in the first place: ilk başta, ilk etapta

fair enoug: gayet makul, öyle olsun, uygun

at least: en azından

play the fool: salağa yatmak

big time: hem de nasıl ( konuşma dilinde)

on a whim: bir hevesle

make a blunder: pot kırmak

for no reason: yok yere

out of your league: seni aşar

left me on read: görüldü attı

there is no in between: ortası yok

no matter what: her durumda,her ne olursa olsun

give it a shot/try: bir denemek

give it a rest: bir rahat bırak, bir sal

not give a shit: sikine bile takmamak

sense of humor: mizah anlayışı

make no sense: mantıksız gelmek

in that sense: o manada

what a relief: hele şükür, dünya varmış

no offence: alınma

(i'm) just saying: gücenme ama

do your thing: kafana gore takıl

take your time: acele etme

after you: önden buyur

for good: temelli olarak

back then: o zamanlar

make waves: sorun çıkarmak

it hit me: birden dank etti there is no way around: kacinilmaz, çaresi yok

a real bummer: tam bi fiyasko

treat yourself: kendini simart/ödüllendir

fool around: aylaklık etmek,zaman harcamak

no cap: yalan yok

dont even go there:o konuya hiç girme

dont take it personally: kişisel algılama

mark my words: demedi deme

from stratch: sifirdan

consider it done: oldu bil

spit it out: dökül, çıkar ağzındaki baklayı

hit on somebody: birine yürümek

i'm on it: hallediyorum, o iş bende

easy peasy: çocuk oyuncağı, çok kolay

keep cool: soğukkanlılığını korumak

İngilizcenizi Günlük Konuşma Diline Yaklaştıracak Basit Konuşma Kalıpları