EKONOMİ 6 Ağustos 2018
39,2b OKUNMA     717 PAYLAŞIM

Rekor Kırmaya Devam Eden Dolar Yükselişinin Donald Trump ile İlgisi Nedir?

Dolar gün itibariyle 5.10 TL civarlarına çıkarak yükselişini sürdürüyor ve bir süre de duracak gibi görünmüyor. Peki ABD başkanı Donald Trump'ın, başkanlığı süresince izlediği politikalar Dolar/TL oranını nasıl etkiledi?


son günlerde türkiye'de fiyatlamalar tamamen "türkiye-abd ilişkileri" temelinde gerçekleşiyor

türkiye’nin son iki senedir en önemli hikayesi enflasyon iken enflasyon verisi bile ciddi bir fiyatlamaya sebep olamadı.

sorun aslında tam olarak abd de değil (ciddi sorunlar var) son zamanlarda yaşanan durumların ana sebebi "trump" ve trump’ın son zamanlardaki tercihleri bu sorunun çok da kolay çözülmeyeceğini bize gösteriyor.

türkiye’de komplo teorileri her zaman tutsa da 2016 yılında trump abd’de zaman zaman %40’ların altına bile düşen destekçi oranına rağmen seçimde %48 oy alarak -abd seçim sisteminin sayesinde- azınlık oy ile abd başkanı oldu (türk halkının abd seçimlerinde trump’ın kazanmasını istemesi ayrıca takdire şayan). peki bu süreçte oylarını artırdı mı? pek değil ama bu trump’ın ne sonbahar seçimlerinde ne de gelecek başkanlık seçiminde başarısız olacağı garantisi veremiyor çünkü abd’de seçimlerde halkın yarısı oy kullanmıyor ve bu sebeple halkta çok ciddi desteğiniz olmasa bile başkan olabiliyorsunuz çünkü asıl başarı destek bulmak değil, seçmenini sandığa götürebilmek... hillary clinton’ın destek oranı zaman zaman %70’i bulsa bile bu rakamlar onun için olumlu değil, olumsuz olmuş; destekçileri clinton’ın seçimi kazanacağını garanti görünce oy kullanmaya gitmemişler. seçim sonrası google’da en çok aranan şeylerden biri "abd’de seçim nasıl tekrarlanır" olmuş ama abd seçim sisteminde böyle bir şey mümkün değil.

seçimde asıl önemli olan durum kendi kitlesini sandığa taşımak olunca trump özellikle son zamanlarda popülist adımlar atıyor ve rahip ona çok güzel bir seçenek sundu; rahip bronson abd’deki en koyu cumhuriyetçi kesimlerin başında gelen "evanjalist"lere mensup ve trump onun üzerinden bu kesimi harekete geçirmeye çalışıyor. çin ile "ticaret savaşları" (arkasında çok geçerli ekonomik sebepler olsa da trump’ın hamlelerinde popülizm daha baskın) iran ile petrol savaşı, rusya’ya yaptırımlar (son zamanlarda ivme kazandı) derken trump'ın kasıma kadar bu tür hareketlere devam edeceği çok belli ve son zamanlarda aşırılıklarının dozu da gittikçe artıyor.

Fotoğraf: US Embassy and Consulates in Turkey

türkiye'nin yapması gereken şey nedir?

türkiye’nin yapması gereken şey trump’a mümkün oldukça cevap vermemek çünkü her hamle türkiye’de olumsuz fiyatlamaya sebep olurken trump’ın da ihtiyaç duyduğu popülizmi sağlıyor ama o da pek mümkün değil ve abd ile en küçük problemimiz rahip bronson.

daha "f-35 ile s-400" arasında seçim yapmak zorunda kalacağız, 6 ağustos’ta iran’a yaptırımlar başlıyor (petrol yaptırımları kasım’da), halkbank davası unutuldu, gülen’in iadesi, menbiç ve suriye’nin statüsü vs. vs. bu sıkıntıların hepsi şu an yaşadığımız problemlere göre çok daha zayıf ve abd, türkiye’yi finansal olarak zora sokmak isterse bu durum doların 5-6 lira olmasından çok daha zorlu bir durum olur.

bir de işin diğer yönü var

pragmatist olarak bakınca abd’de trump’ın güç kaybetmesi türkiye ve bütün gelişmekte olan ülkelerin çok aleyhine bir durum. son zamanlarda abd ekonomisindeki olumlu havayı trump’a bağlamak hatalı olur; aslında abd ekonomisi trump’a rağmen çok iyi.

trump başkan seçilince dolar endeksi (dxy) 100 seviyesine çıkmıştı. o günden bugüne;

2016-2017’de abd ekonomisi nispeten zayıf büyümeler gerçekleştiriyordu (avrupa ve japonya’da durum daha iyiydi) fakat şu an abd açık ara dünyanın en iyi ekonomisi; geçen çeyrek %4,1’lik büyüme ile son zamanların rekorunu kırdılar (türkiye’nin kabaca çeyreklik %125 büyümesine denk gelen bir rakam, abd ekonomisi çok büyük olduğu için rakamın kuvveti tam görülmüyor).

abd’de enflasyon %2’lik faize rağmen (2016’da sadece %0,25 idi) hem avrupa ve japonya’dan daha iyi; ingiltere’de ise aşağı yukarı aynı (ingiltere'de faiz 0,75; avrupa ve japonya'da negatif). üstelik abd bahardan beri her faiz artırımında avrupa ile arasında olan faiz farkı rekorunu tazeliyor (dxy, abd doları'nın avro, yen, sterlin ağırlıklı bir sepete kıyaslanması olduğu için birleşik krallık, japonya ve avrupa’dan örnek veriyorum).


2009 krizi sonrası bütün büyük merkez bankaları para basmaya başladılar; son iki yıldır avrupa, ingiltere, japonya para basmaya devam ederken abd 100 milyarlarca basılmış doları piyasadan geri çekti.

pmi, işsizlik verilerini de karşılaştırınca abd’nin diğer büyük ülkelere göre daha olumlu görünümü artarak devam edeceğini görüyoruz; hepsini bir araya toplayınca tarih aralığını ikinci dünya savaşı zamanlarına kadar genişletmemiz durumunda; belki de abd ekonomisi yakın tarihte görülmedik şekilde diğer ekonomilere göre daha iyi ve güvenilir. bütün bu veriler ışığında dxy’nin tarihi rekor kırması bile sürpriz olmamalı, bahsettiğim durumların hepsi abd dolarının çok ciddi değerlenmesine yol açması gerekirken dxy şu an nerede? 94-96 bandında! yani trump sonrası ilk dalgadan sonra (üç ay sürmüştü) halen 2016 seviyesine geri dönememiş. bu tuhaflığında açıklaması sadece "trump"ın yaydığı güvensizliktir.

trump'ın etkinliğini kaybettiği bir abd'de doların çok ciddi şekilde değerlenme riski var

trump'la bile adım adım kuvvetleniyor; avrupa, japonya, britanya'nın normalleşmek için yaklaşık bir seneye daha ihtiyacı olduğu göz önünde bulundurulunca (bir sene içinde dolar/abd ekonomisi hakkındaki beklentiler -nispi-zayıflayabilir) pragmatist bir bakış açısıyla: türkiye açısından trump'ın etkin olduğu abd olumlu olabilir; politik olarak bakınca da trump'ın zayıflaması türkiye-abd ilişkilerini çok da olumlu etkilemeyecektir, sadece daha öngörülebilir bir seviyeye yükseltecektir ama tarihi rekorlara koşan bir abd doları ile mücadele etmek türkiye açısından çok çok zor.

Paranın Evriminin Son Halkası Bitcoin'in Yükselişi Neden Durdurulamaz?