YAŞAM 3 Ağustos 2016
91b OKUNMA     1349 PAYLAŞIM

Ölüm Hakkında Yapılmış En İyi Tanımlar

Ölüm, bahsetmekten bile hazzetmediğimiz bir şey fakat aynı zamanda da hayatın acı bir gerçeği.
iStock.com

ölümden neden korkacakmışım? ben varken o yok, o varken ben yokum.

-epikuros

dedemin ölümünden sonra 47 yıllık aşkı olan anneannem tarafından yapılmıştır:

''şimdi ben başka insanlara dert anlatırken konuşmak zorunda kalacağım.''

"ölüm iyidir,bizi ölüm düşüncesinden kurtarır ."

jules renard

dün yoğun bakım
bugün yoğum bakın

(bkz: yiğit özgür)

dünyaya ait tüm sorumlulukların bitmesinin verdiği rahatlamayla, yarım kalan şeylerin verdiği iç burukluğunun çelişkisi olsa gerek.

okyanustaki içi su dolu balonun patlaması.

kendini balon sananlar için başka, aslında su olduğunu farkedenler için başka sonuçları vardır.

cemal süreya güzel der; "ölüm bu, kimsenin bağışıklığı yok."

nahit ulvi akgün tarafından yapılmış, bir şiire* saklanmıştır.

"hiçbir şey değişmeyecek o gün
göçüvereceksin bu insan kalabalığından
gelmemiş gibi olacaksın dünyaya
sanki bu odada sen oturmadın
sen giymedin bu elbiseyi
ağlamadın
gülmedin
yemedin bu ağacın meyvesini
bütün maceran
bir varmış bir yokmuş"

ölüm şu dünyada adil olan , herkesin hakkı olan tek şeydir.

galiba en guzel tanımını eşkiya da baran yapmıştı.ölümden korkan cumali ye oyle guzel anlatmıştı ki ölümü.

"çok korkuyorum eşkıya,beni bırakma.çok korkuyorum çok...

korkma.
sadece toprağa gideceksin.sonra toprak olacaksın.
sonra sularla birlikte bir çiçeğin bedenine yürüyeceksin.oradan özüne ulaşacaksın.
çiçeğin özüne bir arı konacak.
belki;
belki o arı ben olacağım... "

beni bu kadar etkilemesinde erkan ogur un müziklerinin de etkisi yadsınamaz tabiki.

sizin için toplanan en kalabalık partide, sizin olmayışınız.

"madem ki ölümün ününe geçilemez, ne zaman gelirse gelsin. sokrates'e 'otuz zalimler seni ölüme mahkum ettiler' dedikleri zaman 'doğa da onları!' demiş.

bütün dertlerin bittiği yere gideceğiz diye dertlenmek ne budalalık! nasıl doğuşumuz bizim için her şeyin doğuşu olduysa, ölümümüz de her şeyin ölümü olacak. öyleyse, yüz yıl daha yaşayamayacağız diye ağlamak, yüz yıl önce yaşamadığımıza ağlamak kadar deliliktir.

ölüm başka bir hayatın kaynağıdır bu hayata gelirken de ağladık, eziyet çektik; bu hayata da eski şeklimizden soyunarak girdik. başımıza bir kez gelen şey büyük bir dert sayılamaz. bir anda olup biten bir şey için bu kadar zaman korku çekmek akıl kârı mıdır? ölüm uzun ömürle kısa ömür arasındaki ayrımı kaldırır. çünkü yaşamayanlar için zamanın uzunu kısası yoktur.

aristo, hypanis ırmağının suları üstünde bir tek gün yaşayan küçük hayvanlar bulunduğunu söyler. bu hayvanlardan, sabahın saat sekizinde ölen genç, akşamın beşinde ölen yaşlı ölmüş sayılır. bu kadarcık bir ömrün bahtlısını, bahtsızını hesaplamak hangimize gülünç gelmez? ama, sonsuzluğun yanında, dağların, ırmakların, yıldızların, ağaçların, hatta bazı hayvanların ömrü yanında bizim hayatımızın uzunu, kısası da o kadar gülünçtür.

doğa bunu böyle istiyor. bize diyor ki: 'bu dünyaya nasıl geldiyseniz, öylece çıkıp gidin. ölümden hayata geçerken duymadığımız kaygıyı, hayattan ölüme geçerken de duymayın. ölümünüz varlık düzeninin, dünya hayatının koşullarından biridir."

(bkz: michel de montaigne)

rahatlamaktır. insan pisliğinden, daha fazla kalp ağrıları ve ruha ağır gelen şeylerden kurtulmaktır. son zamanların dünyasında ise, ne insan "insan"dır ne de "ruh" ruhtur. bazen buna dayanamayan insanlar toprak altında çürümeyi dünya'nın en büyük hediyesi olarak görürler. dünya'nın en büyük hediyesi, herşeyin gelip geçici olduğu fikridir. bu da ölümdür. en iyi tanımı ise rahatlamaktır.

olumden korkmak, insanin, olmadigi halde kendisini bilge sanmasidir. yani bu, bilmedigi halde birseyi bildigini sanmasidir. kim bilebilir ki, belki de olum insanliga bahsedilen en guzel seydir, insanlar hala ona seytani anlamlar yuklerken.

(socrates)

sessiz gemi

artık demir almak günü gelmişse zamandan
meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
sallanmaz o kalkışta ne mendil, ne de bir kol.
rıhtımda kalanlar bu seyahetten elemli,
günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli,
biçare gönüller! ne giden son gemidir bu!
hicranlı hayatın ne de son matemidir bu.
dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
bilinmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.
bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden,
bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden.

y.k.beyatlı

'şu kadarını biliyoruz
ölüm kötü birşey
bak işte tanrılardan belli
iyi birşey olsaydı ölüm,
önce tanrılar ölmez miydi?'

sappho

-ölümün en güzel tarafı bir daha ölmeyecek olmaktır.

ölüm hayattaki en son hayal kırıklığıdır..