TARİH 25 Ekim 2018
54,2b OKUNMA     702 PAYLAŞIM

Gelir Adaletsizliği ve Şehir Yaşamını Meydana Getiren Büyük Sanayi Devriminin Tarihi

18. ve 19. yüzyıllarda buhar gücüyle çalışan makinelerin makineleşmiş endüstriyi doğurmasıyla ortaya çıkan Sanayi Devrimi, sömürgeyi ortaya çıkarmış, pek çok hayatı derinden etkilemiş. Peki bu devrim nasıl ortaya çıkabildi? Buyrunuz.
Berlin tren fabrikası, 1847.


sanayi devrimi aslında enerji ile doğrudan bağlantılıdır

kendisi için makineleşmeyle ortaya çıkan bir enerji devrimidir diyebiliriz. bu devrim öncesinde üretim için kullanılabilecek hareket enerjisini üretebilen sadece insan gücü ile çeşitli hayvanların güçleriydi. su değirmeni ile hidroenerji, yel değirmeni ile de rüzgar enerjisi de kullanılmaktaydı belki ama bu iki enerji türünün kullanım alanları bu enerji tiplerinin kullanım zorluğundan dolayı çok kısıtlıydı. bunun yanında odun gibi yakıtlardan elde edilen ısı enerjisini hareket enerjisine çevirecek bir yöntem de bilinmiyordu. dolayısıyla üretim miktarı düşüktü. sanayi devrimine kadar dünyanın tüm bölgelerindeki üretim hacmi ve gsmh hemen hemen aynıydı.

sanayi devriminin öncüsü olarak makineleşme öncesi cottage industry denilen evden üretim tekniklerinin gelişimi ve ingiltere'deki toprak reformu olan çitleme kanunu kabul edilse de, devrimi asıl tetikleyen unsur buhar makinesinin icadıdır. buhar makinesi ile ilk defa ısı enerjisi hareket enerjisine dönüştürülebilmiştir. buhar makinesi, üretimi ilk defa yaygınlaşan bir fosil yakıt olan kömür kullanımı ile birleşince hem inanılmaz bir üretim gücü ortaya çıkmış hem de buharlı lokomotif ve buharlı geminin geliştirilmesiyle taşımacılık, dolayısıyla çok geniş toprakların hammaddelerini kullanabilme olanağı doğmuştur. verimliliği %1 gibi çok düşük olan ilk üretilen makinelerle dahi bir anda 300 işçinin yapabileceği iş yapılmaktaydı. 18. yy'ın son yarışında ingiltere, manchester'da yakıt olarak kömür kullanan buhar makineleri önce tekstil sektöründe çalışmış, ardından demir-çelik sanayisi gelişmiştir. 19.yy'da diğer batı avrupa ve kuzey amerika ülkelerine yayılmıştır.

18.yy'ın ikinci yarısında ingiltere'de başlayan ve 19. yy'da hızla batı avrupa'ya yayılan nehirleri su kanallarının yapımıyla birleştirerek kara içlerinde ulaşımı kolaylaştırmak ve bu bölgelerde üretilen tarım ürünlerinin toplanmasıyla hinterlandları genişletme işi, 1830'lardan itibaren yaygınlaşmaya başlayan demiryolları ve telgraf teknolojisinin gelişmesi ile iletişim ve ulaşım konusunda inanılmaz bir devrim yaratmıştır. yük taşıyan bir at arabasıyla bir günde gidebileceğiniz yol 30 km civarıyken, trenlerle bir günde gidebildiğiniz mesafe önceleri 500 km civarına, birinci dünya savaşından hemen önceki zamanlarda ise 1000 km civarına çıkmıştır. trenler aynı zamanda belli bir düzende, bilinen zamanlarda ve dakik olarak çalıştıkları için sanayi üretimi için çok önemli hale gelmiştir. telgraf teknolojisinin gelişimi de iletişimi ışık hızına ulaştırmış, atlantik'i geçen telgraf hattının 1866'da kurulmasıyla dünyanın bir ucundan diğer ucuna anında haber göndermek mümkün olmuştur.


19.yy'ın ikinci yarısında petrol ve elektrik enerjisinin işin içine girmesiyle ikinci bir dalga başlamıştır

sanayi üretimindeki inanılmaz artış hammadde arayışlarını, üretilen ürünleri satacak pazar arayışlarını ve sömürgeciliği getirmiştir. 19.yy'da sanayileşen ülkelerin gsmh'si diğer ülkeleri onlarca katlamış, dünyadaki zengin-yoksul ayrımını inanılmaz derinleştirmiştir.

öte yandan sanayi devrimi, tarım devriminden sonra insanlık tarihindeki hemen hemen her şeyde değişikliğe yol açan ikinci önemli devrimdir. etkileri hayatın her alanında hissedilmiştir. şehirleşme sanayi devriminin en önemli sosyal sonuçlarından biridir. insanlar tarım ekonomisini bırakıp şehirlere dolmuşlar, tarihte ilk defa şehirlerde yoksullar da oturmaya başlamış, işçi sınıfının ortaya çıkışıyla feodal sınıf sistemi yok olmuş, feodal toplumlardaki geniş aile ve akrabalık bağları yerini şehirlerde sıkışık şekilde yaşayan çekirdek ailelere bırakmış, bireyselleşme, sınıf bilinci, bireysel özgürlükler gibi kavramlar ve bunlarla beraber aşırı emek sömürüsünün tetiklediği işçi hareketi ve sosyalizm gibi ciddi etkileri olmuş akımlar ortaya çıkmıştır. yoğun sanayileşme aynı zamanda ciddi bir kapital ihtiyacı yaratmış, günümüz modern bankacılık sistemi yine bu dönemde ortaya çıkmıştır. sanayi devrimi aynı zamanda insanın doğayı ilk defa ciddi şekilde bozmaya başladığı zaman olmuştur ama çevre bilincinin gelişmesi zaman alacaktır. kadınların da sanayi üretimine katılması kadının toplumdaki önemini arttırmış, kadın hareketi de yine bu dönemde ortaya çıkmıştır. sanayileşen ülkelerde önemli bir nüfus patlaması görülmüş, ortalama ömür ciddi şekilde artmış, ilk metropoller gene bu dönemde londra, paris ve new york olarak ortaya çıkmıştır. bu dönem, aynı zamanda ilk örgün eğitimin çıktığı ve yaygınlaştığı dönem olmuştur.

sanayi devrimi ve etkileri günümüzde halen sürerken, bir zamanların sanayileşmiş ülkeleri, sahip oldukları sanayilerin postfordizm ile emeğin daha ucuz olduğu ülkelere kaymasıyla sanayisizleşme dönemine girmişlerdir. öte yandan, şu anda etkisinin belki de sanayi devriminden bile daha kapsamlı ve karmaşık olması beklenen bir sayısal devrim ile karşı karşıya olduğumuz söylenmektedir. internetin ortaya çıkışı da bu devrimin miladıdır ve insanlığın yine çok farklı bir sosyal başkalaşıma girmesi beklenmektedir.

Üçüncü Sanayi Devrimi

1980'lerde, mikroçip/microchip teknolojisinin ortaya çıkması ile belirmiştir ve "uydu çanağı devrimi/satellite dish revolution" olarak da adlandırılır. bu üçüncü sanayi devrimi, kapitalizmin kendini yeniden tanımlamasını sağlamıştır. telekomünikasyon endüstrisi ve diğer elektronik bazlı sanayi dalları ana omurgasını oluştururlar çünkü buradaki amaç, 2. sanayi devriminin belkemiği olan ağır sanayiyi artık daha az endüstrileşmiş ülkelere aktarmak ve birinci dünya ülkelerinde çevreye daha az zarar verecek ve daha az üretim ile çok daha fazla kar elde ettirebilecek şeyler üretmektir.

2. sanayi devriminde teknoloji transferi söz konusu bile edilmezken, 3. devrim ile, satılacak can alıcı mallar yüksek teknoloji ürünleri olduklarından, az gelişmiş ülkelere önemli teknoloji ve know-how transferleri gerçekleşmiştir: örneğin, eğer siemens firması zimbabwe'ye dijital telefon santrali satmayı amaçlıyorsa, bu ülkenin elektrik probleminin, telefon teli üretiminin vs. ortaya çıkması gerekmektedir. aynı şekilde voltajın oynayıp durduğu, telefon teşkilatı analogda kalmış bir ülkeye internete bağlanma amaçlı bilgisayarlar satmanız söz konusu olamaz. o nedenle, bizim turgut özal ile özdeşleştirdiğimiz ve aslen thatcher ve reagan politikalarının bir devamı olan döviz satışının serbest bırakılması, türk parasının değerinin ayarlanması, liberal ithalat-ihracat politikaları, ve nihayetinde küreselleşme ya da globalleşme dediğimiz şeylerin bütünü bu 3. devrimin sonuçudur. bill gates'e dünyanın en zengin insanı sıfatını da bu devrim getirmiştir. biz de cep telefonları, dijital tv yayınları, minidisc sistemleri, amd ve intel'ce üretilen mikroçiplerle çalışan bilgisayarlara, ekşi sözlüğe, microsoft mu linux mu tartışmalarına kavuşmuştur.


Sanayi devrimi sonrası Avrupa'da yaşananlar

ön planda insan gücünü azaltan sanayileşme yeni toplum sorunlarını doğurmuş, şehirlere ve sanayi merkezlerine akın eden insanları o zamana değin alışılmadık zor, meşakkatli bir tempo içine itmiştir. geçim derdindeki aile tüm fertleriyle 18 saate varan çalışma mecburiyetinde bırakıldığı için ölümler çoğalmış, henüz düzene girmemiş işçi haklarının olmayışı, en yok edici darbelerini çocuk işçilerin üzerine indirmiştir.

havalandırma şartlarının elverişsiz olduğu fabrikalarda, yün, pamuk, toz, gibi maddelerin insan sağlığına verdiği zararla mill fever denilen sanayi hastalığı insanları telef etmiş ve tüberküloz salgın hale gelerek insanları kırıp geçirmiştir.

bu arada küçük toprak sahipleri, sanayi gücü karşında yok olurken, devleşmeye yüz tutmuş şirketlerin hammadde kaynağını teşkil eden diğer kıtalarda hakimiyet kurma ihtiyacını doğurmuştu. bu nedenle batı avrupa sanayi ile yükselirken, sömürgecilik had safhaya gelmiş, dünya devletleri arasında dengesizlik başlamıştı. sanayinin gelişmesiyle batı avrupa'da yeni bir sosyal piramit oluşmuş, fabrikatörler altında, endüstri ekspertleri, doktorlar, hukuk temsilcilerinin bir alt basamağı olarak müdürler, menajerler, kalifiye işçiler ve işçiler toplum içinde yerlerini almıştır.

zenginler ve fakirler arasında gitgide açılan uçurum nihayet meyvesini vermiş, maaşlarını düzgün alamayan vasıfsız işçiler ve üretimine sekte vurulmuş küçük esnaf ayaklanmış, luddite isyanlarını başlatmıştır.

ingiltere de yaşanan luddite korkusu yanında, fransa işçilerinin yaşadığı zulüm de kral louis philippe'i sürgüne yollamıştır.

ve işte tam bu arada karl marx tüm heybetiyle fikirlerini insanlığa iletmek için ayaklanmıştır...

Devrimin getirdiği gelir eşitsizliği

mutlak gelir eşitliği, gelirleri sadece devletin toplayıp eşit paylaştırdığı ideal komünizmde bulunmakta. bu da dünya tarihinde neredeyse hiç olmadığından, her zaman gerek toplumun bireyleri, gerekse toplumlar arasında gelir eşitsizliği olmuş. öte yandan dünya ekonomisinde, sanayi devrimine kadar aşağı yukarı her toplum ortalama olarak üç aşağı beş yukarı yakın gelirlere sahip olmuşlar. elbette toplumların içinde zenginler ve yoksullar, toprak ağaları ve serfler, yöneticiler ve tebaa şeklinde bir sınıfsal dolayısıyla da gelirsel ayrım olmuş. aynı zamanda dünyanın farklı köşelerinde iyi tüccar toplumlar ile çifçi toplumlar arasında da gelir farkları olmuş fakat sanayi devrimine kadar bu farklar çok da atla deve farklılığında olmamış.

ne var ki gün gelmiş, sanayi devrimi önce ingiltere'de, ardından batı avrupa'da yayılmış, inanılmaz sayıda çok ürün inanılmaz ucuzlukta yapılmaya başlamış, o zaman dengeler dehşet bozulmaya başlamış. üstelik bu trend yıllar geçtikçe daha da açılmış, günümüz dünyası, dünya tarihinde gelir eşitsizliği konusunda en derin ayrımın yaşandığı çağ olmuş.

Avrupa Nasıl Oldu da Dünyanın En Gelişmiş Medeniyetlerinden Biri Haline Geldi?

Yakın Gelecekte Mavi Yaka Sınıfını Tamamen Sileceği Düşünülen Endüstri 4.0 Tam Olarak Nedir?

Amerika'nın Dünyada Dengeleri Değiştirmiş Olan Büyük Hamlesi: Marshall Planı