KOMİK 13 Şubat 2017
76,3b OKUNMA     1053 PAYLAŞIM

Halı Yıkama İşine Başka Bir Boyut Getiren İnanılmaz Adamlar: Duygusal Halı Yıkama

Duygusal Halı Yıkama, Ankara'da hayatını sürdüren gerçek bir şirket. Diğer halı yıkamacılardan farkları ise işlerine duygularını katmaları. Gelin, hikayelerine bir bakalım.


sofort olan firma isimlerini türk diline saygi geregi duygusal olarak degistirdiklerini bir el ilani yoluyla duyurmus ya matrak ya catlak hali yikamacilar. 

sloganlari dunyanin en duygusal hali yikamacilari olan firma, el ilanlarinda belirttikleri üzre 26 agistos 1998 günü saat 05:30'da kurulmus. adamlar sanki amasya tamimi cikarip firmalarini kurmuslar gibi bir de saat vermisler el ilaninda. 


hatta isteyenler icin marka tescil numarasi da unutulmasi. ilanin en matrak yeri ise arka kismi. hali yikama minübüsünün önünde dünyanin en duygusal hali yikamacilarindan biri muhsin bey filmindeki ali nazik pozu vermis ve ilanin altina da bir siir yazmislar. ancan fotografin ve siirin üst kisminda söyle yaziyor:

son dizeyi gümüs tepside müsteriligi severek yasayan
müsterilerimize ve dünyadaki tüm müsterilere
saygi sanatlariyla ithaf ediyoruz...


youtube'daki belgesellerini izledim ve şu an müthiş iki insan tanımanın mutluluğu ile bahtiyarım. 

bu iki kardeş nasıl becermişlerse superego'larını yok etmişler. aynı anadan üryan yeni doğmuş bir çocuğun bilinci ile konuşup yaşıyorlar. 

böyle bir tecrübeye alışık olmayan insanoğlu "bu ne lan", "neyin kafası bu abi", "uçmuşlar" şeklinde tepkiler verebilir. akabinde kardeşleri dinledikçe "aha gene uçuyorlar" dediğin anın hemen sonra iki okkalık bir laf ile taş olup kalabilirsiniz.


izlerken aldığım notlar şöyle:

- annem aşırı arkadaş canlısı bir insandı ama arkadaşı yoktu.

- ben hiperpasif bir çocuktum

- imkanının olmadığını gören insanlar kendilerini olgun görürler. ben de çocukken olgun görürdüm kendimi.

- günde, abartarak söyleyeyim onbin, yok yüzbin hatta bir milyon defa bakkala giderdim.

- askerlik zorluydu. arkadaşlarımız öldü. çok kurşun attım ama düşmedi hiçbir insan. neticede dünyadaki herkes insan.

- halı yıkamada duygularla tekniği birlikte götürmek gerekiyor.


- siz günde bir kez gece gündüz yaşıyorsun, ben günde 30 halı temizleyince 30 kez yaşıyorum gece gündüzü. (aha gene uçtular derken) çünkü bize gelen halılar kirli, mat ben yıkayınca ak oluyor parlıyor, geceden gündüze geçiş oluyor. (kapak geliyor hemen. respect)

- nasıl bilim adamları atomu parçalayıp özünü anlamaya çalışıyorsa siz de yaptığınız işi parçalara ayırıp anlamalısınız. anladığınız zaman da mutlu olursunuz. anlamak mutluluktur (akabinde bunu tekrarlayıp elleri açıp oynamaya başlarlar)

- yıkarken o halıyı yapan tasarlayan dokuyan insanla bir iletişim oluyor.

- ilacınız istediğiniz kadar keskin olsun ovalamazsanız çitilemezseniz halı temizlenmez. evren de hareket halindedir. evren çitiler.


- işin ticari boyutunu düşünürseniz zevk almazsınız işinizden. yeni duygular yaratmalısınız.

- insana verilebilecek en güzel hediye iletişimdir.

shakespeare ne demiş, dünya bir tiyatro sahnesidir, rolünü oynayan gider. biz de reklam yapmayı sevdik. varlığınızı gösterince varoluyorsunuz.

- o yıllarda türkiye yeni tl'ye geçince biz de bir üst kimlik oluşturmak istedik, yeni insan diye bir kimlik yarattık. biraz da neitzsche'nin üstün insanı kavramından hareket ettik.

- mor müşteri (bkz mor inek): işletmelere fark yaratan müşteri.

(mor müşteri tanımları için tuafiyeden ruj almışlar yüzlerini boyayıp fotoğraf çekmişler. photoshop değil)


- yıkama yerlerinin kapısında duygulama merkezi yazıyor.

- işimize duyduğumuz aşkın kaynağı kızlardan kaynaklanıyor. o aşk buna dönüşüyor.

- köle çocuk dünyaya getirmektense bir tek ben yaşarım daha iyi.


kütüphanelerindeki bazı kitaplar:

nutuk - mustafa kemal

milletlerin zenginliği - adam smith

diplomasi - henry kissinger

yönetim stratejisi - frederich betz

sözcüklerin bilinci - elias canetti

oblamov - goncarov

üçüncü dalga - alvin tofler 

karanlık bir dünyada bilimin mum ışığı - carl sagan

balzac, stenhal, shakespeare, jack london, goethe ve bir çok klasik…


- kardeşlerden biri açık öğretim 3. sınıf uluslararası ilişkilerde okuyor. boynuna astığı bir sepet vasıtası ile halı yıkarken ders çalışabiliyor.

tescilli ruh, leke dedektifi, kir celladı gibi reklam sloganları var.

- kartvizit taşımıyoruz kalpvizit taşıyoruz diyorlar.

aşağıdaki gibi bir müşteri cetveli oluşturmuşlar:


pascal' cılar: hesap kitap ettirip sipariş vermeyen müşteriler.

rodın' ciler: ben bir düşüneyim diyerek sipariş vermeyen müşteriler.

pyrrhon' cular: çok soru soran, güvensiz kuşkucu müşteriler.

herakleıtos' cular: bariz güven vermeyen, sipariş verse bile bir daha geri gelmeyecek olan akıcı müşteriler.

keynes' çiler: fiyat araştırması yapan müşteriler.

herodot' çular: geçmişte size sipariş vermiş müşteriler.

edıson' cular: birde sizi deniyeyim diyen müşteriler.

hegel' ciler: satıcıya saygı duyan müşteriler.

ersin salman' cılar: reklamımızı beğenerek arayan müşteriler.

tevfik fikret' çiler: öneri üzerine sipariş veren müşteriler.


en çarpıcı yönlerinden biri kardeşler arasındaki uyum. ezberden tekrar yazamayacağım kadar komplike sözleri bir kardeş es verince diğeri kaldığı yerden devam ettirebiliyor. tek beyinle yaşayan ama bir şekilde ameliyatla ayrılmış ikizler gibiler. saf, edebi, komik, sanatsal, duygusal, yer yer ürkütücü.

memleket en kötü zamanlarını geçirirken biraz olsun nefes almak için ferdi yüksek ve taşkın yüksek isimli bu müthiş kardeşleri yani duygusal halı yıkamacılar'ı mutlaka tanıyınız.


efendim, kendilerine iki sefer halı yıkatmış birisi olarak %100 gerçek olduklarını söylemek istediğim halı yıkama şirketi. 

hayatımda bu kadar ilginç insanlar görmedim. halıları alırken de getirdiklerinde de o kadar ilgililer, o kadar duygusallar ki görseniz inanmazsınız. halıyı alırken de, bırakırken de size şiirler okuyorlar, böyle gözleri dolu dolu oluyor, hatta bize hediye olarak nazar boncuğu getirmişlerdi. neden ve nasıl böyle olduklarını bilmiyorum ama adamlar halıları resmen okşuyorlar. ev arkadaşlarımla iki seferinde de iki gün etkisinden çıkamamıştık adamların. 


hele bir seferinde ev arkadaşımın adamların o duygusal hallerini gördükten sonra halılara bakarak gözlerinin dolması, ''şu kadarcık paraya şu işi yapıyorlar, hala ne kadar saf ve temizler, keşke daha çok para verseydik'' şeklindeki ağlamaklı konuşması hala evimizde dilden dile dolaşan unutulmaz bir anıdır. eğer ankara'da yaşıyorsanız mutlaka kendilerine halı yıkatın. kesinlikle pişman olmayacaksınız. hem cidden ucuz ve çok da güzel yıkıyorlar.

en son ilanlarında iyiden iyiye coşarak yeni eklemeler yapmış gönül dostu halı yıkamacıları. artık daha da felsefi bir yaklaşımla konuya eğilmişler:


"son dizeyi gümüş tepside müşteriliği severek yaşayan dünyadaki tüm müşterilere ve insanlarını severek sonsuza dek mutlulukla yaşayacağımız insanlığa hizmetin bir parçası olmak için hizmet ediyorum. o halde varım diyerek varolmak isteyen asyalı, avrupalı, amerikalı, afrikalı tüm hizmet gönüllü dostlarımıza saygı sanatlarıyla ithaf ediyoruz. "

"üretiyorum ve verimliyim çünkü duygusalım." 

Duygusal Halı Yıkama'yı daha da yakından tanımak isterseniz eğer kendileriyle ilgili yapılmış şöyle bir belgesel mevcut: