KÜLTÜR 31 Ocak 2024
29b OKUNMA     264 PAYLAŞIM

Gizli Güçlere Sahip Bir Usta Olarak Tanımlanan Peygamber: Hz. Süleyman

MÖ 900'lü yıllarda yaşamış olan, Hz. Davud'un oğlu, İsrailoğulları peygamberi ve hükümdarı Hz. Süleyman hakkında merak edilenler.

adı huzur anlamına gelen süleyman, israil ve yehuda tahtına çıkarıldığında, tanrı ona ne istediğini sorar. zenginlik veyahut uzun bir yaşam yerine, "kuluna halkını yargılaması için sezgi dolu bir yürek bağışla ki, iyi ile kötüyü ayırt edebileyim." şeklindeki yanıtıyla tanrıyı hoşnut eden süleyman, gösterdiği tevazu sayesinde rabbinin inayetine mazhar olur ve tanrı ona "sana bilge ve sezgi dolu bir yürek verdim; öyle ki, senden önce senin gibisi gelmedi, senden sonra da senin gibisi gelmeyecek. ve sana istemediklerini de, hem zenginliği hem şerefi verdim; öyle ki, yaşadığın sürece öbür krallar arasında senin gibi olmayacak." şeklindeki emrini bildirir. (1. krallar 3:5 - 14) nitekim kitab-ı mukaddes'te süleyman'ın saltanatı, refah ve itibar ile anılır ve bilgeliği mısır'ın tüm bilgeliğinden dahi üstündür ve o, okuyucuya kusursuz bir bilge olarak tasvir edilir. (1. krallar 4:30)

süleyman'ın bilgelik kavramı ile özdeşleştirilmesi yalnızca eski veya yeni ahit anlatısı ile sınırlı kalmaz. keza islam'da da süleyman, mezkur mefhumun timsalidir. yine "bilgeliğin başı, allah korkusudur." sözü ya da gayb hakkındaki irfanı gibi vakıalar, süleyman'ın bilgeliğinin tezahürleridir. islam itikadında ise süleyman, bir müslüman hüviyetinde ve doğal dünya ile iletişim halinde tasvir edilir. bunun yanı sıra tanrı ona ruhani bir egemenlik de ihsan eylemiştir. "rüzgarı ona boyun eğdirdik, onun buyruğuyla nereye isterse oraya eserdi; aralarında bina ustaları, dalgıçlar ve zincirler ile bağlı olan cinleri de." (kuran 38:35 - 36)
mezkur cinlerin, süleyman'ın meşhur tapınağının inşası esnasında onun emrinde çalışmış olmaları da bilhassa dikkate değerdir.

süleyman aynı zamanda eski ahit'te bulunan süleyman'ın ezgileri kısmında betimlendiği gibi kadınlara duyulan mistik aşkın da timsalidir. nitekim islam'da mevzubahis mistik aşk, süleyman tarafından putperestlikten döndürülen saba melikesi belkis'in hikayesinde canlı bir şekilde okuyucuya aktarılır. süleyman saba melikesine, kelime-i şehadet'te ifade edildiği gibi "allah'tan başka tanrı yoktur." diyerek yanılsama ile tek hakikat arasındaki farkı öğretmiş ve nihayetinde belkıs, süleyman'ın eşi olmuştur. anlatıdaki tevriye ile ifade edilmek istenen ise belkıs'ın, bilgeliğin ve benliğin ifadesi olan süleyman'ı tanımlayan kozmik sonzuluğun idrakine vararak iman etmesidir.

yukarıda da bahsini geçirdiğimiz üzere hem yahudi hem de islam geleneklerinde süleyman, olağanüstü hikayeler ile mütemadiyen ilişkilendirilmiştir. rabbani ve kabalistik ilmin konusu olan ve mezkur ilimde efsanevi bir kişilik, gizli güçlere sahip bir usta olarak tavsir edilen süleyman, binaenaleyh konuya dair merakı olanların her daim ilgisine mazhar olmuştur. örneğin; bir kabalistik efsanede süleyman, iblise sur kralı hiram'ı cehennemin yedi katına götürmesini emreder. bu sayede hiram döndüğünde ona yeraltı dünyasında gördüğü her şeyi anlatabilecektir. süleyman'ın edebiyattaki yeri yalnızca kutsal veyahut apokrif metinlerdeki anlatıyla da sınırlı kalmaz. binbir gece masalları'ndan bir tanesi olan balıkçı ve cin masalı'nın da ilham kaynağı olan süleyman, söz konusu hikayede mühür yüzüğünü kullanarak kötü bir ruhu 1800 yıl boyunca bir kavanoza hapseden kahraman olarak betimlenir. süleyman'ın mühür yüzüğünü süsleyen motifin ise cennetten kendisine ihsan edildiği rivayet edilmektedir. yine motifin anlamına dair muhtelif görüşler söz konusu olsa da bir fikir birliğinden bahsetmek mümkün değildir. yüzüğün üzerindeki kadim sembollere dair en makul açıklama ise göğün ve yerin birleşimini simgelediğine dairdir. mezkur eşya üzerindeki iki üçgenden birinin ucu gökyüzüne işaret ederken, diğeri yeryüzüne dönüktür. simge bir yönüyle insan varlığının maddi bedenini ve ruhunu, bundan oluşan bütünü, bir yandan ise dişil ve eril ilkeleri, özdeksel ve tinsel değerlerin bütünlüğünü ifade etmektedir. farklı kültürlerdeki muadillerine örnek vermemiz gerekirse uzak doğu kültlerinden popüler bir figür olan yin yang buna benzer bir simgedir. aynı şeklide dünyaya giriş ve çıkış noktalarını temsil ettiği de varsayılan ve tunç çağ'ından itibaren benzerlerine rastlanan motif; iç içe geçmiş yani kesişen iki üçgenden oluşmaktadır ve bu geometrik şekiller, aralarına "tanrının en yüce adı" sözcüklerinin kazındığı iki eş merkezli dairenin içine yerleştirilmiştir. yine simyada yukarı ve aşağı bakan üçgenler, ateş ile suyu temsil etmekte ve "zıtların birleşimini ve dönüşümünü" simgelemektedir. bu üçgenlerde cinsel bir sembolizm görenler de yok değildir ve gerçekten de mısır hiyerogliflerinde v şekli, kadın kasık kemiğinin yapısından esinlenmiş gibi görünürken ve yukarı bakan üçgen de bir fallus olarak kabul edildiğinde pekala mevzubahis geometrik şekillerin birleşimi, evrendeki ve cinsiyetler arasındaki arasındaki uyumu tasvir ediyor olabilir. her ne olursa olsun bu nişan, islam dünyasında sikkelerde ve süslemelerde sıklıkla kullanılan bir motif olagelmiştir ve davut yıldızı olarak da bilinen bu simge, bugün modern israil devleti'nin bayrağındaki altı köşeli yıldıza da tekabül etmektedir.

bugün batı ürdün'ü, güney lübnan'ı ve orta suriye 'nin tamamını kapsayan bir devlet kuran hz. davut'un halefi olarak tahta çıkan süleyman'ın iktidar yolculuğu ise eski ahit'teki anlatıya göre pek de kolay olmamıştır. zira davut ölüm döşeğindeyken bir diğer oğlu olan adoniya, birleşik krallık içinde yehuda'nın üstünlüğünü sağlamak isteyen, hoşnutsuzluk içerisindeki hebronlu üst düzey ve dini kademelerin desteğini alarak kudüs'ün hemen dışında taç giyer. ancak davut son nefesini vermeden evvel yevuslu eşi batşeba, natan ve baş kahin zadok'un liderliğini üstlendiği grubun desteklediği süleyman'ı halefi olarak ilan eder ve batşeba'nın oğlu, gihon pınarında takdis edilerek, ahit sandığı'nın huzurunda iktidarı devralır. binaenaleyh adoniya'nın tahtı gasp girişimi bu şekilde başarısızlığa uğramış olur.

süleyman'ın devrinde israiloğulları gücünün ve zenginliğinin doruğuna ulaşır. davut'un kadim kabile bağlarını zayıflatma ve kenanlı nüfusu daha da asimile etme yönündeki merkezileştirme politikasını devam ettiren süleyman, ordusunu da savaş arabaları ve süvariler ile güçlendirerek otoritesini iyiden iyiye kuvvetlendirir. bunun yanı sıra akabe körfezi'nin başında bulunan ezion - geber'de, tüm kızıldeniz'de hüküm sürecek olan bir donanma da inşa ettiren yahudilerin kralı, yatırımlarını yalnızca askeri alan ile de sınırlı tutmamaktadır. mısır ve kilikya ile at ticareti yapan, lübnan'dan kereste alan, gemileri kudüs'ü ziyaret edip kente ve krala hediyeler yağdıran saba melikesinin memleketi olan yemen ile baharat, metal ve değerli taşlar üzerinden alım satım gerçekleştiren süleyman'ın liderliğindeki birleşik israil krallığı, bulunduğu bölge itibariyle her açıdan dikkate alınması gereken bir güç pozisyonundadır.

medeni bir toplumun olmazsa olmazları arasında yer alan şehirleşmenin öneminin de bilincinde olan süleyman, bu maksat ile yoğun bir imar çalışması başlatmaktan da geri durmaz. kudüs'ü, kentin antik merkezi olan ophel tepesi'nen kuzeye doğru genişleterek şehrin hacmini iki katına çıkaran kral, sion dağı'nı da içine alacak şekilde eski kraliyet ailesinin ikametgahı olan yerde de yeni bir sarayın inşasının startını verir. rivayete göre mezkur sarayın harem bölümünde yabancı hükümdarların "hediyesi" olan 700 prenses ve 300 cariye bulunmaktadır. ayrıca lübnan orman evi adı verilen ve sedir ağacından mamul bir silahlık ile fildişi tahtının bulunduğu bir mahkeme salonu da yaptırdığı söylenen süleyman'ın tartışmasız en önemli eseri; beit hamiqdaş yani mukaddes ev anlamına gelen meşhur süleyman mabedi'dir.

kitab-ı mukaddes'in anlatısına göre süleyman; tapınağın inşası için 30.000 israilliyi lübnan'da ağaç kesmesi, 80.000 kişiyi dağlarda taş çıkarması ve 70.000 hamalı da mezkur taşları taşıması için işe koşmuş, bütün bu süreci de 3300 usta denetlemiştir. tabii olarak bu sayıları gerçek addetmeye gerek yoktur, zira burada amaç yapılan işin büyüklüğünü ve ihtişamını vurgulamaktır.

süleyman, tapınağın inşasına saltanatının dördüncü yılında başlar ve süreç toplamda 7 yıl 5 ay gibi bir zaman aralığına tekabül eder. (mö 958-951)

krallar kitabı'nda tapınağın plan olarak doğu ve batı yönünde 60 kübit uzunluğunda, 20 kübit genişliğinde ve 30 kübit yüksekliğinde bir dikdörtgen hüviyetinde olduğu ifade edilmektedir. binaenaleyh bu bilgilerin ışığında süleyman tapınağı'nın yaklaşık olarak 10 metre genişliğinde, 30 metre uzunluğunda ve 15 metre uzunluğunda olduğunu tasavvur edebiliriz.
antik dünyada tapınakların amacı, basit bir şekilde ifade etmemiz gerekirse tanrı için bir konut sağlamaktır ve bu nedenle bilhassa doğu'daki diğer muhtelif mabetler gibi süleyman tapınağı da mimari plan açısından bir "ev" hüviyetindedir. tapınak, içeriye doğru ilerledikçe daha özel, daha mahrem ve daha kutsal hale gelen üç odaya bölünmüş durumdadır. en dıştaki oda ulam yani sundurmadır. bunun ötesinde ise altın bir sunak, on kollu şamdan ve diğer değerli eşyaların bulunduğu bölüm olan hekal vardır. hekal ise doğrudan mükemmel bir küp hüviyetindeki penceresiz bir oda olan debar'a açılmaktadır. burası aynı zaman da katlanır kapılar ile kapatılan ve "zifiri karanlıkta yaşayacağını" (1. krallar 8:12) bildiren yahve'nin ahit sandığı tarafından sembolize edildiği kutsalların kutsalı harim'dir. iki devasa altın melek tarafından çevrelenmiş olan mezkur sandık, rivayete göre 300 yıldan fazla bir süre hiçbir insanın eli değmeden bu noktada bekletilmiştir.

velhasıl tapınak tamamlandığında süleyman, eserini tanrıya adamıştır. ancak tapınakta ne tanrının adı geçmektedir ne de sureti bulunmaktadır. bunun nedeni ise yahudilerin tanrısının bir mekana kapatılamayacak kadar kudretli olmasıdır. başlangıçta, yukarıda da bahsini geçirdiğimiz üzere tanrı'nın varlığı, tapınağın en iç ve en kutsal yerinde bulunan ahit sandığı ile sembolize edilmektedir fakat asurlular mö. 586'da tapınağı yıkmış ve sandık ortadan kaybolmuştur. bu nedenle mö 520'de yapılan ve bilahare kral hirodes tarafından genişletilen ikinci tapınak tamamen boştur. binaenaleyh bu durum semavi dinlerde, her türlü şekil ve tasvirin ötesindeki tanrı kavramının da gelişmesine olanak tanımıştır.

kur'an'daki anlatıya göre 40 yıllık saltanatının akabinde süleyman, asasına dayanır halde ölmüş ve emrinde çalışan cinler, ancak ağaç kurdu asayı yiyip de süleyman yere düşünce onun öldüğünün idrakine varmışlardır.

hz. süleyman'ın hayatına ve icraatlarına dair daha fazla bilgi edinmek isteyenlere kitab-ı mukaddes'i ve kuran'ı okumalarını tavsiye ediyorum.