MÜZİK 22 Ocak 2020
15,8b OKUNMA     616 PAYLAŞIM

Eminem'in Alfred Hitchcock'tan Esinlendiği Albümü: Music to Be Murdered By

2020'nin ilk güzel haberlerlerinden biri Eminem'in yeni albümü oldu. 17 Ocak 2020'de yayınlanan Music to Be Murdered By'ın mini incelemesi.

eminem'in phresher ile başlayan ilginç tercihlerine young m.a ve merhum juice wrld ile tam gaz devam ettiğini gösteren bir albüm. kendisinin on birinci stüdyo albümü oldu bu.

kendisinin de belirttiği gibi alfred hitchcock'tan esinlenilen albümde toplam yirmi parça var. iki intro ve bir outro içerdiği için çalışma ikili albüm şeklinde yorumlanıyor. zaten iki adet cover'ı var: 


üstadın zamanındaki cover'ını da şöyle vereyim:


albümdeki konuk sanatçılar young m.a, royce da 5 9, white gold, ed sheeran, juice wrld, skylar grey, black thought, q-tip, denaun*, anderson paak, don toliver, kxng crooked* ve joell ortiz olurken prodüksiyonda ise dr. dre, mark batson, tim suby, luis resto, d. a. got that dope olarak da bildiğimiz d.a. doman, the alchemist, dem jointz, dawaun parker, ricky racks, andre brissett gibi isimler yer almış.

uncommodating ve godzilla'yı bir kenara bırakacak olursak albümün ikinci kısmı bir tık daha iyi gibi. iyi verselerini juice wrld ve young m.a ortaklıklarında kullanması da farklı bir tercih kralın, chloraseptic'te de böyle yapmıştı.


ilk intro premonition bir önceki çalışmaları için bir açıklama niteliğinde. "tamam tay keith ile çalıştım da sor bir niye çalıştım" ya da "tech n9ne, jay-z dediysek de laf atmadık herhalde olm." minvalinde bir giriş diyebiliriz. ardından young m.a'in saweetie-quavo kelime oyunlu verse'ü ile uncommodating geliyor. eminem de thanos, apeshit, john wayne gacy, saddam hussein derken yine referans şova devam ediyor. buradaki chorus'unun da verse'ünün de gideri var bence.


you gon learn, royce da 5 9'a rağmen pek çekmedi beni. ardından alfred hitchcock'un skit'i geliyor, akabinde de artık alışık olduğumuz ed sheeran ortaklığı. d12 şekli yapıp geçmiş, d.a. doman'in beat'i de hiç fena olmamış halbuki.


in too deep, klip çekilen darkness, skylar grey içeren leaving heaven ve black thought'lu son parça yah yah ile albümün ilk bölümü bitiyor. tabii arada juice wrld ortaklığı godzilla da var. stephen paddock ve las vegas saldırısı temalı darkness'a zaten klip çekmiş kendisi, bu parçada the sound of silence sample'ı var ayrıca. 


yah yah beklentileri tam olarak karşılamasa da godzilla'daki verse sonu fena reyizin. parçanın üçüncü verse'ünün son otuz saniyesinde tam 228 kelime söylemiş kral, bu da saniyede 7.6 kelimeye denk geliyor. rap god'daki efsane verse'ünde bu sayı saniyede 6.46 imiş, oradan hesap edin. tanrı-godzilla benzetmelerinden gidiyoruz bakalım, sırada ne var acaba?

ikinci kısım bir intro ve muhtemelen bir miktar kurmaca olup çarpık aile ilişkilerini anlatan stepdad ile başlıyor. gerek altyapı, gerek tarz derken eminem'e bu albümde en yakıştırdığım parça bu oldu. kamikaze'de de stepping stone fanı olduğumdan epey sardı beni bu çalışma. akabinde gelen marsh'taki nakaratta kullandığı autotune filtresi lil reflü'yü hatırlattı bana, allah affetsin lol. bundan sonraki never love again adlı parça dr. dre prodüksiyonlu, beat'i garip biraz ama beğendim ben açıkçası.


ne kadar psikopat olduğunu anlatan little engine, idare eder durumda olan anderson paak ortaklığı lock it up, ricky racks prodüksiyonlu farewell gibi parçalar öyle ya da böyle filler. hatta üzülerek söylemek gerekirse albümün çoğunluğu filler ama sineye çekiyoruz ne yapalım.

joell ortiz, kxng crooked gibi isimleri topladığı i will vaat ettiği şeyi pek vermiyor. zaten bu çalışmada royce da 5 9 içeren çalışmalar üzerinde çok uğraşılmamış gibi geldi bana, üzücü olay. yine d.a. doman işi no regrets'ta da travis scott'ın yancısı don toliver yer alıyor. her albümde kullanıyor bu formülü zaten em, o yüzden pek de şaşırtmadı beni bu seçimi.

albüm outro'su olarak da tahmin edileceği üzere alfred hitchcock'ın the hour of parting outro'su seçilen çalışmayı yine wtf release şeklinde tabir edersek yanlış olmaz sanırım. dönüp bakıldığında revival gibi bir iş olmuş diyebiliriz harbiden. artıları eksileri var tabii ki ama öyle aşırı bir fark olmadığını düşünüyorum ben iki albüm arasında. öyle çok sükse yapacak bir iş beklemiyoruz zaten ne zamandır, ama tabii ki işin içinde em olunca dinleniyor her türlü. arada açılıp dinlenir, çok da kurcalamamak lazım.

Psycho ve The Birds Filmlerinin, Hitchcock'un Detaycılığını Gösteren Nefis Kesişimi