KÜLTÜR 14 Ağustos 2017
33,9b OKUNMA     836 PAYLAŞIM

Freud'a Göre Yas ve Melankoliyi Birbirinden Ayıran İnce Çizgi

Sözlük yazarı "caydanliktaki yamuk siluet", Freud'a göre yas ve melankolinin farkları nelermiş, paylaşmış.
iStock.com


freud’a göre;

"yas, sevilen bir yakının veya ülke, özgürlük, bir ideal gibi düşünsel-soyut bazı değerlerin kaybına karşı gelişen bir reaksiyondur. yas’a neden olan olayların benzerleri, bazı insanlarda, bizde patolojik bir dispozisyon şüphesi doğuracak şekilde melankoliye neden olurlar. yas içinde her ne kadar yaşama karşı takınılan tutumda büyük bir değişiklik ortaya çıksa da bu değişikliğin bize hiçbir zaman patolojik ve tıbbi tedavilik bir durummuş gibi gözükmemesi çok önemli bir izlenimdir. biz belirli bir zaman içinde bu durumun üstesinden gelineceğine inanır ve herhangi bir müdahaleyi faydasız hatta zararlı görürüz. 

melankolinin ayırıcı özellikleri, derin acılı bir yeis hali, dış dünyaya ilginin kesilmesi, sevme kapasitesinin kaybı, aktivitelerin inhibisyonu, ve kendini kınamaya, yermeye varan ve sanrısal cezalandırılma beklentisinde sonuçlanacak şekilde, kendine saygıda azalma halidir. bu tablo, bir belirti hariç yasdaki benzer özelliklerle ele alındığında biraz daha anlaşılır olmaktadır. yas’da kendine saygıda bir bozulma yoktur ama diğer belirtiler melankoli ile aynıdır."


yas ve melankolinin farkını böyle açıklar. 'kendine saygıda bozulma' durumu melankolik oluşun getirisidir. 

bu 'kendine saygıda bozulma'nın evrelerine de değinir;

"gerçek (gerçeği test etme) sevilen nesnenin artık olmadığını göstermiştir ve libidonun bu nesneden geri çekilmesini gerektirmektedir. bu gereksinim anlaşılabilir bir karşıt gücü ortaya çıkarır. insanların bağlanabileceği başka bir nesne olsa bile belli bir libidinal durumdan isteyerek hiçbir zaman vazgeçmemeleri evrensel olarak gözlenen bir durumdur."

yani, bir ‘kaybedişin’ ardından ‘kaybedilene’ kaybedilmeden önceki yönelen duygudurumlar yersizyurtsuzlaşır. her yönelişinde artık eskisi gibi bir yerleşikliği bulamayınca da ‘gerçeği test edişi’ biter ve gerçekle yüzleşir. ancak libidinal yönelimsellik bir gerçeğ’i takmaz. hep yönelimselliğinde seyralır. ve bu yönelimsellik de elbette ‘kaybedilenin’ yerine yeni bir hedef yaratır, yerleşikleşme ümitvarlığıyla. bu durumdan, yas’taki gibi, freud’un deyişiyle ‘ ruhsal enerji yatırımı yapılarak ve bu kaybedişin nesnesinden libidonun ayrışmasını tamamlayarak ‘ kurtulunamazsa mevzubahisimiz olan duruma sürüklenilir.
melankolik oluştaki ‘materyal yatırım’a. yani kendine.


yersiz yurtsuzluğu kendine yönelten kişide ego tahribata uğrar.

"hasta, bize kendi egosunu değersiz, beceriksiz-başarısız, alçak olarak sunar, kendini
kınar, kötüler, kovulmayı ve cezalandırılmayı bekler. kendi kendini alçaltır, ve yakınları ile son derece değersiz biri ile ilişkilerinden duymuş oldukları hoş olmayan duyguları paylaşmaya başlar."

yas’tan farklı olarak melankolide olan bir şey de yas’taki kaybedilen şey nesneldir lâkin melankolide böyle olmak zorunda değildir. melankolide kaybı yaşanan, tahribata uğrayan ego’yla birlikte erir. yani bahsettiğimiz ‘kendi’. ego, kendi’yle birlikte erimeye başlamıştır.
ve ego, artık ‘tükendiğinin’ farkına vardığında tüketerek beslendiği şey’i, yani vücudunu yok eder.
nesnenin gücü, ego’nun gücünü böylece ‘aşmış’ olur.