atılan imza” saçmalığından vazgeçin artık. komik oluyorsunuz. kimseye hiç bir söz vermeden ve sorumluluk almadan birliktelik yaşamak istediğinizi açık açık itiraf edin. rahatlayın. bu sizin hayatınız sizin tercihiniz.

insan tanıma iddiasına gelince; 10 gün bi tatile gitseniz beraber kalsanız dikkatli bir insansanız zaten anlarsınız mevzuyu. ama siz saf saf heyecandan ağzınız açık gezerseniz beraber de yaşadanız tanıyamazsınız. ayrıca kimseyi %100 tanıyamazsınız. ya bu deveyi güdersin ya bu diyardan gidersin demişler. sizinki de o hesap.

çocuk sahibi olmayı düşünmeyen çiftlerin yapması en mantıklı olan şeydir

evlilik toplumsal bir sözleşmeden ibaret ve geleneksel olarak birbiriyle mutlu olan iki kişinin kesin yapması gereken bir şey gibi gösteriliyor. fakat evli, evlenip boşanmış, evli ama boşanamamış pek çok insandan görüyoruz ki o saçma imzayı attıktan sonra insanlara sahte bir güvenlik ve bağlılık algısı ve beraberinde birbirine saygısızlık geliyor. 

aynı evin içinde birbirinden uzaklaşan insanlar olmak yerine herkesin kendi evinin olduğu birbirine alan tanıyabildiği ama canı istediğinde de haftalarca birlikte kalabildiği bir düzenin daha sürdürülebilir olduğunu düşünüyorum. evli olmamak ilişkiyi daha az exclusive yapmaz. evlenmek aldatılmayacağınızı garantilemez. hayattan ve birbirinizden mutlu olmak için iki aileyi birbirine bağlayan bir devlet sözleşmesine ihtiyacınız yoktur. evlenmiş olmak da bir sosyal statü değil, böyle gören bir çevreniz varsa zaten çevrenizi değiştirmeniz gerekiyor.
bazılarınız türkiyede "en modern" ailenin bile babasının kızının evlenmeden birlikte yaşamasına izin vermeyeceğini falan söylemiş. 

yetişkin bir insan -bu kadın olsun, erkek olsun fark etmez- hayat kararlarında aile onayını bekliyorsa izin alması gerekiyorsa o insan bir birey değildir. boşuna paternalist aile düzenini sürdüren bitik tipleri "modern" "açık fikirli" "progresif " falan nitelemeyin. babasından izin alma derdi olan kadından da bir halt olmaz zaten.

son derece eğitimli ve kararlarımın hepsine saygılı bir ailede büyüdüğüm için tekrar mutlu oldum.

sorumluluk almak istemeyenlerin savunduğu durum

karşındaki kişi kafana tam anlamıyla oturmamış da olabilir. genelde etrafımda gördüğüm; evlenmeden uzun süreli birliktelik yaşayanlar, ayrıldıktan kısa bir süre sonra, karşılarına çıkan kişiyle evleniyorlar. evlilik, hayatı paylaşmaktır. bir olmaktır. sevinçlerin, dertlerin, bugünün ve gelecek kaygısının birlikte hissedilmesidir, birlikte mücadele etmektir. gerekirse bazı şeylerden ödün vermektir, fedakarlıktır. ortak noktada buluşmaktır. birbirinin gücünü hissederek yapılan yol arkadaşlığıdır. 

mükemmel evlilik diye bir şey yok. hayatta hiçbir şey mükemmel değil zaten. önemli olan sevgi, saygı kaybedilmeden sürdürülmesidir.. “mecbur muyum? istediğim zaman kolayca çekip giderim ” diyebilirsin. ama bu da insanı yorar be kardeşim…