F1'in En Tartışmalı Sezonu Olan 94'ü Schumacher Üzerinden Anlatan Nostalji Dolu Yazı
uluslararası otomobil federasyonu fia, 1994 sezonunda williams takımının süspansiyon sistemini ne hikmetse yasakladı. yeni kurallarla sezona yetiştirilemeyen araç baştan sona kusurluydu. aytron senna yeni aracından bir türlü istediği verimi alamıyordu fakat dikkatini çeken bir şey vardı: schumacher'in takımı benetton, 94 sezonunda beklenenin aksine çok hızlıydı. senna, gerek aracın çıkarttığı sesten, gerekse kalkışta diğer araçlara oranla daha süratli kalkmasından dolayı araçta birtakım şeylerin legal olmadığına emindi ve bunu defalarca dile getirdi. sezileri, tarihin en büyük şampiyonunu haksız çıkartmayacaktı. fakat senna, sezilerinin haklı olduğunu görecek kadar uzun yaşayamadı.
williams, 94 sezonuna kabus gibi başlamıştı. başta senna ve 2. pilot damon hill olmak üzere tüm teknik ekip aracın downforce sorunlarıyla boğuşuyordu. başarısız güncelleme paketiyle birlikte zaten hali hazırda var olan arkadan kayma sorununa bir de önden kayma problemi eklendi. williams bu vahim tabloyla birlikte sezonun 3. yarışı olan imola gp'sinde grid'deki yerini aldı. hafta sonu kabus gibi başlamıştı. antrenman turlarında ford'un avusturyalı pilotu roland ratzenberger müthiş bir süratle pist duvarına çarparak hemen oracıkta hayatını kaybetti. senna kazaya çıplak gözle şahit olmuştu. ratzenberger onun dostuydu. ölümünü canlı seyretmek onu çok yıpratmıştı. ama senna ölümün bu sporun bir gerçeği olduğunu kabullenen bir pilottu. arkadaşına yapabileceği en iyi jestin podyuma çıktığında avusturya bayrağı açmak olduğunu düşünüyordu. nitekim o hafta sonu öldüğünde tulumunun iç cebinde bu kez brezilya bayrağı değil, avusturya bayrağı vardı...
brezilya'da senna'nın ruhuna yakışır bir cenaze töreni yapılırken formula 1 kendi iç sorunlarıyla boğuşuyordu. fia, ferrari ve mclaren ile birlikte schumacher'in takımı benetton’a da soruşturma açmış; ferrari gereken verileri hızla fia’ya verirken, mclaren ve benetton verileri vermeyi reddettiklerinden 100 bin dolar cezaya çarptırılmıştı. fia, yaptığı araştırmada mclaren’in yazılımının vites değiştirmeye yardımcı olduğunu ve legal kabul edildiğini, benetton’ın ise çekiş kontrol sistemine etki eden bir elektronik yazılım kullandığını ancak bunu yarışlarda kullandıklarına dair bir kanıt olmadığı için(!) ceza veremeyeceklerini açıkladı.
senna, hislerinde haklıydı. benetton göz göre göre hile yapıyordu ve fia, açıklama metninde tüm takımlarla adeta dalga geçiyordu. takım ve senna'nın mirasını devralan damon hill kararlıydı, benetton pist üzerinde cezasız kalmayacaktı. damon hill, 94 sezonunun geri kalanında o kusurlu araçla öyle bir performans ortaya koydu ki son yarışa gelindiğinde schumacher'le arasında sadece 1 puan fark vardı. hill ve schumacher avustralya gp'sinde şampiyonluk için yarışıyorlardı. schumacher 35. turda east terrace virajında aracının kontrolünü kaybederek duvara temas etti, bunu fırsat bilen hill bir sonraki virajda içeriden atak yapmayı denedi fakat schumacher direksiyonu doğrudan hill'in üzerine kırarak hill'in süspansiyonunu kırdı ve iki araç da yarış dışı kaldı:
bu kamikaze dalışının ardından schumacher, kariyerinin ilk şampiyonluğunu kazanmış oldu ve f1 tarihinin en şaibeli sezonunu geride bırakmış olduk. fakat bu yaptığı beyimize kafi gelmemiş olacak ki 97 sezonunun son yarışında, şampiyonluk mücadelesinde jacques villeneuve'e de daldı:
fia, bu duruma daha fazla sessiz kalamadı ve schumacher' in puanlarını silerek tüm sezondan men etti. 98-99 sezonlarında zaten hakkinen pist üzerinde gereken dersi verdi şumi'ye.
2000-2004 yılları arasında hakkinen'in emekliliğinden sonra schumacher pistin artık en usta pilotuydu ve altında o zamana kadar f1 tarihinin gördüğü en mükemmel araç vardı. şumi usta pilotluğunu kusursuz bir araçla birleştirince artık spekülasyonlara da gerek kalmadı. tam 5 sezon boyunca pistlere hükmetti ve bu süreçte ona diş geçirebilecek yeteneğe yada araca sahip hiçbir pilot yoktu. önce senna'nın, ardından steward'ın, prost'un ve hiçbir zaman kırılmaz olarak görülen fancio'nun rekorlarını birer birer kırdı. ta ki 2005'te alonso ortaya çıkana kadar... artık şumi'nin karşısında ondan daha genç, yetenekli ve en az altındaki ferrari kadar rekabetçi araca sahip bir pilot vardı.
alonso 2005-2006 yılları arasında çifte dünya şampiyonluğunu ilan etse de şumi hala ona diş bileyebilecek, meydan okuyabilecek seviyedeydi. ama "kariyer mühendislerinin" zirvede bırakma ve kendi marka değerine zarar vermeme telkinlerinin ardından 2006 monza gp'sinde birden sezon sonu f1'i bırakma kararı aldı. şumi her ne kadar f1'i bıraksa da f1'den kopamadı. hala yapabileceği bir şeyler olduğuna inanıyordu çünkü. f1'de henüz işi bitmemişti. f1 çevreleride onun işinin bitmediğini ve kazanma arzusunun devam ettiğini biliyordu. bu doğrultuda 2010 yılında yeni kurulan mercedes gp ile f1'e geri dönme kararı aldı, ya da eski dostu ve "kariyerinin mühendisi" olarak görünen takım patronu ross brawn tarafından dönmeye ikna edildi.
hepimiz şumi'den niki lauda'nın dönüşü gibi efsane bir geri dönüş hikayesi bekliyorduk fakat sezonun başlamasıyla hevesimiz kursağımızda kaldı. araç nispeten rekabetçi olsa da şumi'nin alışık olduğu sürüş stiline uygun değildi ve şumi bu süreç boyunca kayda değer hiçbir başarı elde edememekle birlikte takım arkadaşı rosberg'in gerisinde kaldı. fakat ross brawn, şumi'nin bu araçla şampiyon falan olamayacağını zaten biliyordu. kaşının gözünün hatırına da onu takıma almamıştı. şumi tecrübeleriyle ve birikimiyle aracın gelişimine katkı sağlayacaktı. o da öyle yaptı zaten.
mercedes gün geçtikçe güçleniyordu ama şumi'nin ismi ve marka değeri de aynı oranla zarar görüyordu. schumacher artık f1'de işinin bittiğine gerçekten kanaat getirdi ve emekli oldu. eski dostu ama aynı zamanda ezeli rakibi hakkinen'in sağlıklı bir aile yaşantısı gerekçesiyle f1'den ayrılmasına bir türlü anlam verememişti. altında hep başka bir sebep arıyor, içten içe ondan korktuğu için bıraktığını düşünüyordu ama zaman geçtikçe ailesinin önemini kavradı ve artık eski dostuna hak veriyordu.
f1'i de bıraktığına göre artık ailesiyle birlikte bolca vakit geçirebilirdi. yarış pilotu olmak isteyen oğlunun kariyeriyle ilgilenebilir, boş kalan zamanlarını eşiyle ve kızıyla geçirebilirdi. işte, fransız alpleri'ndeler. gerçekten harika bir aile tatili gibi gözüküyor. fakat yarış tutkusu ve adrenalin, unicorn kanı gibi bir lanettir. bir kez bu zehri tadanın hayatı boyunca yakasını bırakmaz. öyle de oldu. şumi burada da hız tutkusundan vazgeçmedi. sonrası bir uçurum, bir kayalık ve hepimizi nöroloji uzmanı yapan o meşhur süreç...
şumi'nin son durumunu bilmiyoruz çünkü ailesi hiç etik olmayan bir biçimde bunu saklamaya devam ediyor. fakat mirası her hafta sonu gözümüzün önünde: mercedes gp... şumi'nin hiçbir para birimiyle satın alınamayacak tecrübelerini ve birikimini kattığı, temellerini atıp cefasını çektiği, yenilmezliğini katıp adeta mürver asası haline getirdiği bu araçla lewis hamilton onun kırılmaz denen rekorlarını kırmakla meşgul şu sıralar.
ross brawn... gerçekten müthiş bir kariyer mimarı ve harika bir dost.