TARİH 6 Ocak 2020
73,2b OKUNMA     787 PAYLAŞIM

Pek Bilinmeyen Bir Tarihi Gerçek: Libya Türkleri

Libya Türklerinin tarihsel gelişimi için Osmanlı döneminden günümüze doğru gelelim.


wikipedia'ya göre libya'da yaşayan türk sayısı 1 milyon 400 bin

libya türkleri, osmanlı'nın bakiyesidir, garp ocakları'ndan bizlere kalan yadigardır. bugün en yoğun olarak misrata'da yaşamaktadırlar. libya türklerine; kouloughlis-kuloğlu-koloğlu deniyor. (sadece libya'da değil, cezayir ve tunus'ta da kuloğulları mevcut).


libya'daki türkleri, garp ocakları türklerini tarihsel süreçte inceleyelim

libya'daki türklerin varlığı 1517'de mısır'ın fethi sonrası libya'nın doğu kısmını oluşturan sirenayka bölgesi'nin osmanlı tarafından fethedilmesiyle başladı. sirenayka: (bingazi, derne, tobruk)

ardından 1551'de osmanlı korsanları'nın libya kıyılarına akınları ve trablusgarp'ın 1553'te turgut reis tarafından fethedilmesiyle trablusgarp beylerbeyliği kuruldu ve libya'nın doğusundaki sirenayka'da sancak olarak trablus'a bağlandı.

bakınız o tarihlerde de osmanlı, durduk yere libya'ya gitmedi. libya'daki müslümanlar, libya'yı sömürgeleştiren ve yağmalayan ispanyollara karşı istanbul'a bir heyet göndererek osmanlı'yı libya'ya davet etti. turgut reis'in trablus'u fethi ile birlikte türkler libya'ya yerleşmeye başladılar. turgut reis'le birlikte libya'ya 12 bin yeniçeri ve levend geldi.

işte libya, cezayir ve tunus'ta bugün hala varlığını sürdüren ve kouloughlis-kuloğlu-koloğlu denilen kişiler bu osmanlı askerlerinin soyundan gelmektedir.

osmanlı garp ocakları'nı vatan yapabilmek için osmanlı levendleri'ni ve akdeniz'de korsanlık yapan akıncıları yerel halktan kadınlarla evliliğe teşvik etmiş, işte osmanlı askerlerinin yerel halk ile kaynaşmaları sonucunda da bu "koloğlu" dediğimiz türk soylu bir halk ortaya çıkmıştır. garp ocakları'nda yöneticilik yapan dayılar işte bu koloğullarındandır.

not: turgut reis'nin mezarı bugün trablus'tadır.


koloğulları ile kölemenler karıştırılmamalıdır

zira libya'da kölemenler de vardır ve libya türkleri içinde kölemenler de sayılmaktadır. kölemenler, osmanlı'nın mısır'ı fethi sonrası burada kalan ve uzun süre osmanlı'ya direnen memlüklerdir. bunlar kıpçak türkü ve çerkes kökenlidir, osmanlı mısır'a hakim olunca bu kölemenlerin bir kısmı da trablusgarp'a gönderilmiştir. kölemenler'in torunları bugün ekseriyetle misrata'da yaşamakta ve kendilerini hala kölemen ve çerkes olarak tanımlamaktadırlar. misrata bugün nüfusunun yüzde 80'i türk/kölemen/koloğlu kökenli bir şehirdir.

not: misrata şehrinin isminin kökeni de bu mısır'dan gelen kölemenlerden gelmektedir.
çerkes dilinde "misir atah" yani ataları mısır'dan gelenler anlamındadır.
___

libya'da bugün günlük hayatta kullanılan pek çok kelime türkçedir.


bunların dışında libya'ya yine anadolu'dan karamanlı türkleri geldiler

karamanoğulları soyundan gelen bu türkler 1711 yılından itibaren "karamanlı hanedanı" olarak libya'yı 1835 yılına dek osmanlı adına yönettiler.

bu karamanlılar döneminde libya'ya anadolu'dan yoğun bir türkmen göçü yaşandı. libya'ya göç eden türkmenlerin bir kısmı, girit'in fethinden sonra da girit'e yerleştirdiler ve girit'teki türk nüfusunun çoğunluğunu oluşturdular.

girit'in hakimiyetimizden çıkmasından sonra girit'teki yaklaşık 100 bin karamanlı yeniden libya'ya dönmüştür.


not: abd'yi vergiye bağlayan 1796'daki trablus antlaşması işte bu karamanlı türklerin eseridir.
libya'daki karamanlı dönemi osmanlı'dan bağımsız ayrı bir dönem olarak ele alınır.


libya türkleri olarak inceleyebileceğimiz diğer bir topluluk da fizan sürgünleridir

osmanlı döneminde libya'nın güneyindeki fizan bölgesi bir sürgün yeriydi ve pek çok kişi buraya sürgüne gönderilmiş ve kalan hayatını burada tamamlamak zorunda kalmıştı.


libya türkleri'nin bir kısmı da işte bu fizan sürgünlerinin bugünkü bakiyeleridir. bu fizan sürgünlerini bir kitapta toplamak ne iyi olurdu, zira fizan'a sürülüp sahra çölünü geçip gine körfezi'ne ulaşan türkler var, ne hikayeler, ne hikayeler...

osmanlı yönetimi süresince işte libya'daki bu türk varlığından dolayı, libya diğer uzak topraklar gibi değil, adeta bir türk toprağıymış gibi ilgi gördü. 1908 yılında 2. meşrutiyet'in ilanı sonrası libya'daki aşiretler meşrutiyet aleyhine ayaklandılar. libya'daki türklere saldırılar başladı. aşiretler artık osmanlı'dan ayrılmak istiyorlardı. tabi bu ayaklanmada başta italya olmak üzre emperyalist devletlerin kışkırtmaları da etkiliydi.

işte 1908 yılında bu ayaklanmaya karşı önlem alması ve libya'daki türkleri örgütlemek üzre teşkilat-ı mahsusa tarafından libya'ya mustafa kemal gönderildi. mustafa kemal, libya'ya geldiğinde henüz 27 yaşında bir yüzbaşıydı. burada mustafa kemal bey ilk temaslarını koloğlu ve kölemen türkleri ile yaptı, akabinde sunusi aşireti ile görüşerek bu aşiretin ve aşiretin bağlı olduğu tarikatın osmanlı'nın yanında olmasını sağladı ve libya'da birkaç ay içinde elde ettiği bu güç ile ayaklanan diğer aşiretlerin karşısına çıkarak bu krizi sona erdirdi.

mustafa kemal 3 yıl sonra yeninden libya'ya gelecek, 1908'de kurduğu dostluklar ve bağlantılar sayesinde italyan işgaline karşı trablusgarp'ta mücadele ettiği her cephede başarı sağlayacaktı...

libya'da osmanlı'ya bağlı olan, türk dostu olan sunusi aşireti ve koloğulları türkiye ile hiçbir zaman irtibatı koparmadılar. kurtuluş savaşı döneminde sunusilerin lideri ahmet sunusi'nin atatürk'ün yanında olduğunu ve sivas'ta islam kongresi toplayarak tüm dünyadan müslümanlara kurtuluş savaşımızın haklılığını ve yanında olmaları gerektiğini anlatması unutulmayacak ve önemli bir yardımdır.


sonraki yıllarda 1949 yılında libya'nın birleşmiş milletler nezdindeki bağımsızlık müzakerelerinde işte bu sunusi ailesi ve koloğulları yani libya türkleri ön planda olmuşlardır.

1951'de libya bağımsızlığını kazandığında libya'nın ilk kralı sunusi ailesinden idris es senusi'dir. idris es senusi libya kralı olmasıyla ülkeyi yönetecek başbakanı da türkiye'den seçmiş, bir libya türk'ü olan ve türkiye cumhuriyeti'nin emekli bir valisi olan sadullah koloğlu'nun başbakan olması için türkiye'den izin istemiş ve ülkenin ilk başbakanı da sadullah koloğlu olmuştur.


bu durum aslında libya ile türkiye'nin yeniden entegre olması için atılmış bir adımdır, fakat ne yazık ki bu ütopya gerçekleşememiştir.buna rağmen libya ve türkiye 1969 yılındaki darbeye kadar tek millet, iki devlet şeklinde ilişkiye sahip olmuş, 1969 yılındaki kaddafi darbesi sonrası iki ülke bir daha o eski yakınlığı yakalayamamıştır.

bakın kaderin bir cilvesi olsa gerek. 1969 yılında kaddafi darbe yaptığı sırada kral idris tedavi amacıyla türkiye'de bulunmaktaydı... bugün türkiye'nin libya'ya asker göndermesi gündemde. halihazırda libya'da zaten türk askerleri var. (bkz: ikinci trablusgarp savaşı)

kaynaklar
https://en.wikipedia.org/wiki/kouloughlis
https://en.wikipedia.org/wiki/karamanli_dynasty
https://dergipark.org.tr/…nload/article-file/112434
https://www.dzkk.tsk.tr/…ik.php?icerik_id=515&dil=1
http://dbpedia.org/page/kouloughlis
http://dictionnaire.sensagent.leparisien.fr/…fr-fr/
https://www.tapatalk.com/…n-surname-t70880-s20.html
https://alchetron.com/kouloughlis
https://islamansiklopedisi.org.tr/…u--garp-ocaklari
https://www.orsam.org.tr/d_hbanaliz/10nurettin.pdf

Karışık Duygularla Okuyacağınız Müthiş Hikaye: Ümit Burnu'ndaki Efendizadeler Ailesi