YAŞAM 29 Aralık 2017
52,5b OKUNMA     845 PAYLAŞIM

Kocası Ölen Hintli Kadınların Diri Diri Yanarak Öldüğü Bir Hindistan Acımasızlığı: Sati Geleneği

Sati geleneği, savaşta kocası ölen kadınların düşmanların cinsel saldırılarına karşı koyamayacakları sebebiyle kendilerini ateşe atmasıyla başlamış. Hintli kadınların zamanında başlıca ölüm sebeplerinden biri olan bu gelenek 1826 yılında yasaklanmasına rağmen birçok kadının daha canına mal olmuş.


sati geleneği, yaklaşık yedi yüz yıllık geçmişi olan bir gelenek. ritüel intiharı diye tanımlamaktan hoşlananlar da var. bunlar ilginç şekilde, muhafazakar siyasetçi değil, kültürel farklılıklara saygı duyuyormuş gibi yapan kimi entelektüeller. ritüel intiharı diyerek, bu vahşete nasıl bir meşruiyet kazandırdıklarının farkındadırlar herhalde.

bugün birçok kadın, kocası öldüğü anda gereksiz bir yük olarak görülüyor ve sokağa atılıyor. ya dilencilik yapacak ya da fuhuş. tüm akrabaları tarafından da dışlanacak. toplumun ona tanıdığı tek bir onurlu yol var, o da sati geleneğine uyarak kocasıyla beraber kül olması. böylece hem yedi sülalesinin günahlarını temizliyor hem de dünyaya bir dahaki gelişinde erkek olmaya hak kazanıyor. inanışın temelinde, kocanın ölümünün karısının günahları yüzünden olduğu gibi bir düşünce de var.


ingilizler sati geleneğini 1827'de yasaklamış, daha sonra hindistan hükümeti sati'ye katılanlara, orada olup da engel olmayanlara çok ağır cezalar getirmiş ama yasaların pratikte uygulandığına kimse inanmıyor. kadınlar canlarını kurtarmak için yasalardan medet umuyor ama sonunda olan uyuşturucu verilmiş dulların oğullarının ve erkek kardeşlerinin kucağında kocasının cesedinin bulunduğu odunların üzerine taşınması, sonra da bunun kayıtlara tamamen kendi iradesiyle gerçekleştirdiği bir intihar vakası olarak geçmesi.

hintli daksha'nın karısı satı'nın kocası öldükten sonra kendini yakarak intihar etmesinden almış adını. ünlü hint destanı ramayana'da sati "masumluğunu (purity) kanıtlamak için ateşte yürüdü" diye geçer. bu inanılmaz intihar yöntemi özellikle hindistan'ın rajasthan bölgesinde çok defa hatta bazen toplu bir şekilde (savaş sonrası kocasını kaybeden kadınlar tarafından) gerçekleştirilmiş.

1829'da devlet tarafından yasaklanmış, ancak bu yasak etkili olmadığı için 1956'da tekrar yasaklanmış. en son 1987'de yine yasaklanmış. bu intiharları gerçekleştiren kadınlar, ölüme gitmeden önce, daha sonra kutsal sayılacak bir kapıya veya duvara ellerinin izlerini bırakmışlar. bunun en tüy ürpertiren örneği jodhpur mehrangarh fort'daki bir kapıda. 


http://www.bootsnall.com/…h-fort-jodhpur-india.html