EDEBİYAT 17 Ekim 2024
866 OKUNMA     20 PAYLAŞIM

Normal İnsanlar ile Çıkış Yapan Sally Rooney'nin Yeni Kitabı Intermezzo'nun İncelemesi

Ülkemizde de hızla çevrilen yeni Rooney romanı nasıl olmuş? Yoksa yazar Normal İnsanlar ile bir one hit wonder olarak mı kalacak?

"kendini küçültmüş, küçültmüş, sonunda yok etmişti. sanki sorun kendisiymiş, kendi suçuymuş, dünyada fazla yer tutuyormuş gibi. üzgünüm. sevdiğim herkes acı çekmek zorunda. bende bir sorun var. nasıl yapılır, nasıl yaşanır bilmiyorum. yağmur kaplı camlardan evlerin arka cephesine, banliyö bahçelerine, siyah duman kıvrımları çıkan bacalara bakıyor. dile getirilemeyen bir rahatlamayla düşünüyor: her şey bir bitseydi. evet. sona ulaşıp her şeyden kurtulabilseydi. bunu düşününce içine çöken rahatlık. ondan asla geri alınamayacak büyük, derin, her yanını saran rahatlık. kendine düşünme izni vermenin keyfi, evet, hissedebiliyor, saf ve temiz, dinlenmek, sonunda dinlenmek yalnızca. şimdi neredeyse inanıyor ve bu inancın onu avuttuğunu hissediyor, tüm zorunlulukları sona erecek, göndermesi gereken e-posta, ödemesi gereken fatura kalmayacak, özür dilemesi gereken hiçbir şey olmayacak, böylece trende kibarca oturmaya devam edebileceğini düşünüyor, yıkanmadan, üstünde dünkü giysilerle, bedeninin iç boşluğunda bir tür anlamsız, kararsız rahatlamayla."

biri avukat, diğeri satranç dehası iki kardeşin babalarını kaybetmeleri ile ilişkilerinde yaşanan çatlaklar, sanki bu çatlakları dengelemek için yazılan kadın karakterler; bulanık bir atmosferde izlediğimiz sorunlu ilişkiler, duygusal kaos. kitabı özetlesem böyle özetlerdim herhalde. okur olarak ise normal people'dan sonra büyük bir ilerleme olduğunu düşünüyorum; sally rooney'in geliştiğini, başkalaştığını düşündüren empresyonizm esintilerine rastlamak mümkün.

intermezzo son dönemde o kadar çok paylaşıldı ki bu modadan geri kalmak istemedim. edebiyatın, kitapların da hala vizyona girmesi beklenen filmler gibi konuşulduğunu görmek, bir çeşit tüketim çılgınlığı çerçevesinde değerlendirmek beni çok heyecanlandırdı. ilk günler ankara'da sadece dost kitabevi'nde bulabildim, onlar da hazırlıklı oldukları için! kitap o kadar tazeydi ki gazete gibi kokuyodu, ilk kez mürekkebi kurumamış bir kitap okurken burnum sızladı, şimdi ise tüm bu gürültüye değdiğini düşünüyorum.

sally rooney okumaya bayıldığım bir yazar değil ama yeni kitabı çıksa yine alır okurum gibime geliyor. sebebi basit, hayatı katlanabilir ya da zengin kılan güzellikleri görmenizi sağlayan karakterleri kaleme almayı çok iyi biliyor. üç bölüm içeren intermezzo'da ise, çatışan karakterler ya da zorlu dinamikler içeren ilişkiler son bölüme kadar bir fırtınayı besliyor sanki. gerilim sürekli tırmanmıyor belki ama ürkütücü duraklamalar, belirsizlik içerisinde bir karakterin zihninden diğerine zıplamalar içeriyor bölümler. itiraf etmeliyim ki tüm bu sıçramalar sizi hikayede tutuyor ve bir şekilde neler olacağını merak ederek kitabı bitiriyorsunuz.


21 .yy romanı olmasına dair detaylar da beni yakaladı, bir edebi eseri okurken karakterlerin imessage gibi platformlardan mesajlaşmasını okumaya pek alışık değilim ya da covid belirtilerini duymak, onlyfans hesabı olan karakterler gibi şeyler. tamamen yeni ve bence oldukça iyi bir uyumlanma süreci. tüm bunlar, nasıl desem, karakterleri bugün için daha "gerçek" kılıyor. ama hala çok kötü yazılan bölümler var, facepalm eşliğinde hızlıca ilerlediğim belki 100 sayfası vardır. belki ben boomer olmaya bir tık yakın olduğumdandır... belki de rooney'in james joyce esintileri içeren bilinçakışı gibi teknikleri geliştirmesi gerekiyordur, henüz zamanı değildir. bilemedim.

intermezzo, hayattan, ilişkilerden bir anlam çıkaran güzel bir kitap. bu kadar uçucu bir şeyden anlam çıkaran hem de. bir an burada sonraki an yok.