EDEBİYAT 17 Ekim 2017
29,6b OKUNMA     706 PAYLAŞIM

Murakami Romanlarındaki Ana Karakterlerin Hiçbir Kitapta Değişmeyen Klasik Özellikleri

Japonya'nın ve dünya edebiyatının 20. yüzyıldaki en büyük yazarlarından olan Haruki Murakami'nin her eserinde asla değişmeyen özelliklere sahip kahramanlar var. Sözlük yazarı "karabiber ve ejderha" da bunun üzerinden giderek yazar hakkında çeşitli verilere ulaşmış.

haruki murakami, kitaplarındaki ana karakterlerde kendi hayatından ve kişiliğinden esintiler görebileceğimiz bir yazar.

şöyle sıralayabiliriz mesela

1) muhtemelen hayatı boyunca sevgili sıkıntısı yaşamadı

erkek kahramanlar hep kendilerinin de farkında olmadıkları ya da farkında olup da kelimelerle açıklayamadıkları bir çekiciliğe sahipler. sevgili aramıyorlar, karşı tarafa olan duygularını ve düşüncelerini net bir şekilde ifade edebiliyorlar. bu ilişkiler genelde yürümüyor çünkü benim şahsi kanaatime göre murakami'nin karakterleri, karşı cinsi duygusal açıdan tatmin etmekte çok yetersiz ve beceriksiz. belki de kolay sahip olabildikleri için yeterli önemi göstermediklerinden böyle algıladım.

(bkz: murakami romanlarında kızlar teklif ediyormuş)

gerçi bu meseleye şöyle de bakabiliriz: belki de murakami gerçek hayatta kadınlarla arası hiç olmayan, kendinde bir çekicilik olduğunu düşünen ama bunu kimsenin fark etmemesinden yakınan ve bu romanlarda anlattığı karakterlere imrenen birisidir. olmak istediği kişileri yazmıştır belki de.


2) müzikle ne kadar içli dışlı olduğunu söylemeye gerek olmadığını düşünüyorum

zaten çoğu kitabının adı, o kitapta geçen bir şarkının adından geliyor. ana karakterlerin hepsi caz müzik hastası, hatta aralarında enstrüman çalanlar ve caz müzik çalınan mekan sahipleri bile var. tabi sadece caz müzik değil; the beatles'ın, radiohead'in ve led zeppelin'in eserleri ve klasik müzik örnekleri de kitaplarında yer alıyor. yani aslında murakami için sadece caz müzik hayranıdır demek çok kapsayıcı olmaz. genel olarak müzik, murakami'nin hayatında büyük bir yer kaplıyor demeliyiz.

3) her dahi yazar gibi kedileri var

Charles Bukowski ve kedilerinden biri.

romanlarında kedilerle konuşan adamlardan tutun da kedileri avlayıp öldüren adamlara kadar birçok farklı karakter var. karakterlerin ya kedisi vardır ya da kediler kendi başlarına birer karakterlerdir. bir kedi sahibi olarak şunu söyleyeyim; ne zaman geleceğe dönük ekstrem ya da gerçekçi bir hayal kursam, kedime de senaryoda bir yer veririm. mesela, yurt dışına doktoraya gitsem diyorum, sonra aklıma kedim geliyor. o'nsuz gidemem çünkü. murakami'nin karakterleri de öyle. adam yaban koyununun peşinden gidecek, kedime kim nasıl bakacak, nasıl hizmet edecek diye düşünüyor örneğin. bundan dolayı, murakami'nin de kedilerine aşırı önem verdiğini ve onlara hayran olduğunu çıkartmak güç değil.


4) tüm ana karakterleri spor yapan; özellikle koşan ve yüzen karakterlerdir

murakami'nin spor yapmayı ne kadar sevdiğini zaten koşmasaydım yazamazdım adlı kitabında açıkça görüyoruz. hunharca koşmak, sessizce yüzmek murakami için kafa dağıtmak anlamına geliyor diyebiliriz. ancak buradaki spor, yüzmek, koşmak vs. günlük ya da geçici şeyler değil. bu karakterler çocukluklarından beri bu aktiviteleri devamlı yapan, fit, olduğundan daha genç görünen kimselerdir. ki murakami de 49 doğumlu birine göre gayet genç duran biridir. yani düzenli spor yapmak murakami'nin hayatının önemli bir parçası. dediği gibi zaten; koşmasaydı, yazamazdı.

5) yemek yapmak başta olmak üzere, çoğu kişiye angarya gelen ev işlerini yapmayı sevdiğini söyleyebiliriz

yine ev işi yaparken kafa dağıtan, zaman öldüren karakterler mevcut. aynı şekilde bu karakterler yedikleri yemeğe çok önem verir ve besleyiciliklerini, kalorilerini daima hesaplarlar. hemen hepsi güzel yemek yaparlar. neyin yanında ne içtiklerine, neyin üstüne ne yediklerine çok dikkat ederler. yine buradan da murakami'nin yemek yapmayı ve kendi yaptığı yemeği ne kadar sevdiğini görebiliriz. hatta ufak bi fetişizm olduğunu bile söyleyebiliriz.

şimdi bunları birleştirdiğimizde karşımıza en temel ifadeyle yalnız bir adam çıkıyor. hatta belki çocukluğundan beri yalnız diyebiliriz. bu yalnızlığı dert etmemiş, belki de onunla nasıl başa çıkabileceğini öğrenmiş. hayatına birçok kadın girmiş çıkmış ama hiçbiri derin izler bırakmamış hatta belki de karısı dahil. kendine bir düzen kurmuş ve çok ekstra bir şey olmadıkça o düzenin dışına çıkmamış. edebiyatı, kedileri, müziği ve sporu harmanlayarak yaşamaya devam etmiş ve ortaya harika romanlar/hikayeler çıkartmış.

not: bu entry sadece murakami'nin romanlarından yola çıkılarak yazılmıştır. bu bir çıkarımdır, belki de bir profil çalışmasıdır. dışarıdan edindiğim bilgiler (ki onları da tesadüfen öğrenmiştim) kedileri ve bir karısı olduğudur. kendi kişiliğiyle ilgili kitaplarında yazanlardan başka bir şey bilmemekle birlikte burada yazılanların kendi çıkarımlarım olduğunu söylemeliyim. yani aslında böyle bi adam olmayabilir murakami. eğer çıkarımlarım yanlışsa ve murakami'nin aslında nasıl biri olduğunu bilen biri varsa yeşillendirebilir.

Yazarın öngördüğü üzere Murakami'nin gerçekten de sağlam bir müzik koleksiyonu var


Ayrıca koşmak da gerçekten en sevdiği işlerinden biri


Umarız uzun bir süre daha yazmaya ve üretmeye devam eder

neoldu.com