FUTBOL 2 Kasım 2020
29,8b OKUNMA     617 PAYLAŞIM

Fenerbahçe'nin Şu Anki Kadrosu ve Transfer Edebileceği Yerli Oyunculara Genel Bir Bakış

Başarılı bir transfer sezonu geçiren Fenerbahçe, döviz kurlarının arttığı ve pandemi nedeniyle bilet satışı vb gelirlerin azaldığı dönemde çareyi potansiyelli yerli oyunculara yönelerek bulabilir.

daha önce ekşi sözlük'te bir sezon öncesi yazısı yazmıştım, henüz transfer dönemi bitmemişken. orta saha ve hücum rotasyonuna yeni isimler katıldı. bunlardan da ufacık bahsedeceğim. ancak daha sonra bahsetmek istediğim bir diğer konu var.

sol açık (perotti, pelkas, thiam)

önceki yazıda ferdi, thiam, garry ve yapılacak bir transferden bahsetmiştim. hatta o transferin de perotti olacağını düşündüğümü ve onun da alınabilecek bir risk olduğunu söylemiştim. aynı yerdeyim aslında. fark ettiyseniz, ilk yazıya göre sol açık rotasyonu hemen hemen tamamen değişmiş. erol bulut'un yapmaya çalıştığı şeyi anlayabiliyorum. sol açıkta oynatacağı oyuncunun aslında bir kanat-oyun kurucu olmasını istiyor. orijini merkez orta saha olan pelkas'tan, bu görevde 2 maçtır epey iyi verim aldığını düşünüyorum. perotti ise düşük risk-büyük ödül sınıfında benim gözümde. kontratı yüklü değil. eğer kötü oynarsa o bölgede pelkas, thiam hatta ferdi'den yararlanabiliriz. ancak iyi oynadığı takdirde ben ondan bir valbuena etkisi bekliyorum.

orta saha (gustavo, sosa, ozan, mert hakan, pelkas)

yeri garanti olan iki isim gustavo ve sosa. ozan ise şu an müthiş oynuyor. erol bulut ozan'dan bilinenin dışında bir 10 numara yaratmaya çalışıyor. topla değil de, topsuzken değerli olan bir 10 numara profili. rakibe üçüncü alandan baskı yaparak, topu hemen kapmaya çalışıyor. ozan'ın oyun kurmadaki eksikliğini ise sosa ve pelkas gibi iki oyun kurabilen oyuncuyla yapıyor. ancak bu kurgu değişmeye çok açık. özellikle maç içinde ozan-gustavo göbeğiyle 4-4-2'ye dönülebilir, gustavo-sosa-pelkas'la daha teknik, daha yaratıcı bir oyuna dönülebilir, gustavo-ozan-mert'le daha baskıcı bir orta saha kurgusu çizilebilir. şu ana kadar erol bulut'un en zayıf bulduğum yönü maç içi hamleleri. ve bu kurguda da en önemli nokta burası oluyor.

forvet (samatta-cisse-ademi)

beni en çok şaşırtan transferler bu bölgede oldu. samatta daha çok bitirici profile uyan bir forvet. vedat gibi sırtı dönük oyun kurmasını beklemeyeceğiz. cisse'ye göre avantajı topla daha çok oynayabilmesi. özellikle takımın çok yüksek sayıda orta yaptığını ve duran topları çok etkili kullandığını varsayarsak, samatta doğru profil gibi gözüküyor. cisse ise tam hamle oyuncusu. garip bir şekilde çok rahat pozisyona girebiliyor. rahat atıyor ve rahat kaçırıyor. takımın ana rotasyonunda. ademi ise ilginç bir tercih. aklıma ilk gelen, açılmayan maçlarda ademi'nin hava toplarına güvenilecek. 75'den sonra ek bir opsiyon yaratması için alınmış gibi gözüküyor.

fenerbahçe hem kadro olarak hem de oyun olarak şu an ligin üstünde gözüküyor. olası sakatlıklara, formsuzluklara karşı elinde yeterli derinlik de var. olay disiplinden kopmamak. ancak yazının başında bahsetmek istediğim diğer bir konu olduğunu söylemiştim. bence ayrı bir paragrafı hak ediyor o konu.

kurumsallık. ali koç'un tespiti en başından beri doğruydu. aslında bunu biraz özlemini duyduğumuz "güçler ayrılığı" ilkesine benzetebiliriz. şu an en yetkin kişilerin kendi yetkin olduğu konuda sorumluluk sahibi olduğu bir kurumsal yapı oluşmuş gibi gözüküyor. erol bulut teknik kadronun patronu, volkan ballı samandıra'nın, emre belözoğlu futbol şubesinin, ve ali koç da tüm takımın. doğru yönetilmeyen klüp başarılı olamaz. olamadı da. sürekli,sistematik bir başarı, sistematik bir organizasyondan geçer. ama asıl sınavımız bence bu sene başlıyor.

yapılan hamleler çok tatmin edici. ancak ülke olarak önümüz karanlık. euro ne zaman 12 lira olur mesela? ya da öyle sormayayım da, 3 ay sonra euro 12 tl olsa şaşırır mısınız? tam olarak böyle bir dönemden geçiyoruz. klübün varolabilmesi için taşımak zorunda olduğu bir vizyon var. şampiyonlar ligine katılıp, oyuncu satmak. bu transfer dönemi fenerbahçe'nin all-in dönemi oldu. şu an şampiyon olmaktan başka hiçbir çare yok. tüm yatırım, tüm planlama bunun için yapıldı. peki ya ilerisi?

şöyle bir zor durum var: bütçemiz daha da düşmek zorunda

artan kur ve azalan gelirler (pandemi özellikle) bizi ekonomik olarak küçülmeye zorluyor. aynı seviyede kalabilmemiz için yapmamız gerekenler oyuncu satışı ve yeni oyuncu bulma. takımın mevcut kurgusunda bize ciddi bonservis getirebilecek oyuncular şimdilik benim gözümde altay, ozan ve ferdi (oynarsa). ayrıca gustavo, sosa, cisse gibi ciddi anlamda belirli bir yaşın üzerinde oyuncu grubu var. ve bunların yedeklerinden emin değiliz. işte burada devreye almak zorunda olduğumuz oyuncular geliyor. bu transfer dönemindeki en büyük başarımız bonservissiz oyunculardı. şimdi özellikle yerli piyasada yine aynı mantıkta olmalıyız. ama bir ekstrayla. bu sefer değer yaratacak oyuncuları da bulmalıyız.

ali akman'ı hiç izlediniz mi? ben uzun zamandır bu kadar etkileyici bir türk forvet görmemiştim. transfermarkt'a göre önümüzdeki yaz kontratı bitiyor. amcası ayhan akman'ın etkisiyle galatasaray'ın radarında olduğunu tahmin ediyorum. ama çocuğun da fenerbahçe formalı fotoğraflarını gördüm. bence bu transfer fenerbahçe için olmazsa olmaz. ama asıl tehlike galatasaray değil. artık avrupa gözünü türkiye pazarına dikmiş durumda. artık ligde oynamayan oyuncular bile direkt bir avrupa takımına gidebiliyor. peki bu çocuk nasıl bağlanır? öyle fenerbahçe büyüklüğü, emre abin değil. bak ben 32 yaşındayım, avrupa'dan bir iş teklifi gelse koşa koşa giderim. 18 yaşında bir çocuğu bu yoldan ikna edebilmeniz için bir şeyler sunmanız lazım. garanti forma süresi olabilir bu mesela. illa ilk 11 sözüne gerek yok. kiralık verilmeyeceğini bilsin, rotasyonda forma bulabileceğini bilsin. serbest kalma maddesi konulabilir. yani klasik "fenerbahçe genç oyuncuların futbol hayatını bitiriyor" algısını yok edecek bir vizyon lazım.

salih uçan'ın farkında mısınız? fenerbahçe'nin uefa yarı finali oynadığı sezondan beri en iyi oyununu oynuyor. nihayet ne yapmak istediğinin farkına varmış. oyunu olgunlaşmış. 35 yaşındaki sosa yerine müthiş bir alternatif. 2021 yazında onun da sözleşmesi bitiyor.

dorukhan toköz. orta sahanın her yerinde oynadı şimdiye kadar. en sevdiğim özelliği ise sürekli dikine oynamak istemesi. olası bir ozan satışından sonra, yaşlanan gustavo ve sosa'yı da düşünürsek orta saha için müthiş hamle. 2021 yazında onun da sözleşmesi bitiyor. 25 yaşında olacak.

yapılacak şu 3 transfer için kulübün kasasından para çıkmayacak. yaş ortalaması 23. hepsi ilk 11 veya rotasyonda katkı vermeye hazır. deniz türüç ya da nabil dirar'ı bir şekil elden çıkarabilirsek, sadece birinin maliyetiyle bu 3 oyuncu alınabilir.

niyetim tweet altında yöneticilere oyuncu öneren insanlardan olmak değil, elimizdeki kaynaklara da bakmamız lazım

berke özer: iki yıldır avrupa'da oldukça başarılı. plan ne bilmiyorum. altay satılıp, kale berke'ye mi emanet edilecek? yoksa bu ikili forma savaşına girecek mi? karar her ne olursa olsun, berke kesinlikle kullanmamız gereken bir değer.

ismail yüksek: 3. ligden direkt fenerbahçe'ye geldi. yaşı öyle genç de değil. 21 yaşında o seviyeden buralara çıkan oyuncu örneği çok yok. balıkesirspor'da şu an hiç fena olmayan bir performans gösteriyor. ön libero mevkinde oynamasına rağmen ayağına çok hakim. beklenilen gelişmeyi gösterirse gustavo'nun yedeği olabilir.

ömer faruk beyaz: bence tüm bu konuşulan vizyon hamlelerinin turnusolü bu çocuk olacak. tamam, gerçek hayat fm değil. şampiyonluğun bu kadar hayati olduğu bir sezon ilk 11'ine ömer'i yazmazsın. ancak potansiyeli ortada. avrupa takımlarının ilgisi malum. bu çocuğu bu sezon kulübeye hapsetmek, kendimizle çelişmek olacaktır. ben şahsen herhangi bir türkiye kupası maçında forvet arkasında ozan, pelkas, mert hakan'ı görürsem kızarım. ömer şu an a takım seviyesinde. kupa maçları veya kopmuş maçlar (ör: dk 75, 2-0 öndeyiz) gibi maçlarda ufak ufak formayı almasını bekliyorum. zaten beklenen ilerlemeyi gösterirse o formayı alıp daha da vermez.

özetlemek gerekirse

bence fenerbahçe harika bir transfer sezonu geçirdi. harika bir kulüp vizyonu koydu ortaya. ama sürdürülebilir başarı, sürdürülebilir vizyondan geçiyor. bu sene şampiyon olup, yine geçen seneki gibi 20-25 milyon euro aralığında oyuncu satışı yapıp, klübün genel maliyetlerini düşürüp ek olarak da olası yabancı sınırı göz önüne alınarak bonservisi elinde olacak yerli oyuncuları takıma kazandırırsak doğru rotada olduğumuzu anlarız. şu an için her şey güzel gidiyor, umutluyuz.