SİNEMA 19 Mart 2020
20,8b OKUNMA     594 PAYLAŞIM

Robert Redford'un Kariyerinin Final Filmi: The Old Man & The Gun

Robert Redford üstadı son bir kez görme fırsatı veren 2018 tarihli filmin güzel bir incelemesi.
Uyarı: Makul miktarda spoiler içerir.

the old man & the gun, 2019'da izlediğim en iyi filmlerden biri. david lowery iyice gözüme girdi. sebeplerini anlatacağım.

a ghost story ile 2017'nin en güzide filmlerinden birine imza atan david lowery'nin yeni filmi the old man and the gun, hayaletler kadar etkileyici olmasa da damakta ilginç bir tat bırakın, sakin bir film. yönetmen, zamanla kendine güzel bir tempo yakalayacak gibi görünüyor. ındie filmlerin yıldızı olacak bu gidişle. yeni filmi; tempo olarak yavaş, kurgu bakımından enerjik ve senaryo açısından tatlı bir film. çok abartmamaya çalışıyorum ama konu soygun olunca, sevmemem elde değil. keza soygun hikayelerinde yeni tatları seviyorum. ne yalan söyleyeyim. bu filmin tadı bambaşka.

kısaca konusuna değinelim... forrest tucker, en başta herhangi bir yaşlı adam olarak karşımıza çıksa da kısa bir süre içerisinde kendisinin bir hırsız olduğunu öğreniyoruz. arabasına binip belirlediği yerleri soyan, soyma işini takıntı haline getirmiş biri. hatta soygun işi onun için bir kariyer. kolay da yakalanmıyor. soyduğu her nokta, kendisini centilmen ve güler yüzlü olarak tanımlıyor. haliyle polisler güler yüzlü, kibar konuşan bir kırışık adamın peşine düşüyor. polisler yaşlı adamı kovalarken, yaşlı adam soymaya devam ediyor.

david grann'ın new yorker'daki köşe yazısına dayanan hikaye, 2017 yapımı going in style'ın daha gerçekçi versiyonu. forrest, hırsızlığı bir huy haline getirmiş iyi bir yalancıdır. yakalandığında 79 yaşında olan tucker, hala ilk günkü gibi enerjikti. biz onun hikayesine, jewel ile tanışmasından sonra katılıyoruz. yıllarını hırsızlığa veren adam, aşık olmasa da etkilendiği bir kadın bulur ve zamanının bir kısmını onla geçirirken öbür kısmını gene soyguna ayırır. değişik bir adam.


robert redford, sissy spacek, danny glover, tom waits, casey affleck gibi güçlü isimlerin kadrosunda olduğu film, soygun filmi olsa da oldukça sakin bir yapıya sahip. aksiyon, filmin çok az bir kısmında var. sonuçta hikayede bankaları gülerek soyan bir adam var. hem de olmayan silahıyla. filmin en çekici yanı da açıkçası bu. forrest'ın gerçekten silah doğrultup doğrultmadığını bilmiyoruz; soyulan kişiler de silah olduğunu ama görmediklerini iddia ediyorlar. komik değil mi?

david lowery'nin kendi tarzı olan ağır kamera hareketleri ile çekilmiş film, lowery'nin iyi bir senarist olduğunu da bir kez daha gösteriyor. iyi bir yönetmen ve iyi bir senarist. fakat filmin, yavaş ilerleyen bir tarzı olsa da kendini izlettiren iç dinamikleri var. lowery'nin filmleri sıkmıyor. the old man and the gun da hiçbir anında sıkmayan, kendini izlettiren, kurgusu ile seyirciyi enerjik tutan bir film. ne diyeyim, izlediğim için mutluyum.


sözün özü

david lowery, a ghost story sonrası yine güzel bir indie filme imza atmış. güçlü kadrosu ile film, gerçek bir hırsızın belirli bir dönemini bize aktarıyor. aksiyon dolu bir soygun filmi olmasa da soygun kelimesinin içi oldukça dolu bir film. kendini izlettiren iç dinamikleri var ve izlediğinize pişman olacağınızı sanmıyorum. karakterinin ilginçliğinden ötürü, ileride unutacağınız bir film olduğunu sanmıyorum. sizin için new yorker'daki makalenin linkini aşağı koyuyorum. izlediyseniz, okuması keyif verecektir.

new yorker

Gayet Az Sayıda Olan Jilet Keskinliğindeki Filmlerin En İyi Örneklerinden Biri: Network