İstanbul'un Başkent Olarak Kalmasını Sağlayan Enteresan Olay: Feyzullah Efendi Vakası
istanbul'un başkent ünvanını korumasını sağlayan ve bugünkü istanbul'u var eden isyan: edirne vakası, nâm-ı diğer feyzullah efendi vakası hakkında...
devir ikinci mustafa devridir
bu padişahın dönemini ikiye ayırmam gerekir: zenta muharebesi öncesi ve sonrası.
ikinci mustafa, ordunun başında sefere çıkan son osmanlı padişahıdır. esasen bilgili ve cesur bir padişahtır ama gururu yüzünden osmanlı'ya 30.000 civarı kayıp verdiği zenta muharebesi mağlubiyetini yaşatır. barış görüşmesi yapmaya yanaşmayan ikinci mustafa, avusturya'ya son kez hücum eder ve büyük bir kıyım yaşanır. padişah bile zar zor kurtarılır. bundan sonra da 1699'da imzalanan karlofça antlaşması ile osmanlı'nın gerileme dönemi resmen başlar.
bu olup bitenler devleti etkilediği gibi padişahı da etkilemiştir. ikinci mustafa, artık istanbul'a gelmez ve edirne sarayı'nda yaşamaya başlar. burada sürekli ava çıkar ve devlet işleriyle neredeyse hiç ilgilenmez. çünkü onun yerine bu işlerlere ilgilenecek birisi vardır: şeyhülislam feyzullah efendi!
feyzullah efendi, ikinci mustafa'nın şehzadeliği döneminde onun hocalığını yapmış ve artık kendisini nasıl sevdirdiyse bu şehzade padişah olur olmaz lalasını erzurum'dan getirtip şeyhülislam tayin etmiştir.
feyzullah efendi, göreve gelir gelmez o güne dek bırakın osmanlı tarihini, türk - islâm tarihinde dahi görülmemiş bir işe girişmiş ve kendisinden sonraki şeyhülislamın, oğlu "fethullah efendi" olması yönünde padişah fermanı almıştır. yani padişah üzerinde bu denli etkili bir adamdır.
tabii bununla da yetinmez. ilmiyye teşkilâtının en önemli mevkilerinde oğulları, kayınpederi, kayınbiraderi, yeğenleri vs. çeşitli görevlere getirilir ve neredeyse bütün önemli noktalarda sadece feyzullah efendi'nin akrabaları bulunur. tabii atama bekleyen ulemâdan sesler yükselmeye başlar.
nitekim bir başka konu da yine şeyhülislam feyzullah efendi'nin de etkisiyle edirne'nin, osmanlı'nın yegane başkenti olmasına yönelik yapılan hazırlıklardır. edirne bostancıbaşılığına bile yeğenini getirmiştir feyzullah efendi. istanbul'da yaşayan esnaf, yeniçeriler ve ulemâ bu işten hiç memnun olmadıkları gibi gittikçe de artan şikayetler açıkça dile getirilir. getirilir ama padişah avdan beri gelmemektedir.
nihayet 17 temmuz 1703'te cebeciler ayaklanır
cebeci ocağı, fatih sultan mehmet döneminde kurulmuştur. silah temini, saklanması, tamiri vb. işlerden sorumlu olan kapıkulu bölüğüdür. zaten eski türkçede cebe, silah anlamına gelmektedir. işte bu bölük ayaklanır. bu ayaklanmaya daha sonra medrese talebeleri de dahil olur. hatta istanbul'daki mahkumlar da serbest bırakılır ve onlar da isyana katılınca işler çığrından çıkar. işin ilginci; bu ayaklanmaya yeniçeriler dahil olmazlar. lâkin ayaklanmayı da yatıştırmaya çalışmazlar.
aslında olaylar büyümeden hemen önce müdahele edilmesi için edirne'den istanbul'a emir gelmiştir ancak istanbul valisi köprülü abdullah paşa ile bacanağı istanbul kadısı mahmud efendi yıllardır birbirleriyle konuşmamaktadırlar ve ikisi de birbirine yardımcı olmayınca olaylar bir anda büyür.
isyancılar, şeyhülislamın ve sadrazamın görevlerinden alınmaları ve yeni şeyhülislamın imam mehmet efendi; yeni sadrazamın da kavanoz ahmet paşa olmasını istediklerini bildiren bir heyeti edirne'ye gönderirler. bu arada çok şişman ama çok kısa boylu olduğu için "kavanoz" lakabı takılmıştır bu paşaya.
evet, isyancıların gönderdikleri heyet daha edirne şehrine girer girmez feyzullah efendi'nin adamları tarafından tutuklanır ve padişahın çok sonra bu durumdan haberi olur. istanbul bostancıbaşısı padişaha bir mektup ile haber verir durumu. tabi padişah çok sinirlenir ve sadrazam mehmet paşa'ya nasıl kendisinden habersizce böyle bir şey yapabildiklerini sorar. sadrazam ise padişaha, feyzullah efendi'yi babası gibi gördüğü, sözlerinin padişah fermanı sayılacağı ve o ne derse yapması gerektiği yönündeki söylemlerini hatırlatır.
ikinci mustafa, hemen şeyhülislam feyzullah efendi ve oğullarını azlederek varna'ya kaçmalarını ister. ancak sayıları 70.000 civarında olan isyancılar istanbul'dan edirne'ye doğru çoktan yola çıkmışlardır.
padişah bunu haber alır almaz hemen çakırcı hasan paşa'yı isyancıların üzerine gönderir ancak paşa, isyancılarla en ufak bir çarpışmaya bile girmeden onların safına katılır.
daha sonra ise eşine az rastlanır bir durum görülür ve edirne ordusu ile istanbul ordusu havsa'da karşı karşıya gelir. ikinci mustafa, burada yapılan görüşmelerde karşı tarafın şartlarını kabul ederse tahtta kalacağından emindir ama daha görüşmeler bile başlamadan edirne ordusu yani kendi askerleri de istanbul'dan gelenlere katılır. artık yapacak hiçbir şeyi olmayan padişah, tahtı kardeşi üçüncü ahmed'e bırakır.
bu sırada edirne'den kaçmaya çalışan feyzullah efendi ve oğulları pravadi civarında yakalanmıştır
isyancılar, batpazarı denilen meydanda feyzullah efendi'yi çırılçıplak bir hâle getirip eşeğin üzerine bindirdikten sonra şehirde dolaştırırlar. bu sırada hakaretlere ve saldırılara uğrayan feyzullah efendi'nin artık her yeri yara bere içinde iken başını gövdesinden ayırırlar ve kellesini bir mızrağın ucuna takıp edirne sarayı'na doğru şehri gezdire gezdire götürürler.
başsız kalan bedeni ise bölgedeki hristiyanlara verilir ve gayr-i müslim köylerinde dolaştırıldıktan sonra tunca nehri'ne atılır. oğlu fethullah efendi ise istanbul'a getilir ve yine burada işkenceler sonucu o da öldürülür.
ikinci mustafa ve ailesi edirne sarayı'na hapsedilirken yeni padişah üçüncü ahmed de topkapı sarayı'ndaki tahtına doğru yola çıkacak ve bu padişah döneminde de lale devri dediğimiz ve günümüzde sanat tarihçilerinin istanbul mimarisi için dönüm noktası dedikleri 18. yüzyıl batılılaşma süreci başlayacaktır.
sonuç
üçüncü ahmed de patrona halil isyanı sonucunda tahttan indirilecek olsa da edirne vakası sayesinde istanbul, payitaht kalabilmiş ve günümüzde de varlığını sürdüren nice saray vb. tarihi yapılar edirne'ye değil de istanbul'a inşa edilmiş, en büyük yatırımlar yine bu şehre yapılmış, meselâ itfaiye ocağı kurulması gibi yenilikler de yine ilk kez bu şehirde görülmüştür başkent olması sebebiyle.
yine ulaşım ve altyapı çalışmaları da payitahtta yani istanbul'da yoğunluk kazanmıştır.
bu isyandan sonra günümüz modern istanbul'unun temelleri atıldığı gibi, birçok tarihî eser de bu şehirde miras kalmıştır.
dolmabahçe sarayı, beylerbeyi sarayı, yıldız sarayı, çırağan sarayı, nostaljik tramvay, üçüncü ahmed çeşmesi, nuruosmaniye, galata köprüsü ve daha nice yere bakarken aklımıza gelecek olan olaydır edirne vakası.