TARİH 9 Ocak 2019
50,8b OKUNMA     686 PAYLAŞIM

Sevr Antlaşması, Neden En Başından Beri Ölü Doğan Bir Antlaşmaydı?

I. Dünya Savaşı sonrasında İtilâf Devletleri ile Osmanlı İmparatorluğu hükümeti arasında 10 Ağustos 1920'de Sevr banliyösünde imzalanan antlaşma, neyse ki yürürlüğe girmemişti.

nüfuz bölgeleri ile asıl sınırları karıştıranların çok olduğu bir antlaşmadır sevr. 10 ağustos 1920'de imzalanmış antlaşmanın asıl haritası olan bu haritada görüyoruz ki;


1) wilson tarafından belirlenen sınırlarla gereksizce büyütülmüş bir ermenistan.

2) fırat ırmağının doğusunda, ermenistan-fransa ve ingiliz manda bölgeleri-iran tarafından çevrili olan, uygulandığı taktirde musul vilayetinin de dahil edileceği kürt özerk bölgesi (isterlerse 1 sene sonra bağımsız).

3) adana ceyhan'dan başlayıp ağırlıkla düz şekilde gidip iran'da biten osmanlı güney sınırı.

4) sadece akhisar'a kadar uzanan yunanistan izmir'i.

5) askerin bulundurulamayacağı (!) kocaman bir marmara ve istanbul'un dışından başlayan yunan sınırı.

bu antlaşmanın ölü doğacağı baştan belliydi.

gerçekçi sebeplerine gelirsek

1) 1918 mondros ateşkesi ile osmanlı ordusunun silah bırakması gerekirken 1920 ağustos'unda bile ateşkesin yapılamaması. kazım karabekir'in komuta ettiği 15. kolordu dağıtılmamış; aksine ermenilere nazaran çok hazır durumdaydı. ağustos'ta başlayan çatışmalar eylül 20'sinde mustafa kemal'in emriyle kazım karabekir'in taaruzuyla şiddetlenmiş, 15. kolordu yerevan'a yürüme hazırlığı yaparken 18 kasım'da ateşkes yapılmıştı. ateşkesten 11 gün sonra sovyetler saldırıya geçmiş, ermeniler için çok ağır olan gümrü antlaşması (örneğin ordunun sadece 1500 kişiyle sınırlandırılması) yerevan'ın türkler tarafından ele geçmemesi için 2 aralık 1920'de imzalanmış, akabinde 4 aralık'ta yerevan sovyetlere geçmişti.

aynı senaryo bundan tam 21 sene sonra nazi almanya'sının 1 eylül'de saldırdığı polonya'ya sovyetlerin 17 gün sonra saldırıp polonya'yı el bebek gül bebek işgal etmesinde olacaktı.

işgal gerçekleşirken ne sovyetlerin, ne de itilaf devletlerinin protesto etmemesi ilginçtir. ingilizlerin ırak'ta isyan bastırmaya uğraştmaları, çetelerin güneyde fransız kuvvetlerini dar etmesi, italyanların korkak tavırları ve ermenilerin 15. kolorduyu küçümsemesi ermeniler için ağır olmuştur.

2) kürtlere sevr'de otonomi ve 1 sene sonra bağımsız imkanı verilmesine rağmen güneyde fransız kuvvetlerine bağlı ermeni tugayları ve kuzeylerinde intikam almayı bekleyen potansiyel büyük ermenistan yüzünden halihazırda mevcut ve hazır bulunan silahlı aşiretler şubat 1920'de ilk büyük kalkışmayla maraş'ı kurtarır. ardından urfa nisan 1920'de kurtulur. nisan 1920'de antep'te başlayan çatışmalar şubat 1921'de biter.

3) sarpa saracaklarını anlayan itilaf devletleri sevr antlaşmasının revize edilmesi için ocak 1921'de çağrıda bulunur. ankara hükümeti ilkte teklifi reddeder ve savaşmaya devam eder. ankara'nın sonradan konferansa gitmesinin tek sebepi konferansta tanınmaktır.

4) yunanistan saçma sapan bir halt yiyerek işgalde ilerlemeye başlamış ve gereğinden fazla alanı işgal etmişti. her ne kadar yunanistan kuvvetleri daha üstün olsa da ankara hükümetinin kurmayları osmanlı geleneğinden gelen, o zamanlara göre çok iyi yetiştirilmiş bir kadroydu. o kadro ve halkın üstün çabasıyla yunanlılar ters düz edilmiş ve kısa sürede izmir'e varılmıştı.

5) eğer ki ankara hükümeti olmasaydı ve antlaşma uygulansaydı olabilecek senaryolardan biri büyük ermenistan'ın ve kürdistan'ın sovyetler tarafından bizzat ilhaki, belki anadolu ve boğazların da sovyetler tarafından ilhak edilmesidir. bu durumda itilaf devletleri dimyata pirince giderken eldeki bulgurdan olacaktı. bağımsız bir türkiye, sovyet güdümündeki bir minor asia'dan çok daha mantıklıydı.

genel özet geçecek olursak

2 senedir ateşkese rağmen silah bırakmayan birlikler varken, yunanistan'a bir trakya ile izmir verirken ermenistan'a kocaman doğuyu bırakan vizyonsuz itilaf devletlerinin aymazlığı varken o antlaşma bir şekilde paçavra olacaktı. ankara hükümetinin gerçekçi ve akılcı planlamaları, iç savaştan yeni çıksa da rusya'yı kontrol altına alabilmiş, potansiyel müttefik olunabilecek sovyetlerle önceden diyalog kurarak bir büyük gücün ankara'nın yanına çekilmesiyle bu süreç daha da kısalmış ve daha iyi şartla lozan antlaşması imzalanmıştır. yunan'a atılan mermilerin yarısının sovyetlerden geldiği hesaba katılınca ve kafkaslarda onca sene süren savaş sonrasında bile dengenin iki devlet sayesinde kurulabilmesi, savaş sırasındaki bu dostluğun ne kadar önemli olduğunu kanıtlamaktadır.

95 Yıl Önce Bugün İmzaladığımız Lozan Barış Antlaşması Neden Hezimet Olarak Görülemez?