SİYASET 23 Mart 2019
61b OKUNMA     977 PAYLAŞIM

Golan Tepeleri Nerededir? Golan Tepeleri Sorunu Nedir?

Donald Trump'ın, İsrail'in Golan Tepeleri'ndeki işgalini tanıyacağını açıklamasının ardından Tayyip Erdoğan İslam İşbirliği Teşkilatı konuşmasında bu karara tepki gösterdi. Bunun yanı sıra Rusya ve İran gibi ülkelerden de tepki geldi. Golan Tepeleri olayı nedir peki?

Neden önemli bir yer?

golan tepeleri, israil'in suriye sınırındaki stratejik noktadır. israil, suriye'nin kendisine saldırması sonucu burayı işgal etmiştir, uluslararası hukuka göre halen suriye'ye ait olmasına rağmen fiilen israil kontrolündeki bu noktayı geri vermeye yanaşmamaktadır, zira bu nokta hem israil topraklarını oldukça yüksekten gördüğünden hem de çevredeki en önemli su kaynağı olduğundan stratejik olarak çok değerlidir.

Ek bir bilgi

golan tepeleri, uluslararası hukuka göre hala suriye'ye ait olan, fakat üzerinde israil tarafından amerikan-israil ortaklı bir şirkete (genie energy ltd.) petrol çıkarma lisansı verilen bölgedir. üstelik petrol çıkartacak olan şirket ilginç isimleri bünyesinde bulunduruyor. stratejik danışma kurulunda rupert murdoch, dick cheney ve lord jacob rothschild da var. şirketin başkanı effie eitam ise 1973'te yom kippur savaşı'nda suriyelilerle savaşmış eski bir general ve politikacı. hatta bakanlık da yapmış ve 2004'te filistinlileri karanlığın dibinden çıkmış yaratıklar olarak tanımlamış ve hepsini öldürmemiz lazım gibisinden laflar etmiş. kısacası suriye'nin iç savaş halinde olmasını israil golan tepeleri üzerinden çok güzel değerlendiriyor.

Meselenin siyasî geçmişi

"israil, suriye'deki iç savaştan faydalanıp burayı ilhak eder"

israil 1981 yılında çıkardığı bir yasayla golan tepeleri'ni resmen egemenliği altına aldığını, israil yasalarının golan tepeleri'nde de geçerli olduğunu ilan etti. bunun tercümesi ilhâktır. biz hatay'ı her gün ilhâk etmiyoruz, israil de yapacağını otuz küsür sene evvel yapmış.

İlhak: Kendine bağlama, egemenliği altına alma.

golan tepeleri, uluslararası tanınmayı esas alan haritalarda (hani kıbrıs'ın tek parça göründüğü haritalar) işgal altındaki bölge diye gösterilse de israil'in bastığı tüm haritalarda ülkenin bir parçası. hatta idari/yönetsel olarak da kuzey bölgesi'ne eklemlenmiş durumda.

uluslararası harita


israil'in kendi resmi haritası


bu, israil'in çıkardığı ilk ilhâk yasası değil. golan yasası'ndan bir yıl kadar önce, 1980'de, knesset aldığı bir kararla kudüs'ü başkenti ilan etti.

peki kudüs (başkent) yasası nasıl ilhâka zemin hazırladı?

yasa,

"kudüs şehri bir bütündür ve parçalanamaz"
"kudüs'ün sınırlarını kudüs belediyesi belirler"
"kudüs israil'in bölünmez, parçalanamaz ve ebedi başkentidir" diyor.

kudüs belediyesi 1967'deki altı gün savaşı'ndan sonra ele geçirilen doğu kudüs'ü savaştan kısa süre sonra kendisine yamadı. zaten savaş sonrasında oluşan fiili bir durum vardı. israil, doğu kudüs'ü ve golan'ı yasa çıkarmadan önce de fiilen (de facto) yönetiyordu. golan ve kudüs yasasıyla ilişkinin adı kondu, de facto'nun yanına de jure'u ekledi. [[bu iki yasanın da menahem begin hükümeti döneminde çıktığını hatırlatmak gerekiyor. bu yıllar israil aşırı sağı'nın anaakım siyasete hâkim olmaya başladığı yıllar. likud (bütünleşme), yisrael beyteynu (israil evimiz), habayit hayehudi (yahudi evi) gibi partilerin köklerini saldığı yıllar]]

bu şunun için önemli: israil, kendisi hariç kimse tanımasa da fiili durumun yanına yasal durumu da ekliyor ki, ilerde birgün barış görüşmesi olur veya suriye savaşarak geri alırsa, birleşmiş milletler'de ve müzakere masasında daha sağlam bir zemine oturabilsin. rusya'nın alelacele kırım'da referandum düzenletip "bağımsızlık" ilân ettirmesi, sonra o "bağımsız" yapıyı bir hafta sonra federasyonu'nun cumhuriyetler koleksiyonuna eklemesi bundan ötürü. kktc'nin, dağlık karabağ'ın, abhazya'nın ilhâkları veya bağımsızlıkları da bununla ilgili. tanıyan tanır, tanınmazsa da cepte bulunsun. 1948 - 1967 arasında gazze'yi elinde tutan mısır ve batı şeria'yı elinde tutan ürdün, filistin devleti'ni ilân etmeyi akıl etseydı bugün bambaşka şeyleri konuşuyor olurduk.

fiili durum da önemli. araplar kaçtı, çerkes ve dürziler kaldı. yahudi yerleşimciler de geldi. demografik dengeler değişti, 1967 öncesi suriye vatandaşları olanlardan golan'da kalanlar 1981'de çıkan yasadan sonra hemen oturum kartı aldı. ardından vatandaşlık başvuruları ve kabulleri geldi. bugün o çerkes ve dürzi toplumunun erkekleri israil ordusu'nda askerlik yapıyor.

doğu kudüs'te yapılan da buydu. isterse kimse tanımasın, önemli değil. sen dengeleri değiştirmişsin, bunun yasasını ortaya koymuşsun. kendine meşruiyet alanı yaratıyorsun. hâliyle bununla birlikte gelen bazı sorumlulukların oluyor. mesela doğu kudüs sakini 190.000 filistinli arab'a oturum kartı ve israil vatandaşlığına başvurma hakkı (üstelik bunu reddetme şansın da sınırlı) veriyorsun. 


işin bir önemli kısmı daha var

netanyahu hükümeti (yukarda adını geçirdiğim üç partinin de içinde bulunduğu hükümet) içinde bulunduğumuz 2014'ün başlarında bir yasayı yürürlüğe koydu. buna göre, israil'in yapacağı barış görüşmelerinde, israil 1967 öncesi sınırları + tek taraflı ilhâk ettiği golan ve doğu kudüs'te [yani israil'in kendi yasalarını uyguladığı topraklar] olası bir sınır değişimi knesset tarafından değil, israil halkı tarafından karara bağlanacak. yani filistin yönetimiyle yapılan barış görüşmelerinde ola ki doğu kudüs filistin'e bırakılsın, bu karar hemen israil halkının önüne gidiyor ve büyük bir olasılıkta yüksek oranlarla red yiyor. ancak israil'in egemenliğini ve ilhâkını ilân etmediği, doğu kudüs harici batı şeria toprakları bu referandumun konusu olmuyor. o topraklarda yapılacak bir al-ver veya yerleşimleri boşaltma kararı doğrudan hükümet ve knessetçe karara bağlanıyor.

başa dönecek olursak: israil golan'ı çoktan, üstelik kalıcı ilhâk etti. amaç, suriye'ye -ya da ondan geriye kalana- en ufak taviz vermeden bunu kabul ettirmek. bu da yeni durum sayesinde gayet mümkün...

Tam Bir Fiyat Performans Ürünü Olan Huawei P Smart 2019'un İncelemesi

Çayınızı Kahvenizi Alın Gelin: İsrail'in Doğu Kudüs'ü Aldığı Altı Gün Savaşı'nın Uzun Özeti