MİMARİ 12 Eylül 2018
61,5b OKUNMA     727 PAYLAŞIM

La Sagrada Familia'yı Bitiremeden Ölen Dahi Mimar: Antoni Gaudi

Art Nouveau akımının İspanya'daki öncüsü, ünlü Katalan mimar Antoni Gaudi'nin hayatı ve eserlerine kısa bir bakış.

antoni gaudi, 1852’de ispanya'nın tarragona bölgesinde doğmuştur. mimarlık eğitimini 1873-1877 yılları arasında barselona’daki mimarlık yüksekokulu’nda aldıktan sonra, bir yıl içinde mimar ünvanını almıştır.

stil olarak ilk yıllarındaki gotik mimarisine eğilimini saymazsak tamamen özgündür. gaudi bir doğa hayranı, dindar bir adam, milliyetçi bir katalan ve usta bir gözlemcidir. bu özellikleri onun tarzının oluşmasındaki temellerdir. kullandığı ve gaudi’yi “tanrı’nın mimarı” yapan formlar sadece doğada bulunmaktadır ve taklit edilememişlerdir. yine de ondan ilham alan mimarlardan bahsetmek gerekirse en ünlüleri olarak 1928-2000 yıllarında yaşayan avusturyalı mimar friendrich hundertwasser ve 1951 doğumlu ispanyol mimar calatrava örnek verilebilir. bir akıma dahil edilmesi gerektiği düşünülürse gaudi ispanya’da art nouveau’nun mimari öncüsü olarak söylenir, ama herkes kabul eder ki gaudi’nin tarzı birçok yönden art nouveau’dan farklıdır.


gaudi’nin eserlerinin sekiz tanesi unesco dünya mirası listesi’nde yer alır. park güell, palau güell ve casa milà 1984’te, sagrada familia’nın “isa’nın doğuşu” cephesi ile yeraltı türbesi, casa vicens, casa battlo ve colonia güell türbesi 2005’de unesco dünya mirası listesi’ne girmiştir.

sanatçının ölümü ise trajikomiktir. son yıllarında kendini tamamen son ve boyut olarak en büyük işi sagrada familia kilisesinin yapımına adayan gaudi bir gün eserini tam olarak görebilmek için geri geri yürümeye başlar ve bir tramvay tarafından ezilir. sürekli olarak işi ile uğraştığından tamamen paspal bir görünümde olduğu için kimse onu tanımaz ve bir sokak serserisi sanılarak yolun ortasında uzun bir süre kalır. iki gün sonra 10 haziran 1926’da da kaldırıldığı hastanede ölür.

gaudi kendisi gibi katalan olan zengin işadamları tarafından desteklenmekteydi ve işlerinin çoğunu bu aileler için yapmıştır. işlerinin çoğunun isimlerinde o ailelerin isimleri bulunmaktadır. bu işadamlarının içinde ise en sadık müşterisi ve arkadaşı eusebio güell’dir ve en şahane eserlerini onun için çıkarmıştır. 
 

gaudi'nin eserleri:

casa vicens

casa vicens gaudi’nin ilk gerçek eseridir. 1878-1880 yılları arasında manuel vicens için bir yazlık ev olarak inşa edilmiştir. bina taş yapı üzerine kırmızı tuğlalar ve dama ve çiçek formunda seramikler ile bezenmiştir. casa vicens’in karakteristiği asimetrik olması, üçgen çatılı çıkma balkonları, payandaları ve bacalarıdır.

palau güell

gaudi’nin eusebi güell için 1885-1889 yılları arasında tasarladığı malikanedir. binanın merkezinde ana salon bulunmaktadır. misafirler malikaneye at arabalarıyla parabolik kemerlerin altından geçerek girerler ve içeride atlarını ahıra götürmeleri için seyislere bırakarak merdivenlerden ana salona çıkarlar. ana salon dikine çok geniş bir boşluk oluşturup, bu boşluk tepede parabolik bir kubbe ile son bulur. kubbede yıldız şeklinde pencereler vardır. bütün diğer odalar ana salonun çevresine yayılmışlardır.

iç tasarımı ise dönemin zevkine son derece uygun ve lüks bir biçimde döşenmiştir. mermer sütunlar, değerli ahşaplardan oluşan tavanlar, renkli camlardan oluşan pencereler, ince demir işçiliği, tablolar ve mobilyaların hepsi sanat eseridir. çatıda ise 18 baca farklı formlarda ve kırık seramik parçaları ile bezenmiştir.

casa battlo

1905-1907 yılları arasında inşa edilmiş bir apartmandır. bir diğer adı da casa dels ossos yani kemikler evidir, o gözle bakılınca hakikaten çağrıştırmaktadır.

mimaride düz çizgilerden arındırılmaya çalışılmış gibi görünmektedir. ön cephe mozaiklerle bezenmiştir ve bu mozaikler altın renginden yeşilimsi bir maviye renklerden oluşmaktadır. birinci katın tasarımı özellikle çarpıcıdır. dalgalı bir loca, ortasına doğru incelen sütunlar ve vitraylarla süslenmiştir. birinci katın iç dekorasyonunu da gaudi yapmıştır ve iç dekorasyondaki en güzel örneklerini burada görebilirsiniz.

üst katlarda venedik maskelerine benzeyen demir balkonlar bulunmaktadır. binanın en fantastik kısmı ise kemerli görünüşü ve pullu yapısıyla bir ejderhaya benzeyen çatısıdır. hatta rivayet odur ki binanın tepesindeki haç ile biten baca ejderhanın sırtına saplanmış aziz george’un kılıcıdır.

casa mila (diğer adıyla la pedrera)

1905-1907 yılları arasında inşa edilmiştir. diğer adı la pedrera, yani taş ocağıdır. aslında bir apartmandır.

binada düz çizgiler bulunmamaktadır, bütün cephe ve çatı kavislerden oluşmaktadır. pencereler ve kapılar içeri oyulmuş izlenimi yaratmaktadır. cephesi dalgalı bir görünüme sahiptir ve çarpıcı bir görünüm sunar. zamanının çok ötesinde bir yapıdır, zaten binadan çok heykele benzer.

en can alıcı kısmı ise casa battlo’da olduğu gibi çatısıdır. dalgalı yapısı ve görünümü ile mükemmeldir ve üzerinde yürünebilir. devasa bacaları akla zırhlı ve miğferli şövalyeleri getirir.


organik görünümlü yapısı pek çok başka binaya ilham kaynağı olmuştur;

erich mendelsohn’un potsdam’daki einstein kulesi
frank lloyd wright’ın new york’taki guggenheim müzesi
friedenreich hundertwasser’in avusturya’daki hundertwassserhaus
ve frank gehry’nin los angeles’daki disney konser salonu örnektir.

park güell

devasa bir park olan park güell 1900-1924 yılları arasında yaratılmıştır. park aslında eusebi güell’in bir fikri olarak site olarak planlanmış ama başarısız olmuştur, park güell’de sadece iki ev bulunmaktadır.

park tam anlamıyla bir güzellik abidesidir. her köşesinde farklı muhteşem yapılar yer almaktadır. parkın girişinde iki gaudi klasiği ev vardır. oradan bir kertenkele (veya ejderha)nın durduğu merdivenlerden yukarı çıkarak büyük bir açıklığa ulaşırsınız. bu açıklık 84 tane sütun ile desteklenmektedir. ayrıca açıklık oturma yeri özelliği de gösteren açıklığın çevresini dalgalanarak dolaşan alçak bir duvar tarafından sınırlanır. bu duvar pek çok mozaik ve şekil ile bezenmiştir. ayrıca şehir manzarası da çok güzeldir.

gaudi parkın içine pek çok katalan milliyetçiliği, dini mistisizm ve eski şiirlerle ilgili motifler koymuştur. her şekil özgündür ve sadece doğada bulunabilen formlara sahiptir. aynı anda hem yapay hem de doğaldır. park güell gaudi’ye “tanrı’nın mimarı” lakabını hak ettiren bir yerdir.

sagrada familia

yapımına 1884’te başlanan ve halen devam eden gaudi’nin devasa kilisesi sagrada familia aynı zamanda gaudi’nin mezarının da bulunduğu yerdir. gaudi ömrünün 40 yılını ve o 40 yılın 15 yılının neredeyse her anını bu projeye adamıştır.

el periodoco de catalunya gazetesine göre 2004 yılında bazilikayı 2.26 milyon kişi ziyaret etmiş. sagrada familia prado müzesi ve elhamra sarayı ile birlikte ispanya’nın en çok turist çeken yerlerinden biridir.

sagrada familia’nın her tarafı hristiyanlık sembolleriyle doludur, hatta sagrada familia için hristiyanlğın son büyük mabedi denir. en çarpıcı kısmı ise kuleleridir. bitimiyle beraber 18 kule olarak tasarlanmıştır; 12 kule havarileri, 4 kule incil yazarlarını, 1 kule bakire meryem’i, 1 kule de hz. isa’yı temsil eder. hz. isa kulesi yakınlardaki montjuic tepesinden bir metre kısadır, çünkü gaudi eserinin tanrıyı aşmaması gerektiğine inanmıştır.

kilise üç cepheden oluşmaktadır; doğuş cephesi, zafer cephesi ve acı cephesi. hepsi de hz. isa’nın hayatından semboller taşır. acı cephesi hz. isa’nın çarmıha gerilmesini sembolize eder.

1900'lü yılların başlarındaki imkanlar yüzünden kilisenin yapımının yüzlerce yıl süreceği düşünülse de bitiş tarihi modern imkanlar sayesinde 2026’ya yani gaudi’nin ölümünün 100. yılına denk getirilmeye çalışılmaktadır.


yararlanılan kaynaklar:

- wikipedia
- vikipedi
http://www.gaudidesigner.com/uk/index.html

Birçok Ankaralının Oturmak İçin Can Attığı Bir Yapı: Cinnah 19 Apartmanı