SİNEMA 5 Aralık 2018
56,2b OKUNMA     726 PAYLAŞIM

Fantastik Türk Sinemasının En İyi Örneklerinden Biri: Tarkan

Sezgin Burak'ın 1967'de çizmeye başladığı Tarkan çizgi romanı, daha sonraları filme aktarılarak fantastik Türk sinemasının en iyilerinden birine ön ayak oldu.

tarkan karakteri, sezgin burak tarafından 1967 yılında çizilen bir karakterdir. ilk olarak hürriyet gazetesi’nde yayınlanmaya başlamıştır. tarkan’ın diğer çizgi romanlardan en büyük farkı çok büyük özen ve çalışmayla hazırlanmış olmasıydı. bir seri yazılacaksa bu seri aceleye gelmeden üzerinde iyice düşünülerek yazılırdı. bu nedenle diğer çizgi romanlar gibi seri üretilmedi geniş aralıklarla çizildi. yayınlanmasıyla birlikte tarkan büyük ilgi görmeye başladı ve giderek halkın tarkan’a olan sevgisi katlandı. sezgin burak, tarkan karakterini yaratırken ince eleyip sık dokudu. öyle ki türk gücünü ve kudretini gösterecek bir isim seçmek bile hiç kolay bir iş olmasa gerek...

tarkan'ın film serisi, çekildiği dönem dikkate alınarak gerek dünya sineması gerekse de türk sineması’nda her zaman fantastik sinemanın en önemli örneklerinden biri olarak gösterildi.


1969’dan önce senaryosu sezgin burak’a ait olmayan hatta ondan habersiz diyebileceğimiz iki tane tarkan filmi çekildi ancak bu iki film de başarılı olamadı. insanların, korku nedir bilmeyen bu karakterin maceralarını heyecanla takip etmesi, çizgi romana yakışır filmlerinin çekilmesini gerekli kıldı. bunun üzerine 1969’da senaryosunu sezgin burak’ın yazdığı, tunç başaran’ın yönettiği ve tarkan’ın ete kemiğe bürünmüş halini de kartal tibet’in canlandırdığı bir film çekildi. kartal tibet’in bu karaktere seçilmesindeki en başlıca neden kuşkusuz ‘karaoğlan’ filminde gösterdiği başarılı performans ve de halk tarafından tanınan bir oyuncu olmasıydı. tarkan karakteri için kartal tibet doğru bir seçim olduğunu çevrilen beş filmde de gösterdi. ‘tarkan mars’ın kılıcı’ adıyla bilinen bu filmde, tüm dünyaya korku salan, barbar devletlere karşı büyük tehdit oluşturan yüce hun imparatoru attila, herkes tarafından kutsal sayılan ve sahip olanın dünyayı hükmedeceğine inanılan 'savaş tanrısı mars’ın kılıcını elde etmek için koca bir ordu olarak nitelendirdiği, yenilmez türk savaşçısı altar’ın oğlu tarkan’ı görevlendirir…


ilk filmin beğenilmesinin ardından ikinci filmin çekilmesi için hazırlıklar başladı. tarkan karakterini yine kartal tibet canlandırdı. ikinci filmde yönetmen koltuğunda bu sefer mehmet aslan vardı. ‘tarkan gümüş eyer,’ ilk filme oranla çok daha heyecanlı ve sürükleyicidir. ilk filmde görülen tekdüze olay örgüsü bu filmde birden fazla karaktere odaklanarak heyecanın katlanmasını sağlamıştır. gümüş eyer’de tarkan’ın nerden geldiği, soyunun kimlere dayandığı, nasıl amansız bir savaşçı olduğuna dair soruların cevaplarını bulabiliyoruz. bir intikam filmi olan gümüş eyer, yarattığı kötü karakterlerle de serinin en unutulmaz filmlerinden biridir. ayrıca tarkan’ın kurtlarla dostluğunun nerden geldiği de şaşırtıcı bir şekilde netliğe kavuşuyor. tarkan bu filmde kurtlarla iç içe yaşamış, kurtlar tarafından yetiştirilmiş, babasının katilleri, kostok*, gosha*, kedi*, ve sorkof’tan* intikam alacak, altar soyunu devam ettirecek tek kişidir.


gümüş eyer öylesine ilgi gördü ve başarılı oldu ki üçüncü filmin çekilmesi de kaçınılmaz oldu. serinin üçüncü filminin adı 1971’de çekilen 'tarkan viking kanı’dır. tarkan kurtlarını ikilemiştir. aynı zamanda serinin en fantastik, en ilgi çekici, en unutulmaz filmidir. türk sineması’nda bir ilk yaşanmış filmde ahtapot öğesine yer verilmiş bununla da kalınmamış tarkan ahtapotla* savaşarak kılıcıyla onu öldürmüştür. filmde can yoldaşı kurdunun vikingliler tarafından öldürülmesi sonucu tarkan and içer; “kurdumun, kardeşimin öcü alınmadan viking kanı dinmeyecek.” ve tarkan viking diyarına; kuzeye doğru bir balıkçı kayığıyla yola koyulur. bu filmde de gümüş eyer’deki gibi ‘intikam’ filmin ana noktasını oluşturuyor. ayrıca duygusuz bir savaşçı görünen tarkan bu filmde ilk olarak kurdu için gözyaşı döker. tarkan kurt’un intikamını almak için vikinglilerle mücadeleye girer. vikingler artık korkmalıdır; onları artık tarkan’ın elinden kimse kurtaramaz yüce 'odin' bile.


dördüncü filmin senaryosunu sadık şendil yazmıştır. yönetmen koltuğunda yine mehmet aslan var. oyuncu kadrosunda kartal tibet’in yanı sıra, halit akçatepe ve zeki alasya’da bulunmaktadır. alasya filmde 'doğu vandal kralı'nı canlandırıyor. attila, sevdiği kadını öldüren, çocuğunu da kaçıran doğu vandal kralı'nın elinden çocuğu kurtarması için tarkan ve değişik dövüş tarzlarıyla tanınan kulke (halit akçatepe) ve adamlarını görevlendirir.

tarkan beşinci filmde 'güçlü kahraman' adıyla karşımıza çıkıyor. reha yurdakul, gümüş eyer adlı filmden sonra bu filmde de karşımıza çıkıyor. bu macerasında tarkan, uzakdoğuda sahip olanın önünde kimsenin duramayacağına inanılan ancak savaşla zorla değil; zekayla, bilgiyle elde edilebilecek sadece bu şekilde gücü kullanılabilecek 'altın kılıç’ı getirmek için attila tarafından uzakdoğuya gönderilir. bir önceki filmde düşüşe geçen heyecan bu seride tüm hızıyla devam eder. bu sefer düşmanı acımasız wang yu. yenilmez denilen tarkan’ı bu filmde wang yu haşamat etmiştir. iç organlarına kadar parçalamıştır. viking kanı’ndan sonra yine çok fantastik ve inanılmaz şeyler bizi koltuğumuza çiviler. tüm kemikleri wang yu tarafından kırılan tarkan’ın, tekrar sağlığına kavuşması için 'dünyanın tüm madenlerinin eridiği havuza' girmesi gerekmektedir…


tarkan serisine dair söylenebilecek en önemli şey, çekildiği dönemin şartlarına göre çok başarılı bir film olduğudur. öyle ki tarkan, fantastik ve acımasız bir diyarın güçlü, korkusuz, iyi ve tek dostu bir kurt olan savaşçısıdır. çekildiği döneme göre gerek kostümler gerekse de yarattığı atmosfer ile alkışı hak eder. ayrıca film serisi, çok cesur, erotik sahnelere de sahiptir. her ne kadar zaman zaman bu kadar da olmaz dedirtse de filmler, kendini izlettirmesini biliyor. zaten eserin çizgi romandan gelen farklı bir çekiciliği var. absürd sahneler barındırsa da çoğu zaman bu sahnelere gülsek de, o dönemde bu sahneler hiç de gülünecek sahneler değil, aksine halkın heyecanla, şaşkınlıkla izlediği sahnelerdi. elbetteki zamanla birlikte sinema sektöründe birçok şey değişti. değişmeyen birkaç noktadan birisi de sinema’nın eğlendirme, hayal dünyasına sokma faktörü ki tarkan, işte bunu çok iyi başardı. asla ölmeyecek, karakterleriyle asla unutulmayacak, ortaya beş filmden oluşan çok fantastik bir dünya sundu bizlere. bizleri doyasıya eğlendirdi, gülümseti, heyecanlandırdı, içine çekti. çekildiği zamanlarda kimsenin çekmeye cesaret dahi edemeyeceği, bırakın cesareti aklına bile gelmeyecek şeyler filme konu oldu. ve film bu konuları, ögeleri (bezden yapılma ahtapotlar, acımasız katiller, seks, şiddet) başarıyla harmanlamasını, filme çekmesini iyi bildi.

filmler çekildiği zamanlarda olduğu gibi bugün de fantastik dünyasına, karakterlerine hayran toplamaya devam ediyor.

Tarkan: Viking Kanı Filmindeki Travmatik Dev Ahtapot Sahnesi Nasıl Çekildi?