BİLİM 15 Eylül 2017
53,8b OKUNMA     1230 PAYLAŞIM

Evrende Sonsuz Işık Varken Gece Nasıl Karanlık Oluyor?

Heinrich Olbers, gökyüzünde bu kadar yıldız varken gecelerin nasıl karanlık olduğu üzerine kafa yormuş bir bilim insanı. 1823 yılında yazdığı tezinde bu durumu Olbers Paradoksu olarak tanımlamış. Bu tarihten itibaren yaşanan bilimsel gelişmelerle bu durum bir paradoks olmaktan çıkmış ve mantıklı bir cevapla aydınlatılmış. Sözlük yazarlarıyla inceliyoruz.
iStock


olbers paradoksu, olbers'in , araştırmaları neticesinde vardığı aşağıdaki fikirler sonucu ortaya çıkan paradokstur.

a) kâinatın (uzayın), başlangıcı ve sonu yoktur.

b) kâinatın bir sınırı yoktur.

c) kâinattaki yıldızlar, düzenli bir şekilde dağılmıştır.

d) kâinatın büyüklüğü sabittir.

e) diğer yıldızlardan gelen ışığı engelleyici bir faktör yoktur.

Heinrich Wilhelm Matthias Olbers


bütün bunlara dayanarak, olbers'e göre gece gökyüzünün çok parlak olması gerekir çünkü sonsuz adet ışık kaynağı yani yıldız mevcuttur gece, karanlık olduğuna göre yanlış olan bir şeyler var yapılan araştırmalar, kâinatın bir başlangıcı olduğunu ispatlamıştır. kâinatın saniyede 60 bin km hızla genişlediği de ilmî bir gerçektir yıldızlardan gelen ışığı engelleyen bir faktör mevcut olsa idi, bu faktörün ısınması ve daha sonra da ışık kaynağına dönüşmesi gerekirdi. o halde gökyüzü gece parlak değilse bunun birkaç sebebi vardır:

a) kâinatın mutlaka bir başlangıcı vardır

b) kâinatın büyüklüğü sabit değildir yani genişliyor

c) yıldız sayısı sınırlıdır

d) yıldızlar kâinatta düzenli olarak dağılmamıştır

olbers paradoksu, paradoks olmaktan çıkalı 90 sene falan oldu. hala paradoks diye anıyor oluşumuz, sanırım henrich olbers ve almanlığına duyduğumuz saygıdan ötürü.


olbers; evreninin değişmeyen, sonsuz ve yıldızların düzgün olarak serpiştirildiğini varsayarak, yıldızların ışıklarını birbirine sonsuz kere eklediğini ve nihayetinde sonsuz bir ışık kaynağı olduğunu düşündü. sonra da "madem sonsuz ışık var, gece niye karanlık" diye sordu ve yok yere paradoks sahibi olduk.

yıldızların evrende düzgün şekilde bulunmadıkları bir yana, evren sürekli genişlediği için, uzaktaki yıldızların ışığı bize gelinceye kadar zayıflıyor ve etkisi ya az oluyor ya da hiç olmuyor. ayrıca yıldızlar da insanlar gibi doğuyor, büyüyor, yaşlanıyor ve oluyor. yani yıldızlar olbers'ın öngördüğü şekilde sonsuz bir evrende düzgün şekilde bulunsalar dahi, sonsuz bir ışık kaynağı yaratmaları olanaksız.

tabi olbers bunları 18. yy. teknolojisi ile düşündüğü için paradoks olmuştu kaçınılmaz olarak. şimdi yıldızların ömürlerini, hubble sabitini, evrenin triplerini bildiğimiz için paradoks olmadığını rahatça söyleyebiliyoruz. olbers'e de bu yüzden saygı duyuyoruz. zaten bunları dönemine göre değerlendirmezsek m.ö 590'da dünya'nın disk şeklinde olduğunu iddia eden tales'e, m.ö 560'da dünya'nın yüzeyini düz bir silindir olarak tanımlayan anaximender'e, m.ö 530'da dünya'nın evrenin merkezinde olduğunu öne süren pitagor'a, dünya'yı kusursuz bir küre olarak tanımlayan platon'a, güneş merkezli evreni reddeden pitolemi'ye de haksızlık yapmış oluruz ki, bu büyük aptallık olur.

kaynak 1

kaynak 2