öncelikle çeşidi abartmamak gerekiyor, unutulmamalı ki rakı içmek uzun bir süreç. o yüzden içmeye başlamadan çok aç olmamak lazım ki, daha yarım duble içmeden, mezelere abanıp şişip kalınmasın. söylediğim gibi, meze çeşidi çok olmamalı, 6-7 çeşit yeterlidir.

rakı içmek nasıl bir keyifse, rakı için meze hazırlamak da ayrıca bir keyiftir, rekorum 6 saat, 6 saat boyunca meze hazırlamışlığım var, bu süre içinde orduya yemek hazırlamadım elbet, keyifli keyifli, yavaş yavaş yaptım. kapatın beni mutfağa, 2 duble de rakı verin, 6 saat boyunca meze hazırlarım size, afrikadaki çocuk işçiler kadar ucuz çalışıyorum.

mezelerdeki tatların dengelenmesi önemli. rakının yanına yoğurtlu şeyler fazlaca yakışıyor, ama sırf yoğurtlu mezeler yaparsak hep birlikte koltuğa geçer mışıl mışıl uyuruz. o yüzden dengelenmeli. kızartma türü yağlı şeyler bana kalırsa rakının yanına yakışmıyor, o yüzden patates kızartmasıdır, kroketidir, tavuk nuggetlarıdır bilmem neleridir saçmalamayın lütfen, hiç yakışmaz!

enfes bir çeşit peynir olmalı, ezine peyniri, tam yağlı peynirler olmalı, yani doygun bir tadı olmalı peynirin. şüphesiz rakının dostudur. meyve olarak tatlı şeylerden ziyade ekşi meyvelere yönelin, çok kişi bilmez bunu, hatta bilen benim için kafan 1-0 öndedir her zaman, yeşil elma, yeşil ekşi elma, rakının yanına muhteşem yakışır. çok tatlı olmamasına karşılık mandalina da güzel gider.

şimdi gelelim el emeği göz nuru mezelerimize, beni için olmazsa olmazlar, köz kırmızı biber sarma, yoğurtlu patlıcan salatası, acılı ezme, yalancı çerkes tavuğu

köz kırmızı biber sarma, mutlaka ki denenmeli. hem yoğurtlu patlıcan salatası da yapacaksanız, patlıcan ve biberi ızgarada veya ocakta aynı anda közleyebilirsiniz. sakın ha fırına atmayın! kabuğunun yanması, köz tadı veriyor, fırına girdikerinde ne yazık ki haşlanmış gibi bir tat veriyor, güzel olmuyor. bu yüzden varsa ızgaranız, ızgarada kabuklarını yaka yaka, ızgaranız yoksa da ocağın amına koyarak ocakta közleyebilirsiniz. büyük lezzetler büyük fedakarlıklar gerektiriyor, unutmayın! biberleri közleyin, sakın ha kabuğu kolay soyulsun diye poşete koymayın, gevşek gevşek bir hal alıyor tadı. soğuduktan sonra elinizden geldiği kadar soyun, soyamadığınız kalsın, biraz yanık kabuk zarar değil, aksine aroma katar. soyduğunuz biberleri ikiye bölün, ya da öylece bütün olarak kalsın, aromalı zeytinyağında bekletin biraz. zeytinyağını aromalandırmak sizin elinizde, istediğiniz baharatları -abartmamak şartıyla- koyabilirsiniz, sonrasında da peynir ve maydonozla, anam babam usulü bir iç hazırlayın, ve biberin içine doldurun, sonrasında da biberi dilimleyin, ya da biberleri ikiye ayırdıysanız, güzelce, dolma sarar gibi sarın, taze soğanı incecik kıyıp aromalandırın, afiyet olsun!

patlıcan salatasında da, biberde yaptığımız gibi, kolay soyma yöntemlerine girişmiyoruz. bırakın birazcık köz tadı, yanık tadı gelsin. patlıcanları sakın ha rondodan geçirmeyin, ince ince doğrayın, bıçakla defalarca üzerinden geçin, sonrasında da süzme yoğurt ile karıştırıp, üzerinden ince ince zeytinyağını bırakarak aynı anda da karıştırın. bu kısımda hem patlıcanlar yoğurtla özleşir, hem de ezilirler. tercihen içine biraz tahin de ekleyebilirsiniz. bunun da meraklıları var.

acılı ezme tarifi malum. sizden tek ricam rondoya atmayın, o güzelim sebzelerin suyunu akıtmayın. saatlerce uğraşın gerekirse, ince ince doğrayın, meze emek işidir, sevgi de emek işidir..hadi siktirip gidelim buradan o zaman.. mezenin olmazsa olmazı nar ekşisi ve ağıza gelmeyecek incelikte doğranmış maydonozudur. işte bunlar kilit nokta, dikkat edelim.

şimdi bunca salata türündeki mezenin yanında daha doyurucu, doygun bir tatla dengelemek lazım, bu kısımda yalancı çerkes tavuğu, ya da içli köfte böreği türü şeyler öneriyorum.

patlıcan şüphesiz ki yüzyılın mucizesi, size pek kişinin bilmediği ama lezzet patlaması yaratan, bir o kadar da kolay bir tarif vereyim mi? evet seslerini duyar gibiyim.. 2 gündür ayşe özgün'e döndüm sözlükte, sürekli tarif veriyorum lan. şuan benim okulda olmam lazımdı biliyor musunuz? neyse siktir edin ben tarif veriyorum;

patlıcanları şerit şerit doğrayın, tost makinasına veya yağsız tavaya dizin, ve kızarmalarını bekleyin. azıcık bir yağı yumurta fırçasıyla üstlerine sürüp, arada yağla besleyin, dikkat edin, yakmayın! sonra karper (üçgen) peyiniri alıp patlıcana sarın ve tost makinasını üzerine kapatın, tavada yapıyorsanız da maşa ile üzerine bastırın, ya da gidin bi tost makinası alın pis fakirler! peynir biraz kenarlarından akacak, bu aşamada alın, ve mümkün olduğu kadar sıcakken tüketin.

rakı masası en az 3-4 saat süren bir süreçtir unutmayın, yavaş yavaş keyifli yemek lazım.

Rakı ve Uzo Arasındaki Fark Nedir?