Kendisiyle Barışık Olmayan ve İnsana Hayatı Zehir Edebilen Kompleksli İnsan Tipi
kendileri bir halt olmadiklari halde baskalarini ezmeye calisan ve bunu yaparkende sadece kendilerini kücülttüklerini farkedemeyecek kadar akil yoksunu olanlar.
evlerden ırak insan modelidir. ne kadar erkek ya da kadın olduğunu anlatır durur. homofobiktir. nerede ne yenileceğini o bilir. memleketiyle övünür durur. ortamda gördüğü sessiz kişi üzerinden prim yapmaya çalışır. herkesin kusurlarıyla dalga geçer. herkes onunla ilgilenmeli,herkes onu sevmelidir. yeri gelir eşini bile herkesin içinde aşağılar küçük düşürür.
her yerdeler.
hiç sevilmemişler. sevilmişlerse de o sevgi kalplerine dokunamamış.
kendilerini sevmiyorlar.
kendilrini sevmedikleri için de haliyle sizi de sevmiyorlar.
kendilerine olan nefreti ters psikolojiyle sürekli sevgiden, aşktan, dostluktan bahsederek kapatmaya çalışıyorlar.
hayatları bombok. şimdiye kadar hiçbir baltaya sap olamamışlar. bu balta illa iş demek değil. ne kimsenin kızı, ne kimsenin gerçek kardeşi olabilmeyi başarmışlar. arkadaşlıkları ortak çıkar ve ruhlarına aldıkları afyon üzerine kurulu.
o hallerine bakmadan hayat felsefesi, sevgi gurusu takılıyorlar.
ilk fırsatta hem bedenlerini hem ruhlarını 2 cezve, bir leğene değişirler. ama o fırsatı bulamıyorlar.
iş hayatında iki katı iğrençler.
aile ortamında 10 katı iğrençler.
sebepsizce sizden nefret edebilir, laf sokabilir, tüm kompleksini üzerinize boşaltabilir fakat "içimizdeki güneş"ten bahsetmeye devam edebilirler.
iğrençler.
onlar her yerdeler.
edit: ve kendilerinden ne zaman bahsedilse şak diye tanırlar. öyle de bilirler kendilerini.
kötü insandan, kinci insandan daha tehlikeli ve itici benim için. kendi kusurlarını senin hatan gibi gösterebilir.
sen onu ezmesen de ezilmesine bir sebep olarak seni görüp sana bir düşmanıymış gibi bakabilir. kendi haline bırakılması gerekir. çünkü ne kadar anlatırsan anlat çapı kadar anlayacaktır. anlattığın kadar değil.
üstünlük sağlama çabası ile ezikliğini kamufle etmeye çalışan kişilerdir çoklukla.
içten içe kendisinin diğerlerinden daha iyi,daha akıllı,daha üstün vs. olduğuna inanmak istediğinden ve bunu her fırsatta kendine kanıtlayabilmek için başkalarına sürekli eleştirel bir gözle bakarak kendini hep üst pozisyonda tutma çabasındaki insan modelidir.genellikle eleştiriye kapalı ve egosantriktirler.
organizasyon şemasında, kendisinin de üstü ve tüm bir departmanın başı olan direktör kişi isminin altında hiçbir şey yazmamasına dikkat bile etmezken, kendisi kendi isminin altına "manager" yazılsın ister.
türktür.
en kötüsü, yönetici olmuş kompleksli insanlardır. eziktirler ve o kuş beyinleriyle tüm hatalarını çalışanlarına yıkmaya çalışırlar.
en belirgin etkisi huylanmaktır! herşeyden huylanır, üzerine alır.
yaman çelişkiler yumağı insanlardır. kendilerini aciz gördüğü konulardaki sıkıntısından, kendisini üstün gördüğü konulardaki meydan okuyuşuyla kurtulmaya çalışan her daim huzursuz ruhlardır.
kendisini tanıyan eksilerini artılarını keşfetmiş ve bunun sıradan yaşamın değişmez düsturu olarak kabul etmiş insan rahatlığından bihaberdir. sıradanlığı keşfetmek muhteşem varoluşun içinde muhteşemleşmekken; sıradan olmayı herkes gibi olmak bayağılığına eşitlemiştir. bunlara yapacak tek şey haddini bildirmektir, eğer tolore edilirse azarlar. kamu çalışanlarında sıkça görmekteyim bu eciş bücüş insan müsveddelerini. özellikle işe yeni başlamış kişilere ukalalık yaparlar. o kişi, işi öğrendiklerinde de o üstünlüğünü yitirirler. bu geçici saçmalıklarının farkına varamamalarına cidden çok şaşırıyorum. hep aynı sona ulaşan filmler gibi yoran, sıkan, koşarak uzaklaşma isteği uyandıran, hayattan bezdiren, yaşama sevincinin katilleri insanlardır işte kısaca.
bir çok farklı şekilde ortaya çıkabilir kompleks. ama iş hayatım kapsamında gözlemlediğim kadarıyla son derece özgüvenli görünüyorlar dışarıya karşı. oysa bir o kadar da kırılgan olduklarını düşünüyorum. öz güvenleri ve iç huzurları olmadığı için yapılan en ufak şeyi kendi üstlerine alınabiliyorlar. örneğin bir ricalarını mümkün olmadığı için reddederseniz, bunu derhal sevilmediklerine ve kendilerine saygı duyulmamasına yoruyorlar. çünkü hayat onların etraflarında dönüyor. diğer insanlar hep kötü, fena ve onları kullanıyor. iki kelime okuyup alim sanabiliyorlar kendilerini. azıcık köşeye sıkıştıklarında istemeden övünüveriyorlar, yani öyle sırf kendilerini korumak için. temelinde sevgisizlik yatsa da bu sorunun, bu insanlar ne kadar sevilirlerse sevilsinler, kolay kolay değişmiyorlar. zaten sevildiklerine de kolaylıkla inanmıyorlar. çünkü kendilerini sevmiyorlar. en iyisi bir psikoloğa gitmeleri.