Son Dönemin Popüler Tedavi Yöntemi Hacamat, Gerçekten Sağlıklı mı?
Öncelikle nedir bu hacamat?
temeli milattan öncesi 4000'lere kadar uzanan çin tıbbının ilk olarak uygulamaya başladığı düşünülen ilkel tedavi yöntemidir hacamat.
mantığı, ağrıyı taşıyan sinirsel yollara başka yollardan ağrı duyusu taşıtarak esas ağrının geldiği yeri unutturmaktır. pis kanın çıktığını düşünmek ise safsata ve hurafedir. inanmadığım halde sırf insana ne hissettiriyor olduğunu anlamak ve hakkında daha tutarlı sallamak için yaptırmış birisi olarak konuşuyorum.
uygulama öncesi vakumlu bir kap ile hacamat edilecek noktaya kanın toplanması sağlanır. kan doğası gereği bir yere toplandığı ve hareketsiz kaldığı zaman pıhtılaşma eğiliminde olan bir maddedir. hatta bu kupa uygulaması sebebiyle hacamata kupa çekme adı da verilir. yaklaşık 15 dakika belirli bölgelere toplanan kan, o bölgeler çizildiği takdirde pıhtılı kan olarak dışarı çıkacak, kıvamı yoğun kan ise insanlar tarafından pis kan olarak algılanacaktır. hatta ilk seferinde çok fazla bölgeye hacamat yapılırsa çok fazla miktarda kanın oralara toplanıp beyne az gitmesinden dolayı geçici bir baygınlık hali de yaşanabilmekte, hacamat yapanlar tarafından bu ruhsal problemlerin olduğuna yorulmaktadır. ayrıca bunların bir çoğu alkolü haram olarak kabul ettiği için jiletle kesi atılacak bölgelerin temizliği elma sirkesi ile yapılır ki enfeksiyon açısından çok çok risklidir. kan aldırmak polistemia vera gibi hastalıklarda fayda sağlasa da bu hastalıklarda kan alma işlemi damardan gerçekleştirilir.
her açıdan neresinden tutarsanız elinizde kalacak bu yöntem için bilge(!) kişiler kupa başı 50 lira gibi bir miktar isteyebilirler. siktiri çekiniz, modern tıbba inanınız. inanması zor ama mö 4000'li yıllara göre elimizde çok daha donanımlı yöntemler var, inanın. valla lan, mö 4000'den yana çok şey değişti.
Bir doktorun gözünden hacamat
hacamat işlemini uygulayan ve uygulatanlar vücuttan kirli kanın ve toksinlerin atıldığına inanır. bir hekim olarak şahsi fikrim ise etkisinin plasebo olup, faydalı olacağı inancıyla ruhsal bir rahatlamaya neden olduğu yönündedir. deneyen ve çok büyük fayda gördüğünü iddia edenlerin genellikle çeşitli pskiyatrik ve nörolojik rahatsızlıkları bulunan kişiler olduğuna çok sık tanık oldum. plasebo ve psikojen fayda da bazen ilaçlarla elde edemediğimiz bir faydadır, bu yüzden tamamen ve kesinlikle hiçbir işe yaramaz diyemiyorum ancak normal şartlarda ne kendime uygulatırım ne de bir yakınıma öneririm. itirazım, çok büyük tedavi yöntemi olarak anlatılıp, modern tıbbın önüne geçtiği noktada başlar.
Hacamat yaptıranlar ne düşünüyor?
sırtın belli birkaç bölgesinden ve kafanın arka kısmından küçük küçük kesikler atılıp daha sonra bu kesik yerlere kupa tutulması yoluyla vücuttan pis kanın alınması işlemi imiş. tavsiye üzerine gidip çok memnun kaldığım bir aktivite hacamat.
altı ay kadar önce ilk defa yaptırdığım işlem sonucu en az haftada bir şiddetli ayda bir ise haşmetli olarak tutan baş ağrılarımı (bkz: migren) (bkz: sinüzit) uzun süre (3 ay kadar) dindirmeyi başaran müthiş bir şey. üç aydan sonra şiddetliler yavaş yavaş gelmeye başladı derken bugünkü haşmetliden sonra bir kez daha gitmek farz oldu.
ilk hacamat yaptırdığımda tavuk ciğeri renginde ve kıvamında pelte gibi bir şey çıktı ensemden. son 2 yılda farklı yerlerde tek kupa olarak sırtımdan (iki kürek kemiği arası) yaptırdım. 1 ay önce bütün sırtımdan 7 noktadan yaptırdım ve son olarak 2 gün önce (rahatsızlığım nedeniyle) belimde 5 noktadan yaptırdım. hacamat yapana çıkan kanı görmek istediğimi söyledim o da her kupayı boşaltırken bana gösterdi. 5 kupadan sağdaki pelte ile doluyken, sol tüpteki kan yine kirliydi ama pelte değildi. bir noktadan çok az kan çıkarken diğer noktadan baya çıktı. vs. vs. tüplerin belime yerleştirilme ve boşaltılma yönünden aralarında en fazla 30 sn. fark vardı ve kupalar en fazla 3er dakika vakumlar halde kaldı (belki 2). (her yerde farklı oluyor. bazıları hem ilk toplarken hem de kanı çekme esnasında daha uzun süre bekletiyor örneğin. dediğim gibi, pek çok yer gezdim.)
ve bir de bir hastalığınız yok ise (benim var ne yazık ki) asla benim yaptırdığım kadar sık aralıklarla yapılmıyor. en erken 6 ay ya da 1 yılda bir yapılıyor. hastalığım için niye doktora gitmiyorum? elbette gittim kutu kutu ilaçlar tükettim. beni bir yerimi düzeltirken bir başka bir yerimden hasta edecek (eden) ilaçlar kullanmamdan başka bir çözümü ya da önerisi yok modern tıbbın. şimdilik.
doktor kuzenim de dahil pek çok insanın önyargıyla yaklaştığını görüyorum. hiç umurumda değil. hiçbir kimyasal ilaç kullanmadan (hadi diyelim ki hastalığımı iyileştirmese bile ilerlemesini durduracak) kanımı temizleyip kan dolaşımını rahatlatacak ve kurallara uyulduğu taktirde zarar görülmeyecek bu basit işlemi (basit işlem diyorum çünkü ertesi gün kapanan ve üzerine yatabildiğiniz türden minik kesikler onlar. fakat bel bölgesi biraz acıyor işlem sırasında onu söylemeliyim.), hastalığımdan kurtulsam bile ömrümün sonuna kadar yılda bir kez 1 kupa olarak da olsa yaptırmaya kararlıyım. kuralları da şunlar ki, yaptırmadan önce ve yaptırdıktan sonra çok az ve hafif yemek yenmesi gerekiyor, hangi günler yapıldığına dikkat edilmesi gerekiyor -materyalist kardeşlere bunu anlatmaya imkan yok, gerek de yok-, korkmamak ve yarar göreceğine inanmak gerekiyor (bkz: pozitif enerji). kendini sımsıkı kasarsan iğne bile yapılamaz zaten, di mi?
bu işlemde de risk vardır elbet. ben pek çok kez yaptırdığım halde hiçbir olumsuz sonuçla karşılaşmamış olabilirim fakat biri gider onun başına olmayacak iş gelir, bir minik damarına denk gelir, kızarır, morarır, bişey olur, bir biçimde zarar görür vs.. olmaz denilemez, elbette olabilir. bu nedenle hiç kimseye "hemen git yaptır, asla zarar görmezsin" diyemem, asla demem. bu herkesin her yönüyle iyice araştırıp karar verdikten sonra, özgür iradesiyle -belki öngörülemeyen bir biçimde zarar görebileceğini bile bilerek- karar verdikten sonra yaptırmayı dileyebileceği bir şey. tıpkı ilaç almaya başlamak, ameliyat olmaya karar vermek vb. durumlarda olduğu gibi. unutulmamalı. akupunktur da tehlikeli. ilaçlar da tehlikeli. bitkiler, cerrahi işlemler, narkoz.. her şeyde "risk" var.
ve "hastalığınız var ise doktora gitmeyin haccama gidin" de denilemez asla. kimse dememeli, diyen dikkate alınmamalı. elbette modern tıptan sonuna kadar yararlanılmalı. zaten bu işlem hasta olunca değil "hasta olmamak" için yapılan bir şey daha çok.
Son olarak İstanbul Tabip Odası'nın 2012 tarihli açıklamasıyla nokta koyalım
“tıp tarafından terk edilmiş bir takım uygulamaların, her derde deva denilerek yeniden canlandırılmaya hatta dayatılmaya çalışılması, halkın aklına, sağlığına ve tıbbın bilimsel niteliğine yönelik bir saldırıdır. halkın sağlığı ile oynamak pahasına, alternatif tıp adı altında pazarlanmaya çalışılan çağdışı uygulamalarla bir yandan sağlık alanını bilimsellikten kopartarak dinselleştirmenin, diğer yandan da cepleri doldurmanın hedeflendiği açıktır. tıp her geçen gün yeni bilimsel çalışma ve buluşlarla hızla ilerlerken, geleneksel tıp adı altında bilimdışı, sözde tedavi edici uygulamaların meşrulaştırılması girişimleri aynı zamanda iktidarın sağlık emekçilerini ve halkın cebini “hacamat” eden sağlıkta dönüşüm programı’ndan güç almaktadır. istanbul tabip odası olarak sağlık alanındaki tüm bilimdışı uygulamalara, bunların meşru gösterilip desteklenmesine karşı durduğumuzu ve tıp mesleğinin bilimsel niteliğini kararlılıkla savunacağımızı bildirir, halkımızı çağdışı, gerici sağlık uygulamalarına itibar etmemeye çağırırız.”