fiildeki tüm cinsel imalara rağmen başarısız bir diyalog hikayesidir. başıma çok sık gelir. bir şekilde ya en ön sırada olurum ya da otobüs çok kalabalıktır, önlerde bir yerde dikilirim. yol da sıkıcı ise şoför bazen daralır ve etrafındaki birileriyle kısa bir sohbet etmek ister. bazen de beni seçer. dikiz aynasından bakarak ya da resmen başını çevirerek yolla ya da istanbulla ilgili bir laf atar ortaya. 

diyelim öndeki minibüse kafayı takar ve der ki "bak ne biçim makas atıyor hıyarağası bak.." burada top bendedir. ve durum çok kritiktir. çünkü halkımızdaki iett şoförü yalakalığı bir şekilde benim de ruhuma, genlerime sızmıştır. yani çok acayip bir durum düşünsenize, koca iett şoförü tenezzül etmiş benle sohbet etmeye çalışıyor. ve diğer yolcular da dikkat kesilmiş, benim ne cevap vereceğimi merak ediyor. işte burada heyecandan elim ayağıma dolanır ve saçma sapan bir yanıt veririm "evet, bu minibüsler kent ulaşımı için büyük sorun oluşturuyor" gibisinden. o an her şey bitmiştir. iett şoförü hıyarın tekiyle karşı karşıya olduğunu anlamıştır, oysa onun beklediği daha bir halk adamıdır, yol adamıdır, ister ki karşısındaki "zaten bu hattaki minibüsçülerin hepsi psikopat, geçen gün bizim bir arkadaşı sıkıştırdılar, 40 kişi gittik, levyeli mevyeli kavga ettik.." desin. 

ama nerdee. öyle bir cevap gelmez ve yukarda örneğini verdiğim (ona göre) züppece bir karşılık gelir. şoför artık burada bir daha konuşmaz dikkatini yola verir. hayal kırıklığına uğramıştır. artık benim oradan uzaklaşmamı bekleyecek, daha halk adamı tipli bir başkasıyla sohbet etmeyi deneyecektir.