İngiltere'nin Yeni Başbakanı Rishi Sunak'ın Tahmin Ettiğinizden Farklı Olan Siyasi Duruşu
rishi sunak... adam azılı göçmen karşıtı, hintlisi pakistanlısı afganlısı buralara gelmesin diyor sosyal medyada bazıları da adamın etnik kökenine takmış. kaynak
şimdi bu hint kökenli ingilizlerin bazıları inanılmaz derecede ırkçı, batı şovenisti ve yine ingilizlerin zeal of the convert (wikisi), dediği dönmenin yobazlığı olarak tercüme edebileceğimiz bir tutkuyla yeni inançlarına, vatanlarına bağlı oluyorlar.
sunak'ın babası kenya'da doğup büyümüş... bir başka ingiliz aşığı v. s. naipaul gibi (trinidad ve tobago) ingiliz sömürge coğrafyasındaki görevlerinde "beyaz adam" ile kendini eşit görmüş, görece ayrıcalıklı, ingiliz imparatorluğuna bağlılığından dolayı kamu görevleri verilmiş, imparatorluğun çöküşü sonrasında vatandaşlık veya oturumla ödüllendirilmiş, ingilizlerin tüm önyargılarını benimseyen, siyahi yerel halkı küçümseyen, ingiliz eğitim tezgahından geçmiş tipler bunlar.
rishi'nin dedesi ingiliz hükümeti adına kenya'da vergi memuru olarak çalışmış mesela. hiç değişmez bunların orijin hikayesi.
birebir tanıştıklarıma ithafen söylüyorum, adeta hintli olmaktan utanırlar, derilerini beyazlatan kozmetik ürünler kullanırlar, saçlarını düzleştirmeye çalışırlar. kahverengi deriyi beyazlatmaya kalkınca da eski mermer kül tablası rengine döner, kendi güzelliğinden bir şey kalmaz.
kısacası hiç merak etmeyin, süt beyazı çapa dişli çilli sivri burunlu ingiliz beyefendisinden daha dişli savunur ingiliz sömürge mekanizmasının çıkarlarını.
Son söz
rishi sunak... baktığı her insanda köken arayan kabilelerin anlayabileceği bir şey değildir bu.
ulus olmak böyle bir şeydir; ne tenine ne dinine ne de cinsiyetine bakmaz. rishi sunak british’tir, kamala harris amerikalıdır, obama amerikalıdır. sizin ingiltere dediğiniz yer birleşik krallıktır ve vatandaşları birleşik krallık vatandaşıdır.
almanya gibi ırk davasıyla milyonları ölüme sürüklemiş bir ülke bile, alman olmayı bir ırk olmaktan çıkarıp uluslaştırmak için göç alma politikası uygulamayı neredeyse milli güvenlik meselesi haline getirmiştir. bu nedenle onlar uluslaşıp güçlenmişlerdir.
kabileler, aynı kandan/akrabalardan ve beraberinde torpil, daha yakın akrabayı kayırmacılık, yolsuzluk ve kendinden olanın yolsuzluğunu savunan fakirlerden oluşur. ulus ise vatandaşlardan ve vatandaşını devletten koruyan yasalardan oluşur. aradaki en belirgin fark ise güç ve aidiyet duygusudur. bu nedenle, aidiyet duygusunu yaşatamayan kabile devletlerinin vatandaşları, akın akın uluslaşabilmiş hukuk devletlerine göç etmektedir.