SİYASET 2 Mart 2020
99,7b OKUNMA     1007 PAYLAŞIM

Günlük Hayatta Unutulan Bir Gerçek: ABD'nin Şaka Maka 50 Ayrı Devletten Oluşması

Klasik "Amerika'da her eyaletin yasaları farklıymış abi" muhabbetini biraz ileri taşıyarak bu gerçeği irdeleyelim.
iStock

amerika'nın 50 devletin birleşmesiyle oluşması... dalga geçiyoruz ama türkiye'de bunu bilen insan sayısı gerçekten az. yani tam anlamıyla bilen sayısı az. evet zamanında sağlam bir iç savaş (ki iç savaş da sayılmaz, o zaman iç diyebilmek için birlik olmaları lazımdı) daha doğrusu şimdiki eyaletlerin birbiri ile savaşı yaşanmış. çok da kanlı olmuş ama geçmiş gitmiş. önümüze bakalım demişler.

önce 5-10 tanesi biraraya gelmiş, sonra diğerleri de katılmış ve kimsenin kimseye karışmadığı bir yönetim şekli ile güçlerini birleştirmişler. hepsinin hala kendi bayrakları, kendi marşları, kendi meclisleri ve kendi kanunları var. bunlar göstermelik, sembolik falan da değil. eyaletler arası sınırlar sadece devletleri ilgilendirir olmuş zamanla. aslında insanlar için bu sınırlar zaten hiç olmamış. herkes elini kolunu sallaya sallaya gezmiş bu topraklarda, hala da geziyor.

sosyal medyada hala tek devlet gibi algıyanlar var. hepsi bir araya gelmiş, zamanla tek devlet olmuşlar. yok öyle bir şey. bir de bizim türkçeye state kavramını eyalet diye çevirip kullanmamız var ki bunu çözemiyorum. ülkeye amerika birleşik devletleri diyoruz ama bu birleşen devletlerin her birine de eyalet diyoruz. o zaman amerika birleşik eyaletleri desek daha mantıklı olmaz mı? olmaz çünkü onlar bizim türkçedeki eyalet değil. (türkçe`deki eyalet kelimesinin kökenini merak ettim şimdi) arkadaşlar zihninizde oluşan devlet kavramının tam karşılığı california, florida, new york`tur. bunları şehir zannedenler var (amerika'nın şehir ve yerel yönetimleri ayrı bir olay zaten).


amerikada idam var diyoruz mesela

amerika`nın tüm eyaletlerinde idam yok. federal kanunlarda ve kendi yasalarında idam olan eyaletlerde var sadece. new jersey'de 10 tane adam kestiniz, cezanız: ömür boyu hapis. texas'ta 2 adam kestiniz, cezanız: idam. suçu nerede işlediğinize göre değişiyor alacağınız ceza. suçu nerede işlediyseniz cezanız da o eyaletin kurallarına göre kesiliyor. buna trafik cezaları da dahil. idam, trump'a yani amerika'nın tayyip'ine, bahçeli'sine oy veren eyaletlerinde var genelde. amerika'nın cehape'si demokratların kazandığı eyaletlerin çoğunda idam yok. cehape amerika'da da yine cehape bakın görüyonuz mu?

her eyalette farklı trafik kuralları mevcut

bazen bunlar çok yüzeysel, bazen de çok keskin olabiliyor. kamp yapmak için new hampshire'a gitmiştim, bir baktım motosiklet sürücülerinin hiçbirinde kask yok. açtım baktım wikiyi, kask zorunlu değil. onu geçiyorum emniyet kemeri de zorunlu değil. düşünebiliyor musunuz? amerika gibi bir ülkede kask ve eminyet kemerinin zorunlu olmadığı eyaletler var. bunun yanında hız sınırı gibi daha yüzeysel farkları zaten söylemeye gerek yok. eyalet değiştirirken bu tabelaları görmek mümkün.

cezanın işlendiği eyaletin kanunlarına göre verilmesi kuralının istisnası federal suçlar tabii ki. detayını çok iyi bilmemekle birlikte suçunuz adam kesmek, hırsızlık yapmak gibi lokal bir suç değil ve birleşik devlerleri ilgilendiriyorsa (bkz: reza zarrab) o zaman sizi washington d.c.'deki federal mahkemede yargılıyorlar.

Washington

bir de bu başkent washington konusu var

şimdi şunu bilelim. amerika`da washington diye bir eyalet bulunuyor. bu eyalet büyük ölçekli şirketlerin genel merkez istilası öncesi kıçı kırık kendi halinde bir eyaletti ki bana göre hala öyle. işte bu washington eyaletinin başkent washington dc ile hiçbir alakası yok. başkent diye bilinen yer zamanında tartışmalara sebep olmuş ve bu tartışmaların sonunda hiçbir eyaletin toprağında olmamasına karar verilmiş. virginia ve maryland'den alınan küçük birer toprak parçası ile başkent oluşturulmuştur. dc kısaltmasının açılımı "district of columbia" (kolumbiya bölgesi)'dir. beyaz saray, abd kongresi, abd yüksek mahkemesi, dünya ülkelerinin büyükelçilikleri, kabine sekreterlikleri (bakanlıklar) gibi bütün federal kurumlar bu kentte yer alır. kendi başına bir eyalet değildir ve hiçbir eyaletin sınırları içinde yer almaz. doğrudan federal devlete bağlıdır ve valisi de yoktur. ama kentin yönetimi için belediye başkanı seçilir. adamların zamanında başkentin herhangi bir eyaletin sınırları içinde yer almasının o eyalete çok büyük bir ayrıcalık sağlayacağı düşüncesiyle böyle bir yola başvurmaları takdir edilesi gerçekten.

başkent demişken şaşırtıcı bir şey daha söyleyeyim. her eyaletin kendi kanunu meclisi, marşı, bayrağı var dedik, peki ya başkentleri? evet abicim her eyaletin kendi başkenti var. amerika birleşik devletlerinin başkenti washington dc ve her eyaletin de kendi başkenti var: toplam 51 başkent :)

buradan şunu tam olarak anlıyoruz ki adamlar gerçekten 50 ayrı devlet. "iki gün sonra bunlar birbirine düşebilir hatta savaşabilir lan o zaman" dediğinizi duyar gibiyim. teoride mümkün ama pratikte biraz zor o iş.


şimdi bu eyaletlerin sahip olmadığı şeylere gelelim

birbirleriyle savaşını engelleyen en büyük eksik ordu. bu eyaletlerin kendilerine ait bir orduları yok. ordu, amerikan ulusunun ortak gider kalemi. ve tüm ülkeyi korumak için var. hiçbir eyaletin ordu üzerinde daha fazla yetkisi yok. belki de başkentin bir eyalet sınırları içinde olmaması burada işe yarıyordur. bu eyaletlerin dış dünya ile doğrudan bir ilişkileri yok, dış işleri bakanları yok. (ha bu arada yukarıda eş geçtik, eyaletlerin kendi bakanları da var) bu eyaletlerin yönetimlerinin federal bir kanuna muhalefet etme hakları yok. federal kanunlar eyalet kanunlarının üzerindedir ve bunu kabul ederek birliğe girmişlerdir. federal devletin vergi toplama sistemi her eyalette geçerlidir ve her eyalet vatandaşları federal devlete vergi vermek zorundadır. her eyaletin kendi vergi kanunu da vardır ama federal vergilendirmeye de tabidir. kısacası vatandaşlar vergi öderken hem kendi devletine (eyaletine) hem de federal devlete vergi öderler. bu devletlerin şehirlerde kullandığı kendi polis teşkilatları vardır ama bu polisler gazete ilanı ile işe alınır ve bir itfaiye kadar bile saygınlığı yoktur aslında. türkiye`de akşam haberlerinde izlediğimiz amerikan polisi bidi bidi kovalamacalarını genelde bu gazete ilanı ile ise alınan polisler yapar. ağır silahları yoktur. şehir içi asayişten sorumludur. bir de merkezi hükümet adına çalışan federal polisler vardır ki havalı isimleri fbi'dır. hani filmlerde görürüz, adı bir suç olayında eyalet ya da şehir polisi etrafı sarar falan sonra iş aslında çok büyüktür ve federal bir suçtur. fbi'dan bi dayı gelip olaya el koyar. sonra bizim bu eyalet polisimiz de uyuz olur ama elinden bir şey gelmez. işte fbi denen federal polisin tüm eyaletlerde çalışma yetkisi vardır. ve şehir-eyalet polisleri onun altındadır. şehir/eyalet polisi ayrımı da gazete ilanı ile işe alınan ve polis koleji ile gelen ayrımı gibi bir şey. eyalet içinde eyalet merkezinin ayrı, şehir ve kasabaların ayrı polisleri vardır. onlar da eyalet içinde ast-üst sayılır. neyse çok uzattım polis olayını.

bütün bu yazdığım eyalet ve sistem farklılıkların amerika'da yaşayan insanlar üzerinde hayatı zorlaştırıcı etkileri olduğunu düşünüyorsunuz muhtemelen. bazı eyaletler göt kadar oluyor ve yan eyalette iş buldunuz mesela. gidip gelirken yoldaki kurallar bile değişiyor bunlar karmaşaya sebep olmuyor mu? mutlaka olduğu yerler vardır ama genel olarak bunların faydası olduğunu düşünüyorum ben. mesela new york'taki adam t-shirt almak için new jersey devletine geçip o devletin giyimde sıfır vergi avantajından faydalanabiliyor. bu esnekliklerin çok faydasını görebiliyor insanlar. mesela alabama'da doğdun ama kendini o devlete, oranın insanına ait hissetmiyorsun. oradaki kanunlar kurallar seni zorluyor, sen daha rahat bir adamsın, hatta eşcinselsin. ne yapacaksın? varsa annenle babanla vedalaşıp 5000 liralık arabanın deposunu 40 liraya fulleyip california`ya gideceksin. orada kendine yeni bir hayat kurup istediğin gibi yaşayabilirsin. devlet sınırlarını arabanla geçerken fark etmeyeceksin bile. sınırlar sadece haritalarda.


amerika'nın bu kadar farklı devletten, bu kadar farklı bölgeden insanı bir arada tutan o tek potada eritme olayına gelelim

bu devletin insanlarının bir bölümü yıl boyu kar altında yaşarken, başka bir bölümü güneşten kavruluyor. bir kısım eyalet tarımla kalkınırken, bir kısmı da teknoloji ile kalkınmakta. sen şimdi bütün bu ülkeyi tek bir çatı ve yönetim altında birleştirirsen bir de üzerine tek bir yasa koyup bütün eyaletlere uygulatmak istersen kaos olur. florida`daki kanunları alaska insanına uygulamaya çalışmak zulümdür. her bölgenin kültürü, iklimi, insanı farklıdır ve bu insanlar kendi kuralları ile yönetilmek ister. kaldı ki az da olsa eyalet bazında milliyeticilik anlayışları da vardır. aptal bir şekilde bazıları kendi devletinin daha güzel, insanının daha iyi olduğunu düşünebiliyor hala. şimdi bu insanlara tepeden inme kanunlarla yönetirsen nolur biliyor musun? neyse siktir et...

ne diyordum? bu tek potada eritmeyi başarmanın somut elle tutulur yöntemini ben de tam bilmiyorum, nasıl oluyor. kabaca demokrasi de diyemiyorum çünkü biz de demokrasi ile yönetiliyoruz. tırnak. demokrasinin yönetim şekli olarak çok fazla açıkları var. ama bu ülke bir şeyleri doğru yapmış ve bu yönetim şekli ile bir yere gelebilmiş. bizim insanımızın "abi yahudiler, abi illuminati, abi masonlar" etiketini anında yapıştırdığı bir ülke olarak amerika bu etiketlerin hiçbirine uymuyor aslında. çünkü sadece yahudiler, sadece illuminati ya da masonlar böyle bir ülke kuramaz, bunu anlamamız lazım. kendi başarısızlığımızdan ders çıkarmadığımız gibi başka ülkelerinin başarısına bok atmamayı da öğrenmemiz gerekiyor.

ABD İç Savaşının Bugün Bile Devam Eden Olası Sebebi: Federal Devlet vs Eyalet Hakları