Hayata Daha Geniş Açıdan Bakarak Genel Kültürünü Geliştirmek İsteyenlere Sözlük Yazarından Birtakım Tavsiyeler
yazılanların çoğunun bunları biliyor muydunuz tadında olması sebebiyle (ki emek ürünüdür takdir ve teşekkür etmek lazım), hayata daha geniş açıdan bakmak, ufkunu gerçekten genişletmek isteyenlere kendi çapımda naçizane tavsiyeler bulunmak istediğim tecrübe ve bilgilerdir. tavsiyelerimin hepsini uygulamamış olmakla birlikte, hemen hemen hepsine bir şekilde başlamışlığım ve/veya bunlarda ilerlemişliğim vardır. başlıklar halinde ilerlemeyi düşünüyorum. o halde buyrun amme hizmetine:
genel perspektif:
dünya görüşünüz, siyasi ideolojiniz, dini inancınız ne olursa olsun, mutlaka "ötekini", ve "karşı görüşü" okuyun, dinleyin.
sözcü, cumhuriyet mi okuyorsunuz, gidin milliyet, akit, taraf, yeni şafak, zamanda okuyun. ondan bir şey öğrenmeye bakın. türkçesi nedir bilmiyorum ama apologetic olmayın, yani inandığınız ve savunduğunuz şeyi sanki "tutunacak son dalınızmışçasına" körü körüne ve her şartta savunmayın. her okuduğunuz makale veya araştırmayı kendi ideoloji veya inancınıza yontmayın. bir veya en fazla iki alanda uzmanlaşın; ama diğer alanlarla alakalı da asgari bir şeyler bilin. fakat uzmanlaşmayı çok ciddiye almanız gerekir. spor, sanat veya siyaset... her ne ile iştigal ediyorsanız edin, mutlaka 12 bin saatten az olmamak üzere o konuyu çalışın, antrenman yapın, derinleşin. her şeyi komplo teorilerine bağlamayın; ama saf da olmayın.yabancı dil:
bir doğu (çince, rusça veya arapça), bir de batı dili öğrenin (ingilizce bilmeyenler için ingilizce; bilenler içinse, sosyal bilimler için hayati derecede önem taşıyan ve ab'nin iki resmi dilinden biri olan fransızca ile latin amerika'nın brezilya hariç tamamını anlamanıza yardımcı olacak (ki abd'de yaşayan 51 milyon hispanik'i saymıyorum)ispanyolca). "sağlam" öğrenmek isteyenlere internette her türlü görsel ve yazılı kaynak, çoğunluğu bedava veya cüz'i bir paraya mevcut. bilhassa ingilizce'ye hakim olmadan aşağıdaki yazacaklarıma türkçe'de sadece sınırlı bir şekilde ulaşabilirsiniz.
sosyal bilimler:
sosyoloji'nin temel teorilerini ve ilk dönem teorisyenlerini bilmek çok önemli. sosyologlar, kendi aralarında
en iyi kitapları seçmişlerweber (webır yerine "veybır" diye okursanız sosyoloji'den anladığınızı düşüneceklerdir), karl marx, emile durkheim, herbert spencer, august comte başta olmak üzere michel foucault, mills vb.'lerini de okumak lazım. bunun haricinde psikoloji, antropoloji, siyaset bilimi gibi alanlarda en azından ansiklopedik düzeyde temel kavram ve kuramları araştırmanızı salık veririm. bu bilimler içinde sosyoloji'yi ön plana çıkarmamın en önemli sebebi, bütün bu yukarıda saydıklarımın yanında coğrafya, ekonomi ve iletişim gibi bilimleri de kapsayacak şekilde geniş bir alanla meşgul olması ve bütüncül bakabilmesidir. ayrıca aynı olaya farklı açılardan yaklaşabilir.
felsefe:
ayrı bir başlık açtım; çünkü doğu'yu bile anlamak yine batı felsefesi okumaktan geçiyor.
kant, john locke, thomas aquinas, rene descartes, plato, aristotle, socrates, sartre, nietzsche vs. okumadan bütün bir batı medeniyetinin temellerini anlamak zorlaşır.doğu'dan ise gazali ve ibn-i sina'yı mutlaka okuyun. sadece filozofları değil, felsefe terimlerini de öğrenmeye gayret edin.
postmodernism, globalization, paradigm shift gibi pek çok alanda kullanılan kavramlardan başlayabilirsiniz.edebiyat:
türk edebiyatı'nda yaşar kemal, tarık buğra, ahmet hamdi tanpınar, sabahattin ali, orhan pamuk, peyami safa, halit ziya gibi yazarların seçici davranarak eserleri okunabilir. yabancı yazarlar arasında ise yine o geniş tercih skalası içinde önceliği rus, ingiliz, fransız ve amerikan klasiklerine vermenizi tavsiye ederim. popüler kitaplardan uzak durun mümkün mertebe. çoğu keçiboynuzu gibidir, yani çok yersiniz; ama az tat alırsınız.
güzel sanatlar:
sinema, resim, müzik gibi alanlarda temel kişi ve kavramları bilin. film noir, kübizm, ballad gibi kavram ve akımları duyduğunuzda en azından ne anlama geldiklerinin farkında olun.
din:
hangi dine inanırsanız inanın kur'an, incil ve tevrat meallerini mutlaka okuyun. avrupa'da ateistlerin birçoğunun incil bilgisi, bizim müslümanların kur'an bilgisinin üstündedir. kur'an'ı derinlemesine incelemek ise arapça bilmeden pek mümkün değil. yine de tefsir okuyabilirsiniz. bizim türklerden elmalılı hamdi yazır'ın tefsiri (meal demiyorum) gayet iyidir. ayrıca
kadı beydavi,
zemezahşerigibi alimler de var tefsirleri okunabilecek. ayrıca, budizm, hinduizm, bahailik gibi din ve inanç sistemlerinin de en azından tarihini öğrenin.
spor:
ingilizce biliyorsanız; kuper, zirin, leitch, lazenby, halberstam, benedict gibi yazarların çok güzel kitapları var spor kültürü, kulüpler ve taraftarlık üzerine. bunların çok azı türkçe'ye çevrildi maalesef.
doğa bilimleri:
fizik, kimya, matematik, astronomi, geometri ve biyoloji gibi temel bilimleri en azından "x 101" seviyesinde bilmek size hayatınızda büyük kolaylıklar sağlayacaktır. benim gibi bir sosyal bilimci bile olsanız, mesela kuantum fiziğinin newton fiziğinden farkını bilmek yine size sosyal bilimlerde fayda sağlar.
yabancı yayınlar:
huffington post, drudge report, the new york times gibi gazete ve internet siteleri başta olmak üzere, time, sports illustrated, economist gbi dergilere abone olmanın yollarını araştırın. zaytung hayranı iseniz, onun atası onion'ı okuyun. değişik konularda ted talks izleyin. bunların haricinde bir sürü kültür-sanat dergisi var doyurucu içerikte (mesela the new yorker). john stewart gibi hicvin "kralını" yapan kişilerin programlarını izleyin.non fiction:
yeterince fiction (kurgu) eser okumuş biri olarak non fiction'dan aldığım tat, hitler'in almanlık'tan aldığı tadı geçmiş bulunuyor. hangi türler bu kategoriye girer derseniz,
buraya bir göz atın derim. non fiction okumak sizi "direkt" bilgili kılar. daha çok non fiction daha çok bilgi elbette; ama seçici olun. yorumları okumadan kitap almayın.film:
film izleyecekseniz imdb top 250'dekilerden başlayıp bu filmlerin eleştirilerini okuyabilirsiniz.
yurtdışında yaşamak:
hayatınızın bir döneminde imkanınız varsa mutlaka yapmanız gerekendir. bu sayede oranın sadece dilini değil, kültürünü, hayat felsefesini, siyaset kurumu başta olmak üzere pek çok kurumun bizden farklı işleyişini görürsünüz. avrupa veya abd öncelikle tercihiniz olabilir; ama aşırı geri bir ülke olmadıktan sonra (ki geri ülkelerde bile öğreneceklerimiz olabilir) türkiye seviyesinde orta halli bir ülke de tercih edilebilir.
ötekiyle yaşamak:
birini tanımak alışveriş yapmak, geziye çıkmak veya birlikte yaşamakla mümkündür derler. mesela müslüman, seküler, sünni ve türk iseniz, bir kürt, bir tarikat veya cemaat mensubu, bir süryani, bir ülkücü, bir komünist, bir alevi, bir ateist ile bir süreliğine birlikte yaşayın veya bir geziye çıkın. veya işte değişik kombinasyonlar, karışımlar, şakalar, komiklikler.
gezi:
türkiye'deki arkeoloji ve sanat müzeleri başta olmak üzere yurtdışında londra, paris, prag, roma, berlin, moskova, new york, los angeles gibi merkezi yerlere gitmek gerekiyor. burada gezi tarzınız ön plana çıkıyor. mesela, uzakdoğu, latin amerika ve afrika da size bol seçenek sunar.
mastır doktora yapmak:
belki de yukarıdaki çoğu maddeye en hızlı ve emin bu şekilde ulaşabilirsiniz. bilhassa sosyal bilimlerde yapacağınız bir mastır dünyaya bakışınızı değiştirecektir. doktora ise alanınızda uzmanlaşmanıza yardımcı olacaktır. batı'da, bilhassa abd'de uzmanlaşma öyle seviyeye geldi ki, mesela bir gazeteci var nixon uzmanı. nixon'ın bütün ses kayıtlarını dinlemiş, analiz etmiş. yatıyor kalkıyor nixon'ı araştırıyor. uzmanlaşma artık, politika, demokrat/cumhuriyetçi parti veya 20. yüzyıl gibi geniş alanlardan ziyade, "kennedy döneminin dış politika perspektifi", "reagan hükümetinin vergi politikası" gibi "suyunun suyu" alanlarda derinlemesine gerçekleşiyor.
kişisel gelişim:
bu isimdeki kurslara gitmek yerine, doğrudan sizi geliştirecek, size beceri kazandıracak, mesela, public speaking, etkili sunum yapma teknikleri, fotoğrafçılık vs. gibi kurslara gidin.
sevin:
insanları sevmeden bir şey öğrenmek pek mümkün değil. sizden farklı düşünen kişi düşmanınız değil, sizin için bir öğrenme ve tecrübe fırsatıdır. sevgisiz ne düşünce olur, ne derinlik, ne perspektif. sevgisiz felsefe de eksik kalır din de.
aklıma geldikçe önemli bulduğum noktaları eklemeyi düşünüyorum. dağınık olduysa kusura bakmayın; ama öğrenilecek çok şey var, hayat ise bir o kadar kısa.
edit: ısrar üzerine, kavramların ve eserlerin ayrı ayrı ele alındığı iki yazı daha yazmayı düşünüyorum ilk fırsatta.