İki Ayak Üzerinde Durmanın Avantajları ve Dezavantajlarına Evrimsel Bir Bakış
evrimsel açıdan ayaktayken av hayvanlarına ve düşmana karşı savanı taramak daha kolaydır. kolların hareket etmek için kullanılmaması sayesinde insan cinsi, ellerini silah olarak kullanmak, birbirlerine işaretlerde bulunmak gibi avantajlara sahip olmuştur. ellerimizi daha fazla kullandıkça, ellerle bir şeyler yapabilme kabiliyetimiz doğal olarak gelişti. evrimsel baskının ellerde ve parmak uçlarında daha yoğun bir sinir ağını tetiklemesi ve kasların gelişimi ile, insanlar çok ince işler yapabilme becerisi kazandılar. bu sayede çok başarılı ve işlevsel aletler üretebildiler. alet üretimine ait ilk kanıtların 2.5 milyon yıl öncesine dayandığı göz önünde bulundurulduğunda, yapabileceklerimizin bir sınırının olmaması daha iyi anlaşılabilir.
diğer yandan iki ayak üstünde durabilme becerisi, daima avantajlara sahip değildi. arkaik atalarımızın 4 ayak üstünde yürümesi ve görece olarak daha küçük kafataslarına sahip olduğu göz önüne alındığında, dik pozisyona geçiş aslında büyük bir zorluk içeriyordu. insanlar, ince aletler geliştirebilmenin bedelini boyun ve sırt ağrıları ile ödediler.
iki ayak üstünde durmanın zorluklarından bahsetmeye devam edelim
aslında kadınlar bunun bedelini, başlarda erkeklerden daha fazla ödemek zorunda kaldılar. daha dik duruş ile birlikte gelen daha dar kalçalar, doğum kanallarını daraltıyordu. aynı zamanda evrimin bir parçası olarak süregelen bebeklerde beyin büyüklüğünün artması da doğumda mortalite oranını artırmıştır. kadınların hayatta kalabilmeleri ancak erken doğum sayesinde olabiliyordu. doğal seçilim bundan dolayı, erken doğumlara daha fazla yaşama tutunma şansını verdi.
yine iki ayak üstünde durmanın avantajlarına gelirsek
erken doğum daha fazla yavru bakımı anlamına da gelir. bu yüzden insanlar dolaylı olarak iki ayak üzerinde durma sayesinde müthiş sosyal beceriler elde ederek toplumsal sorunlarını daha kolay çözer hale gelmişlerdir. erken ve az gelişmiş doğan yavrularının bakımı için başka insanlara ihtiyaç duyan annelerin, yalnız yaşaması yerine bütün bir kabile içinde kalabalık gruplarda yaşaması, dayanışmayı ve toplumsal yaşamı desteklemiştir. bu sayede sosyal ilişkilerde olağanüstü gelişmeler yaşanmıştır. dolayısıyla evrim, daha güçlü sosyal ilişki kurabilenleri desteklemiştir. insan yavruları daha az gelişmiş doğdukları için, diğer hayvanların yavrularına kıyasla daha fazla eğitilebilir durumdadır. bu yüzden çocuklarımıza, kurulan toplumsal yapıların da desteği ile kapitalist ya da sosyalist; müslüman, budist ya da yahudi olarak şekil verebilme becerisi kazandık.
aslında gelişen alet kullanımı ile birlikte bazı araştırmacılar tarafından insanlığın ilk buluşlarından biri olarak değerlendirilen kemik iliğini keşfetme becerisi edindik. o zaman besin zincirinde daha alt sıralarda olan insanlar, ancak büyük yırtıcıların geriye bıraktıkları hayvan leşlerindeki kemikleri parçalayarak kemik iliğine ulaşabildiler. yani bir nevi artıklarla yetinmek zorunda kaldılar. diğer hayvanların besin zincirinde alta ya da üste çıkmaları kademeli ve orantılı bir şekilde olurken, aksine insanların evrimin yardımı ile besin zincirindeki orantısız sıçrayışları belki şu an bizleri, 2 ayak üzerinde duran en gaddar ya da en dengesiz hayvan haline getirdi. aşırı üreme de dahil olmak üzere kendimizi kontrol etmeyi başaramazsak, kendimizin sonunu getirmeyi başaracağız gibi duruyor.
kaynak: sapiens: a brief history of humankind