TARİH 30 Ekim 2017
38b OKUNMA     692 PAYLAŞIM

Katalonya'nın Bağımsızlık Mücadelesi ile Tekrar Alevlenen İspanya İç Savaşı'nın Tarihçesi

Bugün hala çözümlenemeyen Katalonya meselesinde son olarak, İspanyol merkez hükümeti Katalonya Özerk Yönetimi'ne müdahale etti ve Aralık'ta genel seçim kararı aldı. Gündemdeki bu olaylar aslında hiç de yeni değil, İspanya iç karmaşıklığının uzun bir tarihi var.


"ispanya’da dövüşen gönüllüler,
bu savaşın anılarını yüreklerinde kötü bir yara
gibi taşımışlardır. çünkü insan, haklı olduğu halde
yenilebileceğini, zorbalığın gayrete boyun eğdireceğini,
kimi zaman cesaretin mükafatının olmadığını
ispanya’da öğrenmiştir."

albert camus

katalonya bağımsızlık referandumu'nun dünya gündemini işgal ettiği şu günlerde meselenin tarihsel boyutunu anlamak açısından hayati öneme sahip iç savaş. bu iç savaşı maddeler halinde kısaca ve kabaca özetlemeye çalışacağım.

1) ispanya’da cumhuriyet 1931 yılında kurulmuştur. ilk başbakan manuel azana olmuştur. 1936 yılının şubat ayında frente popular (halk cephesi) adlı sol koalisyonla cumhuriyetçiler iktidarı ele almışlardır. iç savaş öncesinde sol fraksiyonlar arasında ciddi çatışmalar ve ayrılıklar olmasına rağmen iç savaş sürecinde sol güçler (cumhuriyetçiler, komünistler, sosyalistler ve anarşistler) büyük oranda birlik olmuş ve faşizme karşı ortak mücadele etmişlerdir.

Manuel Azaña

2) katalonya iç savaş sürecinde devrimin ve direnişin sembolü bir bölge oldu. katalonya, cumhuriyet hükümetini destekleyen anarşist grupların hâkimiyetindeydi. darbe başladığında halkın ve yurtsever subayların direnişiyle franco yanlısı kuvvetler burada ağır kayıplar verdiler. (fakat sonra iç savaşın seyri franco güçlerinin lehine değişti ve savaşın sonlarına doğru katalonya franco güçlerinin eline geçti. pek çok direnişçi franco yanlıları tarafından infaz edildi, katalonya başkanı lluís companys , barcelona kulübünün başkanı ve bir oyuncusu da öldürülenler arasındaydı. sonraki süreçte katalanların siyasi partisi yasaklandı, binlerce direnişçi gözaltına alındı. ıı. cumhuriyet devrinde, 1932 yılında özerklik elde eden ilk bölge olan katalonya'nın özerkliği kaldırıldı, katalanca yasaklandı. bölgeye ekonomik ambargo uygulandı.)

Lluís Companys i Jover

3) solcuların devleti ve toplumsal yaşamı laikleştirme (laïcisation) çabaları kilise tarafından büyük bir tepkiyle karşılanmıştır. bu gerilim kilisenin mallarına el konulması ve toplumsal yaşamı düzenleyen yetkilerinin elinden alınması (anti-klerikalizm ) ile devam etmiştir. burada kilisenin tepkisini çeken meselelerin başında devletten aldığı maddi desteğin son bulması, medeni nikah ve boşanma, kadınlara oy hakkı, kilisenin eğitim kurumları açma yetkisinin elinde alınması geliyordu. 1936 yılında almanya ve italya destekli darbe girişimi (coup d’etat), frente popular’ın iktidara gelişinden sadece beş ay sonra, temmuz ayında başladığında, darbecilere en büyük destek katolik kilisesinden gelmiştir. kilise, darbeyle başlayıp iç savaşa evrilen süreci kendisinin ve hristiyanlığın varoluş meselesi olarak algılamış ve cumhuriyetçiler ile komünistlere karşı verilen mücadelenin kafirlere karşı yapılmış haçlı seferleri ’nden farkı olmadığı yönünde propagandalar yapmıştır. kilise savaşın seyrini milliyetçilerden yana değiştiren güçlerden olmuştur.


4) katolik kilisesi ispanya’da her daim zenginlerin ve güçlülerin yanında yer almıştır.halk ciddi bir yoksulluk çekerken kilise büyük bir ekonomik güce sahipti. sınıfsal bir bilinçle hareket eden cumhuriyetçiler ve solcular bu çelişik durumun farkındaydı, kilisenin iç savaş sırasında takındığı tavır da buna eklenince kilise ve din adamları iç savaş boyunca başlıca hedeflerden biri oldu. pek çok kiliseye zarar verildi ve birçok din adamı öldürüldü.

5) cnt isimli anarko-sendikalist yapı bir devrim yaparak doğrudan iktidarı kendi ele almak istediğinden diğer sol güçlerle zaman zaman çatışmalar yaşamıştır.


6) fransa ve ingiltere benevolent neutrality (hayırhah tarafsızlık) ilan ederek ispanya iç savaşı’na seyirci kalmayı tercih ettiler. cumhuriyetçilerin seçimle gelen meşru hükümetini desteklemiyorlardı çünkü ispanya bu hükümetle kızıl renge bürünebilir ve yanı başlarında sovyetler’in müttefiki bir devlete dönüşebilirdi. franco’nun hareketini de desteklemiyorlardı çünkü almanya ve italya’dan büyük destekler aldığı bilinen franco da avrupa için bir tehdit oluşturma potansiyeline sahipti. yine de en kötüsü komünizm ve kızıllardı. ingiltere yatıştırma politikası (appeasement policy ) çerçevesinde bu savaşta çoktan taraf olmuş nazi almanyası ve faşist italya ’ya karşı bir adım atmak istemediğinden iç savaşa müdahil olmadı. fransa ise dibinde yaşanan olaylara kayıtsız kalmayı tercih ediyordu çünkü hitler korkusu zaten fransızları tir tir titretiyordu. savaşın belli dönemlerinde faşist franco’ya fransa sınırlarından silah taşınmasına dahi razı olmuştur fransa.

ingiltere ve fransa’nın bu tavrı en çok franco’nun işine yaramıştır. tabii yeri gelmişken cumhuriyetçilere de sovyetler’in yardım ettiğinı hattâ devlet hazinesindeki altınların faşistlerin ele geçirme tehdidine karşı sovyetler birliği ’ne gemilerle taşındığını da söyleyelim. bunun dışında hem cumhuriyetçilere hem de milliyetçilere katılmak üzere farklı ülkelerden milis güçler ispanya’ya gelmişti. kısacası ispanya uluslararası güçlerin ve ideolojilerin çatışma sahasına dönüşmüştü.

Francisco Franco (sağdan ikinci).

7) şurası bir gerçek ki, nazi almanyası ve faşist italya’nın çok büyük desteği olmasa franco önderliğindeki milliyetçiler ispanya iç savaşı’nı kesinlikle kazanamazlardı. ispanya, mihver devletler için yeni üretilen silahlarını ve uçaklarını ii. dünya savaşı öncesinde test ettikleri bir alan olmuştu. büyük savaş öncesi yaptıkları prova ile hem güçlerini görüyorlar hem de nefret ettikleri ingiltere ve sovyetler’in cesaretini sınıyorlardı bu yolla. burada ayrıca belirtmek gerekir ki italya’nın çatlak lideri benito mussolini franco’ya italya’nın gücünün çok üzerinde savaş malzemesi, mühimmat desteği vermiştir. italya’nın ii. dünya savaşı’nda yaşadığı ekonomik sorunların, hazırlıksızlığının yanında bu aşırı destek de italya’yı olumsuz etkilemiştir.

p.s. düşünün italya’nın bütün üretim kapasitesiyle bir yılda ürettiği uçakları, abd sadece bir hafta da üretebiliyordu. almanya için de durum benzerdi, özellikle albert speer sayesinde üretim kapasiteleri çok yükselmişti.

Benito Mussolini

8) bask kimliğinin sembolü olan guernica , milliyetçi cephenin talimatıyla 1937 yılında alman hava kuvvetleri tarafından bombalanmış ve yüzlerce sivil pazar yerinde can vermiştir. burada akıllara pablo picasso ’nun guernica tablosu gelmiştir sanırım.


9) avrupalı devletler ve sovyetler birliği, ispanya iç savaşı’na adem-i müdahale antlaşması imzalamışlarsa da almanya ve italya bu antlaşmaya savaş boyunca hiç uymamış ve sürekli franco’ya destek vermişlerdir. eğer adolf hitler ve mussolini ispanya iç savaşı’na müdahale etmemiş olsaydı, muhtemelen iç savaş başladığı tarih olan 1936’da son bulacak ve darbeci faşistler kaybedeceklerdi. mussolini ve hitler’in desteği iç savaşın kaderini değiştirdi.


10) ünlü şair federico garcia lorca , 38 yaşında faşistler tarafından katledildi. sonraki yıllarda katillerden birisi çevresine, ibnelerden bıktığını ve lorca’nın kıçına iki mermi sıkarak onu öldürdüğünü anlatacaktı.

Lorca

11) üç yıl süren savaşta (1936-1939) on binlerce insan öldü. yine en az o kadar insan franco tarafından hapishanelere yollandı. valencia ve barcelona gibi şehirler yerle bir edildi.

okuma tavsiyesi: julian casanova’nın ispanya iç savaşının kısa tarihi ve george orwell ’in katalonya’ya selam , kitaplarını tavsiye ederim. ispanya tarihi ve kültürü ile ilgili boğaziçi üniversitesi yayınları’ndan çıkmış ispanya’nın kısa tarihi ve gül ışık ’ın ispanya (bir başka avrupa) eserleri de okunabilir.

referandum ile gelişmeleri barcelona'da yaşayan mehmet çiftçi'nin twitter hesabından takip edebilirsiniz

https://twitter.com/mehmetbarcelona

medyascope şöyle bir yayın yaptı geçtiğimiz haftalarda


ispanya iç savaşı'nı anlatan ay, carmela filmi de izlenebilir

izlemek için: https://www.politikfilm.org/…a-1990-filmi-izle.html

direnişin güzel şarkısı ¡ay carmela! - gómez naharro