NOSTALJİ 4 Mart 2016
101b OKUNMA     1406 PAYLAŞIM

Pena

Aslına bakarsanız pena; gitar, mandolin gibi telli çalgıları çalmaya yarayan bir çalma aracı. Aynı zamanda pena, 1999 yılında Sedat Kapanoğlu tarafından kurulan Ekşi Sözlük'ün ilk entry'si olma özelliğini de taşıyor.
iStock.com

İşte o malum entry

gitar calmak icin kullanilan minik plastik garip nesne.

Normalde Ekşi Sözlük'te tüm entry'lerin altında saati ve tarihi yazar ancak Sedat Kapanoğlu, nam-ı diğer ''ssg''nin yazdığı ilk entry olan pena'da saat yazmıyor.

geçen hafta ilk kaynak kodlarındaki veritabanına bakarken tesadüfen keşfettim: başlangıçta saat bilgisi kaydediyormuşum. o yüzden ilk entry'nin de kayıt saati net olarak belliymiş: 15 şubat 1999 20:16 est (hosting şirketinin zaman dilimi). yani türkiye'de 16 şubat 1999 gece 03:16'ya denk geliyor aslında. ben hep 14 şubat akşamı başlayıp 15 şubat'ta release ettiğimi sandığım sözlüğü 16 yıl sonra 15 şubat akşamı kodlamaya başlayıp 16'sında release ettiğimi anladım. aylar boyunca timezone hep geriden geldiğinden türkiye'de o tarihlerle 

gördüğümüzden de duruma uyanmamışız tam tersine entry tarihlerini baz aldığımızdan da doğrusu o zannetmişiz. vay arkadaş.

db'ye aktarırken saat bilgisini kaldırma sebebim de sanırım bu zaman dilimi işiyle uğraşmak istemediğimden. o zaman bu kadar katastrofik bi probleme yol açtığımın da farkında olduğumu sanmıyorum. şimdi bunu keşfedince de bir anda tarihte pek çok olayın dünyanın başka yerlerinde söylendiği günde gerçekleşmediğine uyandım. mesela "doğduğum gün şu olaylar olmuş" istatistiği bile manasız kaçıyor bu durumda.

edit: max zorin düzeltti, gece 1 değil 3 olacak, sağolsun.

Ekşi Sözlük'ün ilk entry'si olması sebebiyle Ekşi Şeyler'in de ilk içeriği olan ''Pena''nın hikayesini Sedat Kapanoğlu'na sorduk

“Entry” tabiri Otostopçunun Galaksi Rehberi kitabının İngilizcesinde kullanılıyor olmasından geliyor. İngilizce olmasının sebebi de kitabı bir arkadaşın IRC’den 1997’de yolladığı metin dosyası halinden bilgisayar ekranından okumuş olmam.

“Pena”yı 16 Şubat 1999’da sabah 3 buçukta yazmışım. 17 yıl boyunca 15 Şubat’ta girdiğimi zannediyordum. Bunun sebebi Ekşi Sözlük sunucusunun o zaman Toronto, Kanada’da yani Türkiye’den 7 saat geri olmasından kaynaklıymış. Bunu da dört ay önce GitHub’a koyduğum ilk kaynak kodlarını gözden geçirirken tesadüfen fark ettim.

“Pena”yı yazdığım zamanı tam tutturamamış olsam da anını iyi hatırlıyorum. Mecidiyeköy’de bugünkü Profilo Alışveriş Merkezi’nin arkasındaki Bıldırcın sokaktaki bir apartmanın sonradan kaçak eklenmiş gibi duran çatı katındaki şirket ofisinde geceliyorduk. Ben ve iş arkadaşlarım altı aydır şirketten maaş alamıyor ve kötü besleniyorduk. Ben de artık işi boşlamaya, kendi kafama göre bir şeyler yapmaya ağırlık vermeye başlamıştım. Ekşi Sözlük de bu denemelerden biriydi.

Veritabanı bomboşken sitenin sloganı “kutsal bilgi kaynağı” idi. Entry ekleme çalışıyor mu diye denemem gerekiyordu. O zaman sitede kullanıcı girişi ya da kaydı dahi yoktu. İstediğiniz takma isimle istediğinizi yazabiliyordunuz. Ne yazmalıydım? Etrafa bakındım.
O dönem malvarlığımın %70’ini gitarım oluşturuyordu. 1997 yılında arkadaşım Korhan’la Eskişehir’den İstanbul’a gidip tüneldeki bir mağazadan almıştık. S.B. Heavy marka.

Güzel gitardı. Hatta The Climb’ın vokalisti Gökalp biraz tıngırdatıp “iyi ya sapı falan” demişti. Ofiste de masamın yanında dururdu çünkü bir şeyin yüklenmesini ya da derlenmesini beklerken onu tıngırdatırdım, garip deneyler de yapardım. Ofise uğrayanlar ve iş arkadaşlarım da mola verip biraz gitar çalmayı severdi. Arada gece yarısı gelip ofisteki Atatürk portresini alıp götürmeye çalışan mahalle gençleri hariç. Onlar emprovize Türkü söylerdi. Bize “Bak sen delikanlı çocuksun ama o saçları kes” ya da “Tamam saç Osmanlı saçı ama o küpe olmaz” derlerdi. Aynı ofise Ahmet Kaya da uğrardı.

Mecidiyeköy’deki apartmanın çatı katında gecenin körü, ilk entry ne yazacağım? Masaya baktım. Klavyeyle aramda iki kolumun tam ortasında tek penam duruyor. Belli ki daha yeni gitarı elimden bırakmışım. “Tamam pena” dedim. “Kutsal” bir bilgi kaynağında pena nasıl anlatılırdı? Hiç bilmeyen birine anlatır gibi olmalıydı. Yazdım.