Samurai Jack Çizgi Dizisinin Alttan Alta Mesajını Verdiği Felsefeler
samurai jack bence alelade bir çizgi film değildir. içinde derin bakış açıları ve felsefesi olan bir başyapıttır.
bu kısa övmeden sonra konuya girecek olursak samurai jack, amerikalı animasyon yapımcısı genndy tartakovsky tarafından yaratılan bir animasyon dizisinin ana karakteridir. karakterimiz yüzyıllar önce, japonya'nın yeşil dağları ve sessiz köyleri arasında, genç bir prens olarak doğar. işte bu genç prensin prensin babası, japonya imparatoruydu ve üç tanrıdan ra , rama ve odin aldığı büyülü bir katanayı, doğaüstü şekil değiştiren iblis aku'yu yenmek ve hapsetmek için kullanmıştı.
babasının aku'yu alt etmesinden sekiz yıl sonra aku mühürlü olan tutsaklığından kaçtı, toprakları ele geçirdi ve imparatoru rehin aldı. ancak bizim prens annesi tarafından kaçırıldı; eğitilmesi ve toprakları geri alması için seyahate gönderildi. eğitim alıp aku'yu yenmek için sihirli kılıçla geri dönen prens artık bir samuraydı. geri döndüğünde, prens aku ile karşılaştı ve neredeyse onu yendi, ancak bitirici darbeyi indiremeden önce aku bir büyü yaparak prensi zamanda yolculuk laneti koydu ve onu, retrofütürizmle çevrili bir dünyaya gönderdi.
işte asıl hikayemiz burada başlamakta çünkü o zaman kadar prensin ismi hiç zikredilmemişti. gönderildiği zamana indiğinde karşılaştığı kişiler ona jack ismini takar. bana göre burada jack ismi john doe (kimliği belirsiz ölü erkek cesedi anlamındadır) ismine atıf yapmaktadır. biraz araştırdığımızda jack ismi ingilizcede john isminden türediğini görmekteyiz. başka bir teorime göre jack adam veya erkek anlamına da gelmektedir.
ilk teorimden devam edecek olursak jack gittiği geleceğe aykırı tip çizdiğinden ve etrafını garipsediğinden dolayı kimliği belirsiz bir ceset gibi görünmüş ve burada bu metafor kullanılmış olabilir.
samurai jack ismini burada alan karakterimiz farkındaysanız hep beyaz elbise giyer ve azılı düşmanı olan aku ise hep siyah renktedir. aku'nun kelime anlamına bakacak olursak japoncada kötü, fena, zararlı, günahkar veya şeytan gibi isimleri ihtiva eder. bundan ötürü aslında bu ikili bir şekilde birbirlerine kenetlenmiştir. çünkü aku aslında samurai jack'i bir şekilde başından atmış ve bir şekilde galip gelmiştir ama hikayemizde her zaman bir şekilde yüzleşirler ve birbirinden kopamazlar. onun için burada bir çin kuramı olan yin ve yang durumu mevcuttur.
iyiyle kötünün dolanık bulunduğu bu hikayede ana karakterimiz olan samurai jack tüm hayatını bir kahraman olmak için, özünde kötülüğe karşı bir silah olmak için eğitir. artık aku'nun modern cehenneminde acımasız yasalarına en iyi şekilde ayak uygulamak zorundadır.
karşılaştığı her hikayede çoğu zaman yalnızdır ve bir ortağı bulunmaz. bundan dolayı ana karakterimiz hikayede buşido felsefesinin içindedir. savaşçının yolu anlamına gelen bu düşüncede gi (doğruluk ve adalet), rei (kibarlık-nezaket), yu (destansı cesaret), meiyo (şeref), jin (merhamet), makato (dürüstlük ve samimiyet) gibi erdemleri birçok farklı kültürden varlık, insan ve farklı deneyimlerden geçerek bünyesine kadar.
bunları da yaparken defalarca başarısız olur
onu bu kadar çekici kılan şey budur ve asla pes etmez
her zaman, her zaman bir yol bulur. karşısına ne tür bir bulmaca, canavarlık veya bilmece çıkarsa çıksın, üstesinden gelir, zafer kazanmayı bilir.
sonuç olarak
samuray jack, sadece bir çizgi film karakteri değil, aynı zamanda insanlık tarihinin evrensel temalarını içinde barındıran bir felsefenin sembolüdür. onun hikayesi, içsel mücadele, sabır, azim, onur, doğa ve umut gibi konularda bize önemli dersler verir. samuray jack'i izlemek, kendi içimize dönmek ve hayatın anlamını sorgulamak için harika bir fırsattır aslında.
son...