SAĞLIK 7 Aralık 2020
20,2b OKUNMA     478 PAYLAŞIM

Etkinliği %95 Olarak Açıklanan COVID-19 Aşıları, 100 Kişiden 95'ini Koruyacak mı?

Son dönemde, etkinliği %95 ve üstünde açıklanan COVID-19 aşıl haberleri yüreklere su serpti desek yeridir. Peki bu %95 oran tam olarak ne ifade ediyor? Biraz bu konudan bahsedelim.

bildiğimiz gibi iki büyük covid-19 aşı adayı, aşı çalışmalarının son aşaması olan faz 3 denemelerinden sonra oldukça yüksek etkinlik oranı açıkladılar. ilk olarak pfizer-biontech ve ortakları fosun pharma % 95 etkinlik açıkladı.

bu gün itibari ile moderna'nın mrna aşısı da acil kullanım onay başvurusunu yaptı ve % 94,1 etkinlik açıkladı.

her iki büyük aşı adayından gelen % 95 lik bu oranlar, halk tarafından "aşıyı olacak her 100 kişiden 95'i korunma altında olacak ve sars-cov-2 onlara bulaşmayacak" gibi bir algı oluşturmuş olacak ki biraz bunun üzerine kafa yoralım. % 95'lik etkinlik, aşıyı olacak 100 kişiden 95'ini korur mu? ya da bu işin matematiği nasıl?

aslına bakarsanız amerikan gıda ve ilaç dairesi fda, daha henüz işin başında, % 50'nin üzerinde etkinlik gösteren aşıları acil kullanıma yönelik onaylayacağının sinyallerini vermişti. hal böyleyken moderna ve pfizer'in ürettikleri mrna aşılarının faz 3 sonuçları %95 etkinlik rakamını verince iyimserlik arttı. bu iki yüksek rakamlı aşı etkinlik sonucuna rusya tarafından üretilen sputnik 5 aşısının üreticisinin %90'lık etkinlik iddiası da eklendi. bunlar gayet güzel rakamlar. bu aşıların, onları alan 100 kişiden 95'ini koruyacağını varsayabilirsiniz. ancak denemelerin gösterdiği aslında bu değil. aşıların gerçek dünyada tam olarak nasıl performans göstereceği, kesinlikle ve kesinlikle henüz yanıtlayamadığımız pek çok faktöre bağlı olacaktır. örneğin; aşılanmış kişilerin asemptomatik enfeksiyon kapıp kapamayacağı ve toplamda kaç kişinin aşılanabileceği gibi...

neredeyse 1 asır önce aşı çalışmalarının istatistikleri ve bu istatistiklerin okunmasındaki temel mantık tifo ve kolera aşı çalışmalarında denenmeye başlanmış ilk defa. bir grup insan gerçek aşı ile, diğer bir grup ise tel maşa aşı ile yani bire bir aşı görünümlü zararsız serumlar olan plasebo ile aşılanırlar. ardından kişilerin doğal yolla hastalanmaları beklenir ve plasebo uygulananlar ile gerçek aşıyı alanlar arasında hastalığa maruz kalma oranlarını hesaplayan bir algoritma ile aşı çalışmasının etkinlik denen rakamları ortaya çıkar.

buradan pfizer-biontech-fosun pharma aşısının klinik çalışma detaylarına bakabilirsiniz. şirket 43.661 gönüllüyü aşı çalışmalarına dahil etti, 170 kişinin covid-19 semptomları göstermesini ve ardından pozitif olarak test edilmesini bekledi. bu 170 kişiden 162'si bir plasebo aşısı almış ve yalnızca sekizi gerçek aşıyı almış. pfizer'in araştırmacıları bu sayılardan yola çıkarak her gruptaki hastalanan gönüllülerin oranını hesapladı.

hastalanan aşılanmamış gönüllülerin oranı, aşılananlardan çok daha büyüktü. bilim adamları daha sonra bu iki fraksiyon arasındaki göreceli farkı belirlediler. bilim adamları bu farkı, etkinlik dedikleri bir değerle ifade ederler. aşı ve plasebo grupları arasında bir fark yoksa, etkinlik sıfırdır. hasta insanlardan hiçbiri aşılanmamışsa, etkinlik yüzde 100'dür. fakat bu hesaplama sadece aşı denemelerinin içerdiği kişi sayısı ve şartlar itibari ile geçerlidir. gerçek dünyada bu aşının etkinlik derecesinin % 95 olacağının hiçbir garantisi yoktur!

yüzde 95'lik bir etkinlik kesinlikle bir aşının iyi çalıştığına dair ikna edici bir kanıttır. ancak bu sayı, aşı olursanız hasta olma şansınızın ne olduğunu size söylemez. ve kendi başına, aşının covid-19'u dünyadan ne ölçüde kurtaracağı, ölümleri ya da enfeksiyonları ne ölçüde düşüreceği halen ve tamamen belirsizdir.

üzerinde durulması gereken ve iyi anlaşılması şart bir durum var. bu konuda doğru düşünmeliyiz. etki ve etkinlik aynı şey değildir. etkinlik, sadece bir klinik araştırma sırasında yapılan bir ölçümdür. etki ya da etkililik ise aşının gerçek dünyada ne kadar işe yaradığıdır, yani somut sonuçtur.

covid-19 aşı adaylarının etkililiğinin, klinik çalışmalardaki etkileyici etkinlikleri ile örtüşmesi elbette mümkün olabilir. fakat gelmiş geçmiş bütün eski aşı çalışmaları bize bir fikir verebilecekse , o zaman klinik araştırma sürecinde ortaya çıkan etkinlik rakamları, gerçek aşılama başladığında etki bağlamında biraz düşük kalacaktır.

bütün bunların yanında, yeryüzünde şu ana kadar beşere yönelik henüz lisans sahibi bir aşıya sahip olmayan mrna teknolojisi ile geliştirilen bu iki büyük aşı çalışmasının birkaç ayda görülmeyen fakat uzun vadede ortaya çıkabilmesi mümkün olabilecek ileri vadeli olası negatif yan etkilerini kestirebilecek ya da bu yan etkilerin hiç olmayacağını kesinlikle belirtebilecek veriler de yok elimizde. pandemi'nin paniği ile kombine edilmiş fazlar arasında acele ile imal ve test ediliyorlar. gerçek etki düzeyleri çok çok uzun zamanda anlaşılabilecektir.

bütün bunların yanında, uyumsuzluk denen bir durum var ki belirtmezsek olmaz. aşıyı uygulamış bireylerin bir kısmı, bağışıklık anlamında uyumsuzluk yaşayabilirler ve her şekilde virüse maruz kalarak covid-19 hastası olabilirler. aşılanan kişinin bağışıklık kazanmasına engel bir dizi kronik sağlık problemi olabilir.

amerikan hastalık kontrol ve önleme dairesi isimli kurum olan cdc, klinik araştırma sonuçlarının aşıların etkili olup olmadığını ne ölçüde gösterip göstermediğini anlamaya ve anlatmaya çalışan bir çalışma yayınladı. bu çalışmayı okuyanların konu hakkında daha net fikirler edinebileceğini söyleyebilirim.

faz çalışmaları sonunda elde edilen etkinlik rakamlarının gerçek hayatta ortaya çıkması muhtemel net rakamlarla uyuşamayabileceğinin bir diğer göstergesi de asemptomatik enfekte olunması durumu. pfizer ya da moderna yahut sputnik 5 aşıları ile aşılanmış kişiler, belirli sürelerle sürekli denetlendiler. hayatları, kendileri semptomsuz oldukları sürece normal seyrinde devam etti. ancak semptom gösterdiklerinde test edildiler ve içlerinden pozitif olanlar belirlendi. peki ya aşı çalışmalarına katıldıkları halde enfekte olan ve semptom göstermeyen asemptomatikler? onlar bu % 95'lik etkinlik grubunu hesaplarken hesaplamalara dahil edildiler mi? elbette hayır! çünkü semptom göstermediler ve aşının etkinlik gösterdiği gruba dahil edilerek hesaplandılar. halbuki pek tabi içlerinde asemptomatik enfeksiyon sahibi olanlar da oluştu. dahası, aşılandığı halde asemptomatik enfekte olan bir kişinin bulaş döngüsündeki bulaşıcı-taşıyıcı etkinliğine dair yayınlanmış ya da bilinen bir çalışma da yok. evet, sonuç olarak bu vakalar gerçekten mevcutsa, bunların hiçbiri % 95 etkinlik oranına yansımadı.

son olarak üzerinde durmamız gereken iki husus var. varsayımları olumlu olarak tek tek sayarak gidelim; bu aşılar dünyanın sars-cov-2'ye karşı etkinlikte ihtiyaç duyduğu tam da aradığımız o aşılar olmalı bu bir! sadece aşılanan kişilerin içindeki az sayıda bireyin bünyelerindeki özel sorunların yol açtığı birkaç umulmadık yan etki vakasından başka bir güvenlik endişesi olmamalı, bu iki! son derece güvenli ve etkili bu aşılar pratikte geniş ve adil aşılama programları ile dünyanın geneline aynı anda ulaştırılmalı, ve bunun için de çabucak ama dikkatle 8 milyar insana yetecek kadar üretilmeli bu üç. değişik coğrafyalara ve fakir ülkelere bile kolayca iletilmeli bu da dört.

bütün bunlar birer birer gerçekleşmeden, şirketlerin yayınladığı etkinlik raporlarındaki rakamların gerçek hayata ne kadar yansıyıp yansımayacağını görmemiz mümkün olmayacak.

esenlikler dilerim.

kaynakça: healthaffairs.orghealthline.comclinicaltrials.govnytimes.comnature.com