DOĞA 24 Mayıs 2024
27,2b OKUNMA     224 PAYLAŞIM

Gidenlerin İstanbul'a 2.5 Saat Mesafede Olduğuna İnanamadığı İlçe: Uçmakdere

Uçmakdere nerede, nasıl bir yer? Kısaca tanıtalım.

uçmakdere: marmara bölgesi'nde karadeniz doğasını bulabileceğiniz, tarihi bir rum köyü olarak literatüre geçmiş cennet köşesi

istanbul'a yaklaşık 2,5 saat mesafede böyle bir yer olabileceğini gerçekten kestiremiyor insan.

daha önce motosikletlerle yaptığımız gezinin ardından bu sefer yine iki çift olarak otomobil ile gitmeye karar verdik. ilk durağımız "doğada bi mola" adlı cafe tarzı bir yerdi. kahvaltısı ve gözlemesi gayet güzel, fiyatlar makul; tavsiye edilesi. yaptığımız uzun ve keyifli kahvaltıdan sonra özellikle tavsiye üzerine gittiğimiz, uçmakdere merkezden araçla birkaç dakika süren ve ganos yürüyüş parkuru üzerinde bulunan "arya bağ evleri" adlı mekanın sorumlusu irem hanım güler yüzüyle karşıladı bizleri. gerçekten böyle yerler de varmış dedirten, şirin bir köprüden yürüyerek giriş yapılan ve derenin hemen üst tarafına konuşlanmış, asırlık çınarların ortasında etrafı zeytin ve çeşitli meyve ağaçlarıyla kuşatılmış üç ahşap bungalovdan oluşan mekanda bizi misafir ettiler ve iki gün çıkmak istemedik desek cidden yeridir. yemyeşil doğa, su ve kuş sesleri içinde kesinlikle tavsiye edilesi, dünya gözüyle görülesi bir yer. ayrıca ateş köşesi ve dere üzerindeki terası da baya etkileyici.

sahile indiğimizde ise yine gözlemlediğimiz uçmakdere denizi de ayrı bir güzel. sezonda giderseniz sahilinden rahatça denize girilebiliyor. bildiğim kadarıyla fethiye'den sonra türkiye'de yamaç paraşütü yapılabilen ikinci nokta. günübirlik veya birkaç günlüğüne insanlar gelip her türlü doğa aktivitesi yapabiliyor fakat bence buranın tadını çıkarmak için birkaç gün yeterli. fazlası insanı sıkabilir. bu arada uçmakdere'de genel ihtiyaçlarınızı karşılayabileceğiniz bir market de bulunmakta. yolu düşenlere veya bizzat orayı görmek için gidenlere bol oksijenli ve keyifli anlar dilerim...

istanbul'u bırakıp tekirdağ'a geri döndükten sonra insanı mutlu eden yerlerden sadece bir tanesi

hafta boyu deli gibi mesai yapıp yorulduktan sonra evden çıkıp sadece 15km sonra harika bir manzaraya kavuşabildiğim yegâne yer.

hele bir de o güzelim virajlarında motosiklet kullanmak yok mu... işte insanı yeniden enerji dolduran, tüm stresini, yorgunluğunu unutturan kısmı da burada ya... siz bir virajdan diğerine yatarken tepenizden bir yamaç paraşütü kuş gibi süzülüyor, kaskın aralık vizöründen mis gibi iyot kokusu ciğerlerinize doluyor...

yorulduğunuzda bir çeşmenin başında durup buz gibi sudan içiyorsunuz, yanınızda termosta kahve getirdiyseniz keyfinizin kelimelerle tarifi mümkün olmuyor. tabii buraya giden yolun kenarında bulunan beton bloklardan üstünde "cevat" yazılı olanının manzarası ise ayrı bir güzel, biz bunu ekşiteker'de gelenek haline getirdik, o yoldan kim geçerse "cevat"ın üstünde poz veriyor ve "cevating" yapıyor...

özetle gidin ve yaşayın.

uçmakdere, ismi gibi hakikaten dünyadaki cennetlerden biri

biliyorsunuz eski türk ve altay mitolojisinde uçmağ, cennet anlamına geliyor. özellikle paraşütçüler ve motorsiklet tayfası tarafından daha bir önem verilen mekan. eski korkutucu yolu da düzelmiş kaymak gibi olmuş. birkaç bölgede yukarıdan kaya düşebilir uyarısı var, yine de dikkatli olmak lazım. kumbağ'dan girin yeniköy diye devam edin. deniz kendini göstermeye başladığında nefesinizi kesecek manzara kendini göstermeye başlayacak. ardınızdan gelen araçlara aldırış etmeyin. aracınızla yavaş yavaş seyredip gördüklerinizin tadını çıkartın. hatta yazın dahi gitseniz klimayı kapatıp pencereleri açın. vaktiniz de varsa sadece uçmakdere'ye uğramayın. gaziköy, hoşköy, mürefte hatta şarköy'e kadar devam edin. mümkünse her beldede mola verip sahile inin. hepsinin ayrı bir güzelliği olduğunu keşfedeceksiniz. yurdumuzda da böylesine harikulade mekanların olduğu bilinciyle evinize huzurla dönebilirsiniz artık.