Şekeri Bırakma Konusunda En Büyük Destekçiniz Olacak 3 Belgesel
super size me (şişir beni)
fiziksel olarak sağlıklı bir adamın 30 gün boyunca günde 3 öğün mcdonald's menüleriyle beslenmeye başlamasını, bu süreç boyunca geçirdiği fiziksel ve psikolojik değişimleri anlatan bir belgesel. şeker tüketimine doğrudan değinmeden işlenmiş gıdaların, özellikle de fast food tüketiminin zararlarına, aşırı kilo ve obeziteye nasıl katkı yaptığına, vücutta çeşitli rahatsızlıkların ortaya çıkmasına nasıl on ayak olduğuna değiniliyor. yalnızca mcdonald's menüleriyle (ya da fast food ile) beslenmenin yalnızca birkaç hafta içinde bile yüksek kilo artışına ve karaciğerde soruna yol açtığını görüyoruz belgeselde. tüm belgeselin sonunda adamın yaşadığı sağlık sorunları özetleniyor. söz gelimi, 30 günde 83 kilodan 95 kiloya çıkıyor ki bu süreçte tüm yediklerini hesaba katınca toplamda 13 kilo şeker ve 5 kilo yağ tükettiği ortaya çıkıyor.
fed up (tıka basa)
gıda endüstrisi, medya ve iktidar ilişkini anlatan, beslenme alışkanlıklarımızın reklamlar yoluyla çocukluktan itibaren nasıl biçimlendirildiğini açıklayan bir belgesel. tükettiğimiz işlenmiş gıdaların, özellikle de şekerin biyolojik etkileri de açıklanıyor ama, beslenme ve spor alışkanlıkları daha toplumsal ve psikolojik açıdan ele alınıyor daha çok. bebeklikten itibaren içinde şeker olan mamalarla beslenmeye başlayan çocukların her türlü işlenmiş gıdaya reklamlar aracılığıyla alıştırılıp şekere nasıl bağımlı hale getirildikleri ve obezite geliştirdikleri anlatılıyor.
that sugar film (işte o şeker)
şekerin nasıl her yiyeceğin içinde gizlendiğini, sizin fark etmeden bu şekeri tükettiğinizi ve şekerin yıkıcı sonuçlarını anlatan çok çarpıcı bir belgesel. özellikle şekerin bedeniniz üzerindeki etkilerini, duygu durumunuza nasıl olumsuz etkilediğini anlatması açısından bilgilendirici. belgesel de gayet dengeli ve sağlıklı beslenen avustralyalı bir adamın 60 gün boyunca sağlıklı etiketiyle piyasaya sürülen işlenmiş gıdaları tüketmeye başlamasını konu alıyor. adam bu 60 gün boyunca ortalama bir avustralyalının bir günde aldığı 40 çay kaşığı şekeri söz konusu yiyeceklerden almaya başlıyor ve onun yaşadığı bedensel ve psikolojik değişimleri görüyoruz.
----------
bu 3 belgeseli art arda izlemenizi kesinlikle öneriyorum. that sugar film işin fizyolojik yönüne, fed up toplumsal yönüne, süper size me ise psikolojik yönüne ağırlık vermiş. yani verilen bilgiler birbiriyle ilişkili ve birbirini çok güzel biçimde tamamlıyor. beslenme ve spor alışkanlıklarının nasıl bir ayrılmaz bir bütün olduğunu, beslenme alışkanlıklarının daha çocukluktan itibaren kazanılması gerektiğini, ancak ailelerin de bu konuda yeterince bilinçli olmadıklarını, bilinçli olsalar bile çocukların medyadan fazlasıyla etkilendiklerini ve küçük yaştan itibaren bağımlı hale getirilerek sağlıklarından edildiğini çok rahat biçimde anlıyorsunuz izledikten sonra.
son yıllarda türkiye'de insanlarda fazla kilo ve obezite sorunu artmış durumda. 2010 verilerine göre toplumumuzun % 36'sı obez sınıfına giriyor. kadınların ortalama vücut kitle indeksi 28.02, erkeklerin ise 26.24 ölmüş durumda (kaynak) (normal aralık 18.5-24.9, olması gerekenden kilolu sayılan aralık 25-29.9, obez ise 30 ve üstü). obezitenin kişisel bir sorun olmaktan çıkıp toplumsal bir sorun haline geldiğini fark ettim. hemen her beşinin içinde şeker varken ve gittikçe artarken bu sorun nasıl çözülecek bilmiyorum. durum gerçekten kaygı verici.