İtalya'da İlk Şubesini Açan Starbucks, Orada Başarılı Olabilir mi?
pek fikri olmayan insanlar “starbucks büyük ilgiyle karşılanacak ve şube sayısını hızla artıracaktır” veya “starbucks’ın bir zaman sonra italya’nın hemen her tarafına yayılacağı anlamına gelir” tarzı şeyler söylemekteler.
bu iddia italya için fazla, orayı bilmeyenler böyle konuşur anca. 5 yıldır burada yaşayan birisi olarak bazı şeyler yazayım ve italya’dan önce yine italyan göçmenlerin kahve kültürünü taşıdıkları avustralya’da olanlara kısaca bakalım.
starbucks avustralya’da neden çuvalladı?
şimdi adamlar buradan güzel bir ders almıştır herhalde ve italya gibi yere girmek de ‘kürek’ ister.
öncelikle halkın çok büyük kısmı bu tür işlere epey karşı. şu zamana kadar italyan şehirlerinde görebileceğiz yegane fast food zinciri mcdonalds ve burger king. bu da genellikle her şehirde bir elin parmağını geçmez. zaten bunların müşterileri de çoğunlukla turistler. son zamanlarda domino’s pizza ve subway gibi leşler de dadanmaya başladı fakat şu an sadece turistik yerlerde.
kahve konusuna gelelim
adamların bir kere harika kahve ve pizza, makarna kültürleri var. ben bile kesinlikle böyle amerikan özentisi endüstriyel ürünler satan saçma zincirlerden 5 yıldır yemedim ki onlar hiç yemez. bu arada ufak bir hatırlatma, italya’daki mcdonald’slarda oraya uygun çok daha taşaklı özel kahve makineleri kullanılır. anca öyle tutunuyorlar muhtemelen. bir de benim kendi mahallemde içtiğim enfes espresso ya da cappuccino 1 euro civarında, niye aynı paraya kıçı kırık karton bardaktaki amerikan saçmalığını alayım ki...
buradaki halk kendi yemek kültürüne son derece bağlı ve katı kuralları var, epey kapalı kutu gibiler. yeni lezzetlere genelde pek açık değiller. kahve de her kahvaltıda mutlaka olan bir şey ve günlük hayatlarında epey yer kaplıyor. mesela italya’da genelde sabah 11’den sonra cappuccino gibi bol sütlü bir kahve isterseniz size ters ters bakabilirler. zaten her italyan’ın (eğer yaptıysa) work & travel veya amerika gezisi sonrası dalga geçerek anlattığı fiks bir hikayesi şöyledir; "abi işte gittik gördük, bir kahve içiyorlar nereden baksan yarım litre ama bok gibi bir şey. tamamen yağ içinde bol kremalı, hiçbir etki etmeyen bir şey" vs. tabi bu arada abartı italyan el hareketlerini de düşünün. bu hikayeyi onlarca kez dinledim ve hepsi bu şekildeydi. benim fikrim de böyle zaten, siz orada leş gibi yağ içinde yüzen şeker basılmış saçma sapan şeyler içiyorsunuz aslında, bir bilseniz.
ulan daşşaklı amcaların sabah sabah caffe corretto denilen espresso içerisine rakı benzeri alkollü bir içecek olan sambuca ve ya grappa döküp içtikleri memlekette yağlı, şekerli kahveci ne arar... anca milano gibi küreselleşmiş bir metropolde asyalı turistlere ve etrafta dolanan geeklere kahve satar. kısa sürede gidip tekrar dönmemeleri dileğiyle...