Kızını Bir Erkekle Yarı Çıplak Uyur Halde Bulan Babanın Ders Alınacak Hikayesi
bir sabah uyandığımda merdivenden aşağıya doğru indim. salondaki koltukta 17 yaşındaki kızım bir çocukla beraber uyuyordu. muhtemelen geçirdikleri ‘yorucu gece’nin ardından bitkin düşmüşlerdi. sessiz bir şekilde kahvaltımı yaptım ve yukarıya çıkıp kızımın tanımadığımız bir çocukla salonda uyuduğunu ve gürültü yapmamaları gerektiğini eşime, oğluma ve küçük kızıma söyledim.
yemek masası kızımın uyuduğu koltuktan 5-6 metre uzaklıkta. hepimiz masaya oturduk. ‘delikanlı!” diye bağırdım. daha önce kimsenin dikine bu kadar hızlı uyandığını görmemiştim. ‘kahvaltı hazır’ dedim çocuğu gırtlaklayacak bir ses tonuyla. yanımdaki sandalyeyi çektim ve ‘otur!’ dedim. masa bir anda sessizleşti. herkes tabaklarına bakmaya başladı. kimse kafasını kaldırmıyordu.
yarı çıplak yatan çocuğun hayatında kat etmesi gereken en zorlu 6 metreydi bu muhtemelen. çocuk altına bir şeyler giyerken eşim ve küçük kızım çocuğu izliyorlardı. çocuk pantolonunu giydikten sonra çektiğim sandalyeye oturdu. 1.95 boylarındaki oğlum çocuğun omzuna dokundu ve sert bir şekilde başını salladı. oğlum benden daha çok sinirlenmişti. sanki orada olmasak hemen üzerine atlayacak kadar sinirliydi. rus aksanımla, “delikanlı, sana bir soru soracağım. vereceğin cevap senin için çok önemli” dedim ve terlemeye başladı. “kedileri sever misin?” diye sordum.
delikanlı, gayet arkadaş canlısı ve yakışıklıydı. eğitim almadığı belliydi ancak çok olgundu. çocukta tuhaf bir şeyler sezdim. kızım bana erkek arkadaşının çok iyi birisi olduğunu söyledi. bir aydır tanışıyorlardı. o sabahtan sonra her gün bize geldi. ancak geceleri kalmadı.
her sabah kızımı bisikletiyle okula götürüyor ve eve getiriyordu. ev ödevlerini yapıp yapmadığını soruyordu. kızım hastayken ve biz işteyken kızımla sonuna kadar ilgilendi. kızıma zaman ayırdı ve çok değer verdi. kızım huysuz olduğundan bile bir melek kadar sabırlıydı.
ailesi, eğitimi ve işi olmadığını söyledi. ancak kızım çocuğa tapıyordu. çocuk da ona. kendi kendime, ‘hatalarından tecrübe edinir’ dedim ve birlikte olmalarına karşı çıkmadım.
8 ay böyle geçti. oğlum yanıma geldi. çocuğa sürekli sorular soruyor ve hakkında bir şeyler öğreniyordu. meğerse çocuk sokaklarda yatıyormuş.
çocuğu sürekli döven babası intihar etmiş. intiharından 3 hafta sonra uyuşturucu müptelası annesi çocuğu terketmiş. o zamanlar karavanda yaşıyorlarmış.
o zamanlar 15 yaşındaymış. üç yıl boyunca sokaklarda yaşamış. parklarda, arkadaşlarının yanında ve ucuz pansiyonlarda kalmış bazen. arada çalıştığı inşaat işi sayesinde kızımla tanışmış. kızım okuldan gelirken çocuk da kürekle lağım temizliyormuş. buna rağmen çocuk yakışıklı, kızım da 17 yaşında dünyayı yeni keşfeden bir kız olunca ve işin içine hormonlar girince…
18-19 yaşlarında bir genç. kibar, güler yüzlü, düşünceli, yardımsever bir çocuk. kızımı da mutlu ediyor. çocukluğunu hiç yaşamamış. manik depresif babasının intihar etmesine tanık olmuş. uyuşturucu bağımlısı annesi terketmiş. aç kalınca komşuları yemek vermiş.
arada inşaatta iş buluyor ve bize gelmiyor. açıkçası onu özlüyoruz. oğlumun en iyi arkadaşı olmasa da iyi anlaşıyorlar. en küçük kızım ona çok güveniyor. eşim ise ona oğlu gibi davranıyor. ben mi? bazen endişeleniyorum. çocuğun mutluluğunu istiyorum.
eşime ve küçük kızıma çocuğun durumundan bahsettim. ağladılar. anlatırken kelimeler boğazıma dolandı. aslında kızıma kızmıştım. baştan beri biliyordu. bize anlatmalıydı. hem çocuğu seviyordu hem de geceleri sokakta yatmasına izin veriyordu!!!
bir sonraki gün çocuğa evin anahtarlarını verdim. her gece bizde kalmasını istedim. evinde. sonraki hafta evdeki boş odayı düzenledik. mobilya alışverişine çıktık beraber. çok becerikli bir çocuktu. eşyalarını kendi kendine yapmayı seviyordu. çocuktaki yeteneği görünce bunun üzerine eğitim almasını sağladık.
anlattıklarım 2000 yılında yaşandı. 15 yıl sonra kızım ve damadım çok kârlı bir iş kurdular. şimdi üç tane de torunum var. biri ikiz. bir kız ve bir oğlan.