SİNEMA 22 Haziran 2018
65,2b OKUNMA     919 PAYLAŞIM

Kubrick'in, The Shining'de Sembolizmin Dibine Vurarak Anlattığı Kızılderili Soykırımı

Stanley Kubrick'in 1980 yapımı kült filmi The Shining (Cinnet), görünenden daha fazla anlam içeriyor.

--- spoiler ---

şimdi konu kubrick olunca filmin her karesi, giyilen kıyafetlerin renkleri, halılar, oyuncaklar, duvarlar vs. hepsinin altında bir anlam yatıyor kuşkusuz. filmde baskın renkler mavi, kırmızı ve sarı. 


mavi, görmezden gelmeyi (otelin adı da overlook, yani görmezden gelmek ki o da kızılderili soykırımını görmezden gelen amerikayı temsil ediyor, ayrıca otel eski kızılderili mezarlığı üzerine kurulmuş!), kırmızı ise kanı yani kızılderili soykırımını sembolize ediyor. sarı da yaklaşan/mevcut tehlikeyi sembolize ediyor ki bu öğeler filmin her karesini durdurup üzerine saatlerce analiz yaptıracak kadar mükemmel bir şekilde filmin içine yedirilmiş.


filmin başında sarı bir arabayla dağları tepeleri aşıp otele giden jack, amerika kıtasına giden beyaz adamı temsil ediyor. kızılderili motiflerini filmin çoğu yerinde (duvarlarda, şöminenin etrafında, kadının kıyafetinde, halı desenlerinde, konserve kutularında) görüyoruz.


çocuğun bisiklete binerken çıkarttığı rahatsız edici seslerin kızılderili motifli halılara geldiğinde kesilmesi, adam delirip kadını doğramaya yeltendiğinde arkada bangır bangır çalan kızılderili müziği, jack nicholson'ın tenis topunu fırlattığı duvardaki kızılderili motifleri, yine jack nicholson'ın koridorda aynanın önünden geçerken abuk sabuk hareketler yapması, kendiyle yüzleşememesi vs hepsi amerika'nın yaptığı soykırıma üstü kapalı birer gönderme.


kadın, tipinden de anlaşılacağı gibi kızılderilileri; adam ise onları "baltalarla" doğrayan amerikayı, çocuk ise bir sonraki amerikan neslini sembolize ediyor. "çok önemli bir şey yapıyorum bana elleşme" diyen beyaz adam, aslında orada bi sikim yapmamaktadır.


yerli halkın bunu fark etmesi ve kendiyle yüzleşmekten kaçtığı için de psikopata bağlar. ayrıca tam da üzeri kırmızılı maymun oyuncağının olduğu yerde zenci aşçının öldürülmesi, ortama "dışarıdan" gelen siyahların da bok yoluna gittiğini anlatıyor. 


daha benim fark edemediğim onlarca detay vardır ancak bu sembolik anlatımın farkına varıldığı andan itibaren film bambaşka bir hal alıyor, defalarca üst üste izlenebiliyor. kubrick'e "oha sen ne yaptın be abi" deniyor.

Bu içerik de ilginizi çekebilir