Rus Mutfağının Vazgeçilmezi Olan, Müthiş Faydalı Bir Besin: Karabuğday (Greçka)
slavların sahiplenmesi ve çeşitlendirmesinden ötürü üzerlerine kalsa da ana vatanı yine çin ve tibet'tir greçkanın. adında buğday (karabuğday) olmasından ötürü insanların kafasında buğday başağı gibi bir bitkisi olduğu düşünülür lakin bu bitki bal üreten bir çiçeğe sahiptir. literatürde fagopyrum esculentum olarak geçer ve kuzukulağıgiller ailesindendir.
çin'de, yaklaşık 5 bin yıl önce yarı göçebe kabilelerle birlikte komşu kore ve japonya'ya taşındı. slavlara gelişi ise büyük ihtimalle, tatar-moğollarla birlikte yaklaşık olarak 12.-13. yüzyıllarda gerçekleşti. çünkü bir asır sonra yemek için kullanılan en popüler bitkilerden biri olduğunu kayıtlardan görebiliyoruz. avrupa'da rusya üzerine tutulan kayıtların hatırı sayılır bir kısmını flaman şövalye gilbert de lannoy tutmuştur. greçka tabirine de ilk kez lannoy'un 15. yüzyıl seyahat notlarında rastlanır. pskov pazarında karabuğday için kavga çıktığını not etmiştir.
batıya, daha doğrusu avrupa'ya pek sirayet edemese de uzak doğu ve güney amerika'da çok çabuk yayılmıştur. japonların meşhur soba eriştesi de bu bitkinin unundan imal edilir. çin'de de envai çeşit yemek üretilir bundan. güney amerika'ya ise polonyalıların götürmüşlerdir. ilginç şekilde brezilya karabuğday üretiminde başlarda yer alır. güney amerika'nın bir çok ülkesinde toprağı yaban bitkilerden temizlediği için de ekilir.
sibirya gibi soğuk topraklarda yetişebilmesi ve doyurucu özelliğinden ötürü ruslar için patates öncesindeki en stratejik üründü. o nedenle üzerine çeşitli efsaneler yazıldı, kutsallaştırıldı ve dine dahil oldu. aziz aquilina gününde insanlar greçkadan lapa yapar ve fakirlere dağıtırlar. 13 haziran gününün adı da o yüzden aquilina'nın greçkasıdır.
bütün slavlar arasında ise en çok ruslar severler. çünkü orduları ve halkı asırlar boyunca beslemiş ve kutsal görünen bir üründür. nasıl ki bizde ekmek kutsaldır, ruslar için de greçka öyledir. sovyetler birliği tarihinde de hangi bir kriz durumunda marketlerde şeker ile birlikte anında kapışılan yegane gıda greçkadır. o nedenledir ki en çok çeşitli greçka yemekleri rus mutfağına aittir. yine de tatarların tariflerini daha çok överler.
ucuz, doyurucu ve tok tutma özelliğinden ötürü bugün hala bütün eski sscb ülkelerinde askerin, işçinin önüne kazan kazan greçka konulur. bizdeki yeşil mercimek/karaşimşek yerine geçer diyebiliriz. bunun da yeşil ve kara çeşidi vardır. diyet, spor, sağlıklı yaşam trendleriyle birlikte greçka da hurma gibi kıymete binmiştir. tavuk göğüsü + greçka dünyada pek meşhur bir sporcu yemeğine dönüşmüştür.
içinde b1 (tiamin), b2 (riboflavin), p (rutin) ve pp (nikotinik asit) vardır. içindeki başlıca karbonhidrat nişastadır. ruslara sorarsanız bizim tarhana övdüğümüz gibi överler. kanserden tutun da damar damar üstüne binmesine kadar 1001 derda devadır derler. tabi ki öyle bir durum yok. içeriğindeki nişasta basit karbonhidratlara değil, diyet lifine yakındır. o yüzden vücuda girdikten sonra, kolonositlerin - kolon mukozasının hücrelerinin normal işleyişini uyaran bütirik asidin sentezinde yer alır. glutensizdir. hassas bağırsaklı insanlar için faydalıdır. ayrıca kolesterol düşürmeye ve dengelemeye faydalıdır.
yalnız birçok tahıl gibi yağ ve tuzla kavrulduğunda adamı sağlam osurtur. bir de ülseri neyin olan insanlara pek önerilmez. lokman hekimler eskiden çiçeğinden çeşitli ilaçlar da yaparlarmış. balından da bir şeyler yapıldığını duydum ama hiç tatmadığım için sallamış olmayayım. asya'da bunun kabuğundan yapılmış yastık, yorgan yapılır. bu yorgan ve yastıkların anksiyete ve stresi azalttığını da söylerler ama yastıkla çözülebilecek bir hadise olduğu konularında şüphelerim var. aksine hışır hışır insanın asabını daha çok bozabilir. bu kabuklardan yapılmış bir zımbırtıyı ısıtıp ağrıyan yerlere basarak tedavi uygulandığını duydum ama neyi tedavi ettiği hakkında bilgim yok.
bunun yeşil olanı ise kavrulmamış çiğ halidir. daha faydalı derler ama saklaması etmesi derttir. çabuk küf tutar, çabuk bozulur, depolaması da derttir. hatta bunu haşlamayın buharda pişirin derler. en güzel hali ise bence çay olanıdır. taze bitkisinin tohumlarından şahane çay yapılır ama osuruk rus greçkası değil de tatar greçkası olan cinsini bulmak lazım gelir. kanseri tedavi etmiyorsa da tadı çok lezizdir. anlayacağınız bugünlerde bin türlü üründe kullanılan stratejik bir bitkidir.
herkes tarif yazmış. üzerine düşünülecek çok bir numarası yoktur. klasik bulgur pişirme yöntemini kullanın. zeytinyağı + tereyağı kombosuyla efsane olur. yeşil biber, havuç vs. ne istiyorsanız atabilirsiniz içine.
lifli bir gıda olması ve bu sayede metabolizma atıklarının temizlenmesine katkıda bulunması greçkayı bağırsak dostu yapan özellikler arasında. diğer tahıllara kıyasla daha düşük kalorili bir besin olması, greçkayı kilo vermek isteyenler açısından da ideal bir ürün haline getiriyor. lifli bir gıda olmasından ötürü glisemik endeksi de oldukça düşük. bu da greçka yedikten sonra tokluk hissinin uzun süre devam etmesi demek.
- lif açısından zengindir.
- bağırsakları düzenler.
- iltihapları tedavi edici özelliği bulunmaktadır.
- kolesterolü dengeler.
- tansiyon, kalp ve damar hastalıklarına iyi gelmektedir.
- kan basıncını dengeler.
- karaciğer için faydalıdır.
- kansere karşı koruyucudur.
- kansızlığa iyi gelmektedir.
- böbreklerin düzenli çalışmasına yardımcı olur.
- damarlarımızı kuvvetlendirir.
- tok tutucu özelliği bulunmaktadır.
- safra taşı oluşumunu engellemektedir.
100 gram pişmiş karabuğdayda;
155 kalori
6 gr protein
33 gr karbonhidrat
sadece 1,5 gr şeker bulunur.