SİYASET 11 Haziran 2021
28,7b OKUNMA     528 PAYLAŞIM

İsviçre'nin Nevi Şahsına Münhasır Olan Siyasi Ortamı

İsviçre, pek çok konuda olduğu gibi siyasi olarak da nevi şahsına münhasır bir ülke.

isviçre’nin kuruluşu 13. yüzyıla kadar dayanır. o zamanlar 3 kanton bir araya gelerek grütli paktı’nı kurarlar (bu kantonlarda yaşayanların kökeni keltlere kadar gider). paktın amacı diğer kantonlara karşı bir askeri savunma birliği oluşturmaktır. resmi olarak isviçre diye bir devletin kurulması 1648 vestfalya antlaşmasıyla olur. daha sonraları fransız işgaline uğrar vs. onlar karışık tarihi konular. biz federasyon konularına dönelim.

isviçre 26 kantondan oluşan, 4 resmi dilin kabul edildiği (almanca, fransızca, italyanca ve romanşça) bir konfederasyondur. her kantonun bir anayasası vardır. kantonlar ve federal devlet arasındaki yetki paylaşımı (kimin hangi konularda söz sahibi olup, yasa çıkarabileceği ) federal anayasada bellidir. kabaca bir yetki dağılımı yapacak olursak: milli savunma, gümrük, ulaşım, para politikaları, sosyal güvenlik gibi konulara konfederasyon; mahalli idareler, kolluk, eğitim, sağlık gibi konullara da kantonlar bakar.


isviçre’deki siyasi kurumlar: yürütme organı: federal konsey, yargı organı: federal mahkeme, yasama organı: federal meclis

yasama organı olan federal meclis iki alt konseyden oluşur: ulusal konsey ve devletler konseyi

- ulusal konsey, 200 milletvekilinden oluşur. her kanton nüfusuna göre bu konseyde temsil edilir. her 10 yılda bir kantonların nüfusları tekrar gözden geçirilerek milletvekili sayıları düzenlenir. burada seçimler dört yılda bir yapılır ve milletvekilleri tekrar seçilebilir.

- devletler konseyi, 46 vekilden oluşur. ülkede 26 kanton var demiştik. 20 kanton bu konseye 2’şer vekil gönderirken diğer 6 kanton 1’er vekil gönderir. bu konseyin seçimleri de 4 yılda bir yapılır. her iki konseyde de; yasama, federal makamların denetimi, milli güvenlik gibi konular ele alınır.

isviçre’de ulusal ve yerel düzeyde yapılan birçok seçim vardır. meclis ve hükümet seçimleri dışında hakimler için bile seçimler yapılır. oy verme işlemi duruma göre; sandık başında, mektup ile ya da elektronik olarak yapılır. hatta yurt dışındaki vatandaşlar bile oy kullanabilir. bazı kantonlardaki seçimlerde insanlar bir meydanda toplanarak doğrudan oylarını kullanır.
isviçre’de milletvekilliği bir iş olarak görülmez. vekiller bir yandan da kendi mesleklerini yapmaya devam eder. maaş değil, tazminat alırlar.

yürütme organı olan federal konsey, milletvekilleri arasından dört yılda bir yapılan seçimle göreve getirilen 7 kişiden oluşur. bu konsey; ülkenin izleyeceği siyaset, idari teşkilat, antlaşmalar gibi konularla ilgilenir. aralarından 1 kişi başkan seçilir. seçilen bu kişi; devlet başkanı, cumhurbaşkanı ya da başbakan değildir. zaten isviçre’de cumhurbaşkanlığı ya da başbakanlık diye bir şey yoktur. devleti ilgilendiren kararları federal konsey heyet halinde alır.

isviçre’de yargı işleri kanton mahkemelerinde görülür. federal kanunların uygulamasını denetleme işine ise federal mahkeme bakar. federal mahkeme bir anlamda kanton mahkemeleri ve diğer yargı organları arasındaki karar uyuşmazlıklarına bakan son basamak mahkemedir.

isviçre’de federal mahkeme yargıcı olmak için hukukçu olmanıza gerek yoktur. seçme ve seçilme hakkına sahip her vatandaş, meclis tarafından federal mahkeme yargıçlığına atanabilir.

isviçre’de yapısı gereği çok partili bir hayat yaşanır. meclis genelde 4-5 partiden oluşur (ülkede 10’dan fazla siyasi parti vardır). hükümette temsil edilen dört siyasi parti:

merkez demokrat birliği ( çiftçiler ve orta sınıf geleneksel protestanların partisi),
radikal demokrat parti (burjuvazi yanlısı),
hristiyan demokrat parti ( katoliklerin partisi)
isviçre sosyalist partisi (işçileri sınıfının partisi).

güçlü yerel yapı ve özgürlük ortamında aşırı sağ, sol ya da muhafazakar partiler genelde pek destek görmez. ülkede seçimlere katılma oranı ise düşüktür (son yıllarda yüzde 30 civarı).

ülkede yüz bin vatandaş imza toplayarak anayasanın tamamının ya da bir kısmının değiştirilmesini önerebilir. önce; usulüne uygun öneriler, teklifi verenlerin adları ile resmi gazetede yayımlanır ve imza toplama süreci başlamış olur. yayımı takip eden 18 ay içinde yüz bin imza toplanabilirse teklif halk oyuna sunulur. teklif, oylamada hem halkın hem de kantonların çoğunluk oylarını almalıdır.

son olarak isviçre hakkında şunu söyleyerek bitirelim: devlet, tarihi boyunca “tarafsızlığı” temel alan bir anlayışa sahiptir. ne savaş zamanı bir ittifaka ne de barış zamanı askeri bir birlikteliğe katılmayı uygun bulur. kendi topraklarına saldırı yapılmadığı sürece savaşa karşıdır. soğuk savaş döneminde bile avusturya, (kısmen) yugoslavya gibi birkaç ülkeyle birlikte 3. tarafta kalmayı (bağımsızlar hareketi) tercih etmiştir (ne batı yanlısı ne de sovyetler taraftarı).

ekleme: yazıdan, “isviçre dünyanın en iyi ülkesidir” gibi anlamlar çıkaranlar olmuş. tabii ki öyle bir şey yok. isviçre’de de aşırı sağ hatta göçmen karşıtı, ırkçı söylemler destek bulabiliyor ama sistem kendi içinde bu marjinalleri eleyebiliyor. 

bi’ örnekle açıklayayım: 2007 yerel seçimlerinden, merkez demokratik birlik partisi birinci olarak çıkıyor. yalnız şöyle bir sorun var, parti başkanı christoph blocher seçimler sırasında göçmen karşıtı söylemlerde bulunmuş. bm ırkçılıkla mücadele ve göçmen hakları raportörleri, isviçre’den bu konuyla ilgili açıklama yapmasını istiyor. ortalık karışınca, araya diğer partiler de girip blocker devre dışı bırakılıyor ve partinin başına bir başkası geçiyor. başta da dediğim gibi isviçre kusursuz bi’ ülke değil ama gerektiğinde de kendi içindeki çürük elmaları acımadan temizliyor.