Pek Çok Kişiye Göre Ferdi Tayfur'un En İyi Albümü, Başyapıtı: Prangalar
1991 yılında ilk müzik yönetmenlik denemesini yapan ferdi tayfur kalitesini göstermişti. bu işi de ustalıkla yapabiliyordu. 1992 yılına gelindiğinde eldeki besteler ses getirecek cinstendi. yüzbinlerce hayranına konserler veren ferdi tayfur uzun yıllar bomba bir albüm hasreti çekenler için stüdyoya giriyordu. stüdyodan çıktığında albüm satışlarına kendisi de çok şaşırıyordu. şarkıları dillere marş olmuştu. her yıl albüm çıkartan usta sanatçı sanki yeniden meşhur olmuştu. piyasaları alt üst ediyordu...
prangalar albümü” emmoğlu ” ile açış yapar. sıra dışı bir şarkıdır, ya da türküdür. peşinden “ geçen yıl ” şarkısı gelir. albümü alıp dinleyenler için ferdi babayı yeniden keşfetmedir bu albüm. hiç kimse nerde eski albümler diyemez... albümü alan koşar birkaç tane daha almaya çalışır. sait büyükçınar yardımcı yönetmen olarak iyi bir sınav vermektedir.
ahmet selçuk ilkan sözlerdeki rötuşları çok iyi yapmış, ilk iki şarkı kendini doyumsuz bir keyifle dinletmiştir... müzikal olarak da dinleyenler keyif almaktadırlar. ferdi tayfur tüm müzikal hünerlerini bu albümde kullanmıştır.
albümde bazı şarkılar hep ara sıcak gibidir... dedikodu şarkısı da böyle olsa gerek, ilk iki şarkıda yükselen duyguları eski haline getirmek için sakin hızlı ritimli hareketli olarak bestelenmiş. bunun örneklerini zirve albümlerde hep görmüşüzdür. dinleyen her zaman düşünülür, meyhane havası verilmez ya da idam mahkûmuna dinletiliyor imajı verilmez. ne de olsa dinleyenler de insandır. bir sonraki şarkı için dinleyenler ısındırılır.
prangalar şarkısı ile albüm devam eder... prangalar için albümün en deneysel parçası denebilir.
prangalar vurun ayaklarıma
kelepçeler takın kollarıma
uçurumlar kazın yollarıma
bırakmayın beni bırakmayın beni...
Prangalar
o güne kadar izlediği aşk çizgisine uzak, fakat aşığın aşkını dinleyene inandıran bir şarkıdır. anlatımın olarak aşmıştır. müziği ise şarkı sözlerini ayakta tutar. her yönüyle ferdi tayfur'un en iyi eserlerinden biridir...
prangalar'dan sonra "bir bilsen" ile içine düştüğü durumu anlatır ve neden prangalara vurulmak istendiğini açıklar. müzik olarak prangalar şarkısı kadar derin değildir.
albümüm b kısmı "kanayan gül" ile başlangıç yapar. müzikal olarak eskiyi arayanlar için iyi bir örnektir. sait büyükçınar'ı irdelemek isteyenler için numune bir şarkıdır. neden ferdi tayfur eski albümlerindeki gibi her şarkısında çok seslilik kullanmıyor diye soranlara cevaptır. sait büyükçınar kötü bir bestekâr değildir ama ferdi tayfur için birkaç numara küçüktür. bunu bariz şekilde görürüz.
sabahçı kahvesi şarkısına gelindiği zaman düşünmeden edemiyorum... rahmetli kemal sunal nasıl ki varoşları filmlerinde örnekler ile bir göstermiş, kimi zaman hayat pahalılığı üzerinde durmuş, kimi zaman çöpçü, postacı, kapıcı, memur, öğretmen, işçi olmuş ise ferdi tayfur da aşığın her halini bir bir ressam gibi resmetmiştir. bu güne kadar ferdi tayfur şu konuya değinmemiş dediğim bir nokta sanki yok. bu muazzam bir beceridir. sabahçı kahvesi âşık olup sabahlara kadar uyuyamayanlar için birebir, bir şarkı değil midir? müzik ona göre düzenlenmemiş midir? motifleri ona uygun değil midir? albümü duyan koşa koşa müzik marketlere hücum etmelerinde haklı değiller midir?
Sabahçı Kahvesi
"sen neredesin ben neredeyim" şarkısı da bahsettiğim tamamlayıcı şarkılardandır
sabahçı kahvesinde eksik kalan noktalar burada tamamlanıyor. "gittin o gidiş şarkısı" ile son şekli veriliyor. müzikal anlamda iyi sayılabilecek bestelerdir. bu bestelere sait büyükçınar çizgisi yerine özer senay çizgisi benimsenseydi acaba bu albüm ne hale girerdi? hayal etmek bile güç, herhalde diyorum 10 yıl albüm yapamaz duruma gelirdi. bu rüzgâr 10- 15 sene sürerdi. dört şarkısının rüzgârı günümüze kadar geliyorsa, o zaman albümün tamamı gelirdi.
Sen Nerdesin Ben Nerdeyim
albüm hareketli bir şarkı olan "yüreğimde çarpıyorsun" ile son bulur
bu şarkı da ferdi tayfur arabesk besteler yapar diyenlere iyi bir cevaptır. aslında bu konuda sayısız örnek vardır. pop müziğin her yere girdiği, arabesk müziğin gözden düştüğü, arabesk müzik yapanların horlanmaya başlandığı, müzikal değerlerin değişmeye başladığı bir dönemde ferdi tayfur “emmoğlu”, “geçen yıl ” ve “sabahçı kahvesi ” şarkılarını yapmış, rakipsiz pop müzik hâkimiyetine son vermiştir.
Yüreğimde Çarpıyorsun
pop müzik ağır bir darbe yemiştir, ferdi tayfur kendisinin bile şaşıracağı bir albüm yapmıştır
böyle bir etki yaratacağını bilse bu albüme daha fazla önem verirdi. her şeye rağmen uzun yıllar hafızalardan çıkmayacak bir albüm yapılmıştır. albüm satışlarında kendisi için en önde gelen albümü piyasaya çıkartmıştır. bu rüzgârın ardından mor güller gibi her yönüyle farklı bir albüm çıkartması tekdüze bir bestekâr olmadığının bir kanıtıdır. yaptığım besteler tuttu aynı çizgide gideyim dememiş, söz ve besteleri ile arşivlerimizde farklı bir yere koyacağımız analiz etmekte zorlanacağımız bir albüm çıkartmış, yine bizleri kendisine hayran bırakmıştır...
Final notu
prangalar... böyle bir albüm yaptığı için ömür boyu ferdi tayfur'dan vergi alınmamalı, otobüslerdeki en ön koltuk ona ayrılmalı ve beleş olmalı ya da mecliste kendisine bir koltuk tahsis edilip tâbii senatör ilan edilmeliydi.
ama suç biraz da bizim adanalı'da. o da bu albümü yaptıktan sonra ya intihar etmeli ya da elvis presley gibi ölü taklidi yapıp orta anadolu'da bir benzicide çalışmalıydı. ne yazık ki hiçbiri olmadı.
hele bir sabahçı kahvesi var ki... bu albümü dinlemeyen adamı karşıma alıp da sanattan konuşmam.