KÜLTÜR 17 Eylül 2018
39,6b OKUNMA     716 PAYLAŞIM

Kişinin, Kendisi Hakkında Konuşurken Özneyi "Biz" Olarak Sunması: Nosism

Bazı konuşmalarda, kitaplarda veya kültürlerde kişinin kendisinden bahsederken birinci tekil şahıs olan "ben" yerine birici çoğul şahıs olan "biz"i kullandığına muhakkak denk gelmişsinizdir. Peki bunun olası sebepleri neler?
iStock


"royal we" denen bir kavram vardır. birçok kadim monarşide hükümdarlar "biz" diye konuşurlar. bunun nedenine dair çeşitli savlar var, hükümdarın şahsını değil, bütün bir toplumu temsil etmesi nedeniyle öyle konuştuğu iddiası en akla yatkın olan.

tabii kök neden bu ise de, taklit de bir neden

diyelim ki bir kültürde hükümdarlar tekil konuşuyorlar, ama komşu ülkenin prestijli hükümdarları çoğul versiyonu tercih ediyorlar. bu da, diyelim ki, hükümdar olmanın, asil olmanın alametlerinden kabul ediliyor. o zaman o kültür de hükümdarın kendisinden çoğul bahsettiği bir kültüre dönüşüyor. sözgelimi orhun abidelerinde hükümdarın "ben" diye konuştuğunu görürüz. ilginçtir, çin'de hükümdarlar biz diye konuşurlar. oradan çok etkilenmemişiz demek ki, ama ortadoğu'ya geldiğimizde hükümdarlarımız biz diye konuşur olmuşlar.

hükümdarların kendilerinden "biz" diye bahsetmesine bir örnek

macar kralı karoly, basarab'dan şöyle bahsediyor: "bazarab infidelis olacus noster". yani "bizim güvenilmez ulah basarab'ımız." basarab meşhur ulah hükümdarı, protokolde karoly daha yukarıda göründüğünden, "bizim basarab'ımız" (olacus noster) diye bahsediliyor. (belki en doğru tercüme, güvenilmez basarab, bizim ulahımız şeklinde olurdu. bazarab infidelis bir tamlama, olacus noster başka bir tamlama. ilki güvenilmez basarab demek, diğeri bizim ulahımız.)

bir de kafa kurcalayan şu var

kuran'daki "biz". kuran'daki tanrı, allah, kendisinden sık sık "biz" diye bahsediyor. bunun nedenine dair en yaygın açıklama, yukarıda bahsettiğim "asil biz"den kaynaklandığıdır. hükümdarlar, yüce şahsiyetler kendilerinden biz diye bahsederler, arapça geleneğinde de bu yerleşiktir, o yüzden allah kendinden bahsederken çoğul konuşur. ancak bakara 186'da olduğu gibi tekil kullanmayı tercih ettiği de olmuştur.

pekala bunun nedeni başka olabilir mi? 

sami dinlerin tamamının kök aldığı yahudilikte, ilk kitabın ilk sözü "bereshit bara elohim et hashamayim ve'et ha'aretz"dir. yani "elohim başlangıçta gökleri ve yeri yarattı." elohim ekseriyetle "tanrı" diye çeviriliyor, ancak çoğul bir sözcüktür, tam anlamı "ilahlar"dır. aynı cherubim, seraphim vs. denen yarı tanrı-yarı melek statüsündeki varlıklara benzer biçimde, elohim bir yarı tanrılar sınıfıdır, adları da "tanrılar"dır. yhwh yahut el, onların da tepesindedir. sami tek tanrılı dinlerde, eski tanrılar ve tanrıcıklar meleklere vs dönüşür, ama bazen metinlerde belli belirsiz çoğul tanrılar zamanını hatırlatan pasajlar görürüz. kuran'daki çoğulluk bundan kaynaklanıyor olabilir mi? allah-u alem.

bir de bizim muhafazakar kesimlerin "biz" ifadesi var tabii. onlar da tevazudan ötürü biz sözcüğünü kullanır, ben yaptım, ettim demeyi ayıp karşılarlar. bireyci kültürlerde tabii olarak böyle bir şeye rastlamak çok mümkün değil, ama bizimki gibi kolektifçi, birey olmayı tehlikeli gören kültürlerde bu tarz gelenekler yeşerir.

Günümüzde Yaşayan Biri İçin Osmanlıca Öğrenmenin Ne Gibi Yararları Olabilir?