SANAT 19 Ağustos 2021
18,3b OKUNMA     529 PAYLAŞIM

Meşhur Düşünen Adam Heykelinin Yaratıcısı Olan Kült Heykeltraş: Auguste Rodin

1840-1917 tarihleri arasında yaşayan Fransız heykeltraşın hayat hikayesi, sanatına dair yorumlar ve tabii ki Camille Claudel ile olan ilişkisi, buyrun.


17 yaşında heykelle tanışan ve aşık olan adam, rodin

12 kasım 1840’da paris’te doğdu. küçük yaşlarda desen çizmeye başladı, güzel sanatlar okulunun giriş sınavını üç kez denedi ancak başaramadı. paris’te kendini iş hayatına verdi, mimar haussmann’ın yanında süslemeciler ve dekoratörler ile birlikte duvar süsleme işleri yaptı. kız kardeşinin ölümü onda büyük bir travmaya neden oldu ve belli bir süre sonra heykel yapmaya başladı.

"eğer gerçeklik ölürse benim balzac heykelim gelecek kuşaklar tarafından parçalanacaktır. eğer gerçeklik yok edilemezse eserimin dünya üzerinde kalıcı olacağını düşünüyorum. şimdiye kadar alay konusu olan ama yıkılamayan bu heykel, benim yaşamımın en büyük başarısı, estetiğimin temel direğidir. onu tasarladığım günden bu yana yepyeni bir insan oldum."

rodin’in ünlü cehennem kapısında (1900) prometheus’u anımsatan hümanizması, freud’un bastırılmış cinsellik ve bilinçaltı konularını ortaya çıkaran bir başyapıttı.


rodin’in anıtsal boyutlardaki bu başyapıtı sanat dünyasına yepyeni bir pencere açtı. van gogh, gauguin ve cezanne’ın resimde yaptıklarını rodin tek başına heykel alanında başarmıştı. heykelin adeta zihinlerden uzak tutulduğu asırları aşarak, onu kendi dönemiyle bir köprü gibi birleştiren rodin 1500’lü yılların geleneğini yeniden canlandırmıştır. rönesans’tan ve en çok da italya’ya seyahat ettiğinde etkilendiği michelangelo’dan aldığı ilham onun eserlerine hayat verirken, gelecek kuşaklara da güç aşılıyordu.

rodin bu gelişmeler karşısında şunları söyler:

"benim yürüdüğüm alan tarihin en eski antik devirleridir. geçmişi bu güne bağlamak istiyorum; bellekte kalan anılara geri dönmek, onları yargılamak ve eksikliklerini tamamlayabilmek. semboller insanlığa yol gösterir, onların yalanı yoktur."

Balzac heykeli

rodin’i ilgilendiren konular gerçeklik ve ahlaki değerlerdir. cehennemin kapısında dante’nin cehenneminin ovidius’un metamorfozunu ve baudelaire’in kötülük çiçeklerinin etkileri, nietzsche için kutsal olan irade gücü ve yaratma yeteneği ile bir araya getirilmiştir. rodin, wagner’in büyüsü altındaki michelangelo’dur.

aşık olduğu camille claudel en büyük rakibiydi, sırf hırsları ve heykele duyduğu büyük tutku yüzünden onu akıl hastanesine kapattırdı. italya gezisi sırasında yapmayı tasarladığı tunç çağı heykeli büyük sansasyona neden oldu. o soğuk ve sıradan görünüşlü heykellerin yanında bu heykel, o kadar canlı görünüyordu ki, sanatçı modelin bedeninden doğrudan doğruya kalıp almakla suçlandı. sonra ise fransız hükümeti tarafından 2.200 frank bedeliyle satın alındı.

rodin yaşlılığında iki kez felç krizi geçirdi, 1917’de ise hayata gözlerini yumdu.

Adonis'in Ölümü

sanatı hakkında

rodin heykellerini yaratırken onlara şiddet uygular, kırıp dökermiş. kırılan parçalar yaratılış anındaki sancıyı simgelerken, ustanın kollarında kalan parçaysa garip bir şekilde çok canlı bir kadını tasvir edermiş. rodin'in kadın bedenini temsil ederken gösterdiği yakınlık ve şiddet, heykellerindeki gerçeklik duygusu bu parçalanmanın ürünüdür.

rodinin hatunları ya sevişmeden hemen önceki ya da hemen sonraki halleriyle resmedilmiş gibidir. cinselliğini sanatına bu kadar yoğun yansıtması eleştirilip, sapıklıkla suçlanmışsa da bendeniz rodin'in hatun tasviri heykellerindeki anatomik yapıya hayran olmanın yanında ruhsal şehvetperestlik hali içinde yaptığı çalışmalarla birebir yaratılışın özünü anlattığına inanırım.

kendisi hakkında toplu bir eleştiri

her ne kadar kille biçimlendirdiği heykeller olağanüstü bir nitelik arz etse de, bunların büyük boyutlarda ele alınmasını tamamen teknisyenlere ve asistanlara bırakması ve heykellere son rötuşlarını dahi atmaması düşündürücüdür. elbette deha, fikrin ve esinin içinde gizlidir yoksa işçilikte değil. gelgelelim bir dönem hayatına girip onun en önemli iki yapıtı calais burjuvaları ve cehennem kapısı işlerinde bariz emeği ve katkısı olan camille claudel'in maharetine yaslandığı kuşkusu rodin'in üzerinde dev bir gölge gibi gezinir.

siyasilerle olan yakın ilişkisi, belli sanat cemiyetlerinin başkanlığını üstlenmesinden ötürü rodin, camille claudel ile olan çalkantılı birlikteliği sonrasında ona yaşam hakkı tanımamış, eserinin 1900'deki büyük sergiye girmesine engel olmuş ve 1913 yılında camille'i bir tımarhaneye tıktırarak ondan sonsuzcasına kurtulmaya çalışmıştır. zavallı camille tam otuz yıl heykel yapmasına bile izin verilmeden bu cehennemde yaşamaya mahkum edilmiş ve 1943'te de ölmüştür.

Claudel

bugün rodin müzesi'ne gidenler onun olağanüstü yetkinlikteki işlerini seyrederken, onların üzerinde camille'in ruhunun ve ellerinin dolaştığını hissedebilir. rodin ise 19. yüzyılın son on beş yılında tutkulu bir aşk ve iş ilişkisi yaşadığı ve kariyerinde onu zirveye taşıyan işlerin ne kadarının kendine, ne kadarının camille'e ait olduğunu sorgulatacak denli kuşkulu bir pozisyonda durmaktadır.