fransız devrimi'nin çıkmasına sebep olan dedikodu, iftira, entrikalarla dolu gizemdir bu olay.

1780 yılında parisli elmas tüccarları, zamanın kraliçesi marie antoinette'nin baş düşmanı, kendisinden daha zengin olan madame du barry için paha biçilmez pırlantalarla süslü, bilmem kaç karatlık bir kolye tasarlıyorlar. fakat madam, bu kolyeyi beğenmeyince bunu kraliçeye sunuyorlar.

kıskanç, hırslı, şımarık marie antoinette ise "bana ne, bana mı yaptınız? kime yaptıysanız ona satın!"şeklinde yanıt verince tüccarlar şapa oturduk deyip, ellerindeki pırlantalarla paris sokaklarında deli divane dolaşırlar.

fakat bir gün comtesse de la motte de işin içine girerek, zamanın ruhani lideri fransız din adamının başbakan olma sevdasını kullanarak marie antoinette'nin ağzından aşk mektupları yazarak bu kolyeyi kraliçeye verme sözüyle papa'ya aldırır. papa'nın da gönlü varmış hani, bütün servetini yatırıp paraya kıyar alır vesselam, kraliçeye jest yaptım deyip olmayan bir sevdanın içinde yanıp tutuşur. araları uzun yıllar boyunca açık olduğu için kraliçeye gidip "kolye nasıl, beğendin mi sultanım?" diye soramaz haşa. kaş göz işaretleriyle maymuna döner adeta.

comtesse de la motte, bu kolyeyi cukkaladıktan sonra ailesine ait olan fakat ellerinden alınan şatosunu satın alır. papa'yla kraliçenin yazdığı zannedilen aşk mektuplarını da bir gün lazım olur diye saklar. yalnız değildir bu komploda, yanında aşığı ve kont olan kocası vardır.

sonradan bu olaylar ortaya çıkınca kontes bu mektupları basına sızdırır. paris sokaklarında elden çocuklar "geell vatandaaaş kraliçeyle papa'nın aşkı", "havaya uçan trilyonlar", "nooluyo olm sarayda", "çüş devenin nalı kolyeye bu kadar para mı verilir nan düdükler" diyerek gazete gazete tüm yurda yayarlar bu olayı.

bu olay öyle büyür ki ardından sefaletine küfreden halk, bildiğimiz bastille hapishanesi'ni basar falan filan... yani fransız devrimi başlar.

Gösterişli Saray Hikayesinin Ardında Dedikodularla Son Bulan Bir Hayat: Marie Antoinette