TARİH 23 Ağustos 2019
27,7b OKUNMA     536 PAYLAŞIM

Organik Bileşiklerin Yalnızca Canlılardan Elde Edilebileceğini Savunan Görüş: Vitalizm

Bilim tarihinde, bugün alıştığımız gerçeklerin her zaman doğru kabul edilmediğini arada sırada görüyoruz. Vitalizm de onlardan biri.
iStock

vitalizm, organik ve inorganik bileşiklerin tanım farkından ortaya çıkmış yanlış bir inançtır. organik bileşiklerle inorganik bileşiklerin farklılıkları, 18. yüzyılda ortaya konmaya başlanmıştır. bu zamanlarda organik ve inorganik bileşikler şu şekilde tanımlanıyordu:

organik bileşik: canlı organizmalardan elde edilen bileşikler.
inorganik bileşik: canlı olmayan kaynaklardan elde edilen bileşikler.

işte o yüzyılda tanımdaki bu farklılık, "vitalizm" denilen bir inancı doğurmuştur. buna göre bir organik bileşiğin oluşması için mutlaka yaşam gücü gereklidir. vitalizm inancına göre, yani organik bir bileşiğin sentezlenmesi, mutlaka canlı bir varlıkta meydana gelir. o zamanlarda hiçbir bilim insanı, laboratuvar ortamında bir cam balonda organik bir bileşiğin oluşturulamayacağına inanıyordu.

ancak friedrich wöhler, 1828'de bir organik bileşik olan ürenin (idrarda bulunur) inorganik bir bileşik olan amonyum siyanatın sulu çözeltisinin buharlaştırılmasıyla elde edileceğini göstererek, vitalizm inancına büyük darbe indirdi. daha sonra organik kimya biliminin daha da ilerlemesi ile bu inanç, yok olmaya başladı.

bilimde vitalizm sona ermesine rağmen, günümüzde organik kelimesi kelime anlamıyla yaşayan organizmalardan elde edilen manasında kullanılmaktadır. dilimizde bugünlerde pelesenk olan "organik besin" kelimesi de yapay gübre ve böcek ilacı kullanılmadan yetiştirilen ürün manasında kullanılmaktadır.


buna rağmen, örneğin saf doğal c vitamininin, yapay c vitamininden daha iyi olduğunu söyleyemeyiz. çünkü iki molekül de yapısal olarak birbirinin aynısıdır.

kaynak: https://archive.org/…ls/solomonorganicchem/page/n41

Beslenmemiz İçin Hedefimiz Dışında Olsa da Avladığımız ve Doğalarını Kötü Yönde Değiştirdiğimiz Hayvanlar