TARİH 10 Aralık 2018
45,2b OKUNMA     729 PAYLAŞIM

İskoç Tarihindeki En Büyük Özgürlük Mücadelelerinden Biri: Bannockburn Savaşı

William Wallace'ı Braveheart sayesinde biliyoruz, peki ya Bannockburn Savaşı'nı? İskoçya'nın bağımsızlık mücadelesinde devasa önemi olan bu savaş, Wallace sonrası bir dönemde geçiyor. Bannockburn nedir, Bannockburn Savaşı'nı kim kazanmıştır benzeri sorularınız varsa buyrun aşağıya.

bannockburn savaşı, 23-24 haziran 1314 tarihinde gerçekleşen ve iskoç özgürlük savaşları'nda çok önemli bir yere sahip büyük askeri zaferdir.

giriş

iskoç kralı robert the bruce'un kardeşi edward bruce stratejik olarak çok önemli bir konuma sahip stirling kalesi'ni (stirling castle) kuşatır. kuşatmada pek ilerleme kaydına muvaffak olamamaktadır, yine de kale komutanı olan ingiliz soylusu sir mowbray'e bir anlaşma imzalatmayı başarır. 1314 yazına kadar talepleri karşılanmazsa kale teslim olacaktır. bu esnada ingiliz kralı 2. edward'ın başı iç karışıklıklarla hayli beladadır. kardeş bruce, iyi sıkıştırmış uzun lafın kısası ama uzun vadeli bir anlaşmaya razı olması stratejik bir hata olarak da görülebilir.

nitekim kral robert the bruce, bu anlaşmayı duyunca kardeşini güzelce bir azarlar ve kalenin teslimi için tanıdığı mühlet içinde ingiliz ordusu'nun toparlanabileceğini söyler. daha da üstelemez ama ne de olsa kardeştir.

Robert the Bruce.

gelişme

kral robert haklı çıkmıştır. 2. edward, böylesine önemli bir kalenin terkini utanç verici olarak nitelendirir, iç huzursuzlukları bir şekilde bastırır ve büyük bir ordu toparlar hızla. öyle ki, ordunun içerisinde kral robert ile kanlı bıçaklı olan bazı iskoç soyluları bile vardır. altı çizilmesi gereken nokta, 2. edward'ın asıl amacının stirling kalesi'ni kurtarmaktan ibaret olmadığıdır. zira o esnada 1. iskoç özgürlük hareketi giderek kuvvetlenmekte, william wallace'ın 9 sene evvel (1305) alçakça katli bile iskoçlar'ı davalarından alıkoymamaktadır. ingiliz kralı, bu işe bir son vermeyi hesaplamaktadır bu sefer ile.

iskoç ordusu'nun 7.000'den biraz fazla veya az kuvvette olduğu sanılmaktadır. kral robert, iyi ekipman sahibi olmayanları orduya kabul etmemiştir. nedir efendim bunlar: mızrak, miğfer, zırhlı eldivenler ve dizlere kadar inen korunaklı kalın ceket. bildiğin ortaçağ savaş kostümünü canlandır gözünün önünde. neyse efendim, iskoç ordusu kısacası ziyadesiyle mobil, inanmış, hızlı hareket edebilen konumda ancak nesi eksik: okçusu. yalnızca 500 kişilik bir okçu birliğine sahipler. karşı tarafta ingiliz ordusu ise 20.000 civarında bir kuvvete sahip. nitekim, ağır zırhlı ingilizler kuzeye, iskoçya'ya doğru yürüyüşe geçerler yavaş yavaş.

kral robert ordusunu bannock deresi (bannock burn) ile tor wood ormanı arkasında konuşlandırır. ingiliz ordusu'nun alternatif güzergahlarını hendeklerle keserek onları carse of stirling'ten geçerek gelmeye zorlamak istemektedir (carse: iskoç dilinde nehir kenarındaki düz, alüvyonlu arazi) zira bannockburn buradan akmaktadır. robert'in isteği gerçekleşecektir. robert'in hazırlıklarını fark ederek ingiliz kralı 2. edward'ı uyaran kuşatma altındaki kalenin kumandanı mowbray, böyle bir rota izlenmesinin tehlikeli olacağını ve aynı zamanda kora kor bir savaş olmadan, taktiksel manevralarla kalenin konumunun rahatlatılabileceğini söyler. ancak artık çok geçtir. kral edward da içten içe durumun sakat olduğunu sezmiştir ancak hali hazırda emrindeki dev ve hantal orduyu zar zor bir arada tutabilmektedir, artık bu tür bir strateji değişikliği için tren kaçmıştır.


23 haziran günü, bannockburn üzerindeki bir sığ geçitten geçen öncü bir ingiliz birliği kral robert'in karargahına doğru ilerlemektedir. başlarındaki isimlerden biri de hereford kontu'nun yeğeni henry de bohun'dur. bohun, bir anda ötede kral robert ve ahalisini görür. bir anda gaza gelir. savaşı başlamadan bitirecek, artık ne ünvanıysa onu alacaktır. mızrağını yere paralel duruma getirir ve iskoç kralı'na doğru atını son sürat şahlandırır. ingiliz şövalyesinin üzerinde dört nala ilerlediği at, kral robert'in atından çok daha kuvvetli ve büyüktür. iskoç birlikleri endişe içinde hücumu izlemekte, kral robert ise sakin bir şekilde yerini korumaktadır. daha da kötüsü elinde kılıcı bile yoktur, yalnızca bir savaş baltası tutmaktadır. bohun, hızla gelir ve ölümcül hamlesini yapar. iskoç kralı, atının yönünü çevik bir şekilde değiştirerek hamleyi boşa çıkarır, üzengilerinin üzerinde doğrulur ve düşmanına baltasıyla öyle bir vurur ki bohun'un miğferi ve kafası paramparça olur, hemen canverir. komutanları, kral'ın aldığı bu korkunç riski eleştirmeye yeltenir, kendisi ise yalnızca baltasının sapı kırıldığı için üzüntülerini dile getirmekle yetinecektir.

bu ilginç enstantane ertesi sabah patlak verecek büyük muharebeyi de özetler niteliktedir: sayıca çok üstün ve ağır zırhlı ancak bir o kadar da çeviklikten yoksun ingiliz ordusu, taktiksel açıdan doğruları yapan, atılgan iskoç ordusu karşısında kelimenin tam anlamıyla darmadağın olacaktır.

24 haziran günü iki ordu karşı karşıya geldiğinde yaşanan bir diğer ilginç olay daha vardır. kral robert ve ordusu, şafak söktükten sonra yavaş yavaş tuzaklarına düşürdükleri ve 2. edward'ın büyük bir yanlışa imza atarak bannockburn'u geçmesini emrettiği ingiliz savaşçılara doğru yaklaşırken bir anda durur ve diz çökerler. bunu gören ingiliz kralı bağırır:

- merhamet diliyorlar !

cevap ise yakınlarındaki bir komutanından gelir:

- evet, merhamet diliyorlar ! ama sizden değil, tanrı'dan. bu adamlar bugün burada ölümüne savaşacaklar.

edward'ın birliklerindeki iç huzursuzlukları da özetleyen bu konuşmanın akabinde organizasyondan uzak olan ingiliz ordusu, kral robert'ın müthiş bir hücumuna maruz kalır ve karşı koyamaz. hızla gelen çözülmeyi "saldırın! saldırın ! kaçıyorlar !" nidalarıyla karşılayan iskoç birliklerinin bu haykırışları kral robert'in bir nevii yeniçerileri gibi sınıflandırabileceğimiz, savaşın başında kora kor mücadeleye katılmayan, daha çok son darbeyi vuran elit birliklerini de harekete geçirir ve 2. edward'ın ordusu tamamen dağılarak sağa sola savrulmaya ve kolay av olmaya başlar. öyle ki, panik ve çaresizlikten bazıları ağır zırhlarına rağmen savaş alanının kuzeyindeki forth deresi'ne (river forth) doğru kaçar ve geçmeye çalışırlar ancak çoğu boğulur. diğer ingiliz birlikleri de geriye dönüp bannockburn'u tekrar geçerek geldikleri yöne kaçmak isterler ancak kaygan ve dik zeminde onların sonu da korkunç olur. o kadar çok asker boğulmuştur ki, bir süre sonra boğulanların vücutlarının üzerinden dereyi ıslanmadan geçmek mümkün olmuştur derler.

II. Edward

sonuç

kesin iskoç zaferi ve ingiliz ordusunun ağır hezimeti karşısında 2. edward kaçmaktan başka çare bulamaz. özel muhafızları ile hemen dunbar kalesi'ne (dunbar castle) geçer ve oradan da kendisini ingiltere'ye geri götürecek gemiye biner. ingiliz ordusunun geri kalanı, bannockburn'deki kıyımdan kaçmak için dağınık gruplar halinde ingiliz sınırına doğru gitmeye çalışır ancak 100 kilometreden fazla mesafedeki bu yolda çoğu kendilerini takip eden iskoç ordusu, geri kalanlar da geçtikleri yerleşim yerlerindeki iskoç siviller tarafından öldürülür.

sonuç iskoçlar için kesin ve tarihe geçecek bir zafer, ingilizler için ise çok büyük bir hezimettir. en az 10.000 ingiliz askerinin öldüğü tahmin edilmekle beraber, iskoç tarafında kaybın 2.000 civarında olduğu sanılır.

robert the bruce, tahtını kuvvetlendirerek yaklaşık 10 yıl sonra ingilizler'in iskoç özgürlüğünü tamamen tanımasını sağlayacak bu savaşın kahramanı olarak iskoç tarihine adını altın harflerle yazdırmıştır.

Özgür Ruhları İçin İngilizlere Karşı İnatla Savaşan Kızılderililerin Büyük İsyanı: Pontiac Savaşı

İngiliz Edebiyatı'nın İlk Yazılı Örneklerinden Canterbury Hikayeleri'nin Ortaya Çıkış Öyküsü