Kendi Irkından Olmayan Kişileri Ayırt Etmede Zorlanma Hali: Cross Race Effect
diğer ırkları ayırt edememek, ingilizcede cross race effect veya other race effect olarak geçen, "bütün zencileri veya bütün asyalıları birbirine benzetmek" olarak özetleyebileceğimiz, kendi ırkından olmayan kişileri ayırt etmekte zorlanma hali.
beyindeki pareidolia benzeri etkiler de yaratan yüz tanıma fonksiyonunun, farklı ırklara geldiğinde error vermesi anlamına geliyor.
herhangi bir ırka ait bir sorun değil, zira zencilerin veya asyalıların da beyazları ayırt edemedikleri, herkesin birbirine benziyormuş gibi geldiği biliniyor.
uzunca bir süre ruanda'da çalışmış bir arkadaşım, çalıştığı işyerinde özellikle başlarda aynı zenci insanlarla her gün yeniden tanıştığını, daha önceden tanışıp tanışmadığını çıkaramadığını, tanıştığı kişileri birbirleriyle karıştırdığını, bir noktadan sonra ayıp olmasın diye kimseye adını soramadığını ve bu konuda çok sıkıntı çektiğini paylaşmıştı. enteresan birşey insan beyni.
https://www.theguardian.com/…other-races-look-alike
aynı fonksiyonun hiç çalışmamasına verilen ad için ise (bkz: yüz körlüğü)
yüz tanıma fonksiyonu pareidolia; insan zihninin ilgisiz bileşenlerden anlamlı görüntüler çıkarma eğilimidir. carl sagan ve julian huxley gibi bilim insanları tarafından paredolia olgusunun beynin evrimsel süreçte insanın kendine benzeyen diğer varlıkları tanımlaması için evrimleştirdiği bir özellik olduğu savunulmuştur.
bu konuda tartışmalar sürmekte olup, insan evrimi ve psikoloji dahilinde incelenmektedir.
bizim beynimizin aslında bütün uzak doğu toplumlarını birbiriyle karıştırması bayadır aklımda. acaba neden onlar karıştırmıyor birbirini de, biz onları ikiz gibi görüyoruz? veya onlar bizi aynı görüyor mu?
aslında bunu dile getirmek ırkçı olarak kabul görse de, ırkçı bir şey değil. bu tamamen beynin, bir insanı tanımak için yaptığı kodlamalarla alakalı.
yani çinli sanıp koreli dövmesek de, sanırım çoğu insan bu iki toplumun ırksal özelliklerini birbirine benzetir.
bunun sebebi ise şöyle açıklayayım
bir insanı tanımak için onun suratını, diğerlerinden ayıran özellikleriyle kodlarız. bu bir reflekstir.
yani burnu kalkık mı? çene sivri mi? adam esmer mi? gözleri ne renk?
bunlar herkeste orak olan özellikler olmadığı için beyin bu farklılıklardan bize bir sentez yapar ve biz bu insanı görünce tanıyabiliriz. ancak herkeste ortak olan özellikleri bir insanı tanımak için kullanmayız. hatta, bir özellik ne kadar az görülüyorsa o kadar belirleyici olur.
yani bizim ülkemizde birinin esmer olması çok fazla belirleyici olmasa da çekik gözlü olması bizi direkt sonuca götürür. çünkü çekik gözlülük çok alışkın olduğumuz bir şey değil. hatta şöyle atmasyon bir oranla anlatayım:
ten rengi %10 belirleyici etkense, çekik gözlü olmak %65 belirleyici etkendir. çin'de ise bu oran belirleyici etken bile değil. %0.
biri çekik gözlüyse, diğer küçük oranlı özelliklere takılmayız çünkü bizim bu kişiyi tanımamıza yeter özelliktir. aslında tam olarak böyle değil, tek ortak özellikleri çekik gözlü olmak değil ama fazla detaya girmek istemiyorum.
her neyse, diyelim ki bir çekik gözlü, beyaz tenli insan tanıdık diyelim. ve bu çok sık rastladığımız bir özellik değil.
bundan sonra tanıyacağımız her beyaz tenli çekik gözlü insanı ona benzetiriz. ama ülkemizde çoğu kişi siyah saçlı ve kahverengi gözlü olduğu için, siyah saçlı ve kahverengi gözlü insanları birbirine benzetmeyiz çünkü bu zaten kodlanmaya değer bir şey değil. oysa çin'de bu kodlanmaya değer bir şey.
onlarda çekik gözlü olmak, 2 göze sahip olmakla aynı anlamı taşıdığı için birbirlerini benzetmezler.
onlar hepimiz siyah saçlı, kahverengi gözlü, kıllı tipler olduğumuz için bizi aynı görüyor, yine de çok uluslu ve karma olduğumuz için bu kadar güçlü olmuyor tabi.
biz ise onları çekik gözlerine bakarak birbirine benzetiyoruz çünkü beyin, diğer ayırt edici özelliklere gereksinim duymuyor.
tıpkı koreliyle çinli'nin karışması gibi
türkle yunan ve arap ve hatta ermeni karışıyor. oysa bize göre bir arabı, yunanı bir türkten ayırmak zor değil.