TELEVİZYON 8 Nisan 2020
95,2b OKUNMA     694 PAYLAŞIM

Sınıf İlişkileri Üzerinden Yapılan Bir Aşk-ı Memnu Analizi

Finalinin üzerinden yıllar geçmesine rağmen ne zaman tekrarı verilse izleyenleri yeniden ekran başına kilitleyebilen, tuhaf büyüsü olan bir dizi Aşk-ı Memnu. Tekrarlarının verilmeye başladığı şu günlerde bir Aşk-ı Memnu analizi iyi gider.

beşir, sınıfına olan ihanetinin bedelini ödemiş diyebiliriz. kendisine satılan romantik illüzyona kapılıp aydınlanması için her koşul elinin altındayken onu boş bir hayale takas etmiş bulunuyor. oysa ya sınıfını değiştirecek ya da durumunu kabullenip kardeşleri ile dayanışarak aile ve aile üstünde örgütlü kolektif yapıyı kurabilecek potansiyele sahiptir.


sigortasız katya'yı dahi dışlayan tüm hizmetli ahalisi; aslında ait olmadıkları bir dünyaya kapılmış, zamanın dışında, feodal düzene ait bir durağan masalda sürüklenip gitmektedirler. mesela cemile, ne olacaktır? herkes sahip çıkarlar diyecek. cemile o hayatın içinde, o şatafatlı ve gösterişli konak altında kimi beğenir? o aslında hiçbir zaman içine giremeyeceği bir masal dünyasına beşir gibi çoktan hapsolmuş gitmiştir. 


orada sadece hizmetleri değil, ruhlarıyla beraber; her hafta ne kadar et, ne kadar balık sipariş ettikleri ile övünen, dış dünya hakkında hiçbir şey bilmeyen, hapis hayatı yaşayarak başkalarının emir ve arzularını yerine getirmek bütün hayat gayeleri olmuş kölelerin hikayesini de izliyoruz. 


bihter ise üst sınıf bir köle olduğunun farkına vararak belki bu hayattan efendilerinden kopartabileceği tek gerçek şeyi, ruhunu çekip çıkarmış ve tüm öyküde gerçekten özgürleşen tek kişilik olmuştur. sevilmesinin ve unutulmamasının ardında yatan gerçek neden bu olabilir.

Aşk-ı Memnu'nun En Dürüst Karakteri Olmasına Rağmen Kötü Anılan Efsane: Hilmi Önal