TARİH 29 Eylül 2023
20,8b OKUNMA     367 PAYLAŞIM

Tarihimizin En Tartışmalı Şahsiyetlerinden Enver Paşa'nın Hayatı

Sarıkamış Harekatı'ndaki başarısızlığı nedeniyle pek de iyi anılmayan, Osmanlı'nın son döneminin en tartışmalı isimlerinden Enver Paşa'nın hayatından satır başları. Enver Paşa kimdir?

2. meşrutiyet'in hürriyet kahramanı, balkan savaşları'nın "edirne fatihi", bab-ı ali baskını'nın tertipçisi, 1. dünya savaşı'nın 34 yaşındaki genç harbiye nazırı, osmanlı ordularının başkumandan vekili, hanedanın damd-ı şehriyarisi, ittihat ve terakki'nin 3 liderinden biri olan enver paşa; 1881 yılında divanyolu'nda, hacı ahmet paşa'nın oğlu olarak dünyaya gelir. sivil bir paşa olan hacı ahmet'in çocukları "askeri bir hanedanın" temellerini atacaklardır. enver ve kardeşi nuri paşalığa kadar yükselecek, enver'in kendisinden iki yaş küçük amcası halil ise kutül amare kahramanı meşhur halil kut paşa olacaktır. enver'in kız kardeşlerinin de durumu farklı değildir. hasene, selanik merkez kumandanı nazım bey ile mediha ise cumhuriyet döneminde genelkurmay başkanlığı yapacak olan kazım orbay ile evlenir.

manastır askeri rüşdiyesi'ni ve idadisi'ni başarıyla bitirip mekteb-i harbiye'ye geçen enver; içine kapanık ve sessiz bir öğrencidir. ancak bu haleti ruhiyesi, onun eylemden kaçan bir adem olduğu anlamına da gelmemektedir. nitekim "amcası" halil ile birlikte daha harbiye yıllarındayken tutuklanıp yıldız sarayı'nda yargılanmış ve beraat etmiştir.

erkan-ı harp mezuniyeti sonrası kıta yeri makedonya olan enver'in ilk yılları o dönemde bölgede görev yapan tüm subaylar gibi, yüzyılın popüler olan milliyetçilik akımından etkilenmiş komitacılar ve çetelerle dağ başlarında mücadele ederek geçmiştir. bu çatışmalarda gösterdiği başarılardan mütevellit mecidiye ile osmanlı nişanları alan ve 26 gibi genç bir yaşta binbaşılığa kadar yükselen enver'in faaliyetleri askerlikle de sınırlı kalmamıştır. selanik'te 12. üye olarak katıldığı osmanlı hürriyet cemyeti'nin (ertesi sene adı ittihat ve terakki cemiyeti olacaktır) manastır(makedonya)'daki şubesini örgütleyen bu romantik ve tez canlı asker, 1908 yılında dağa çıkıp isyan eden ve meşrutiyetin ilanı ile sonuçlanacak "krizi" çıkaran üç subaydan da biri olur. (diğer ikisi resneli niyazi ve eyüp sabri bey'dir)

2. meşrutiyet'in ilanının akabinde enver, ataşemiliter olarak berlin'e gönderilir ve almanlara karşı olan temayülü bu şekilde başlar. 31 mart vakası'nin hasıl olmasıyla beraber alelacele istanbul'a dönen enver, hareket ordusu başkente girmeden evvel ordunun kurmay başkanlığını "yıldızlarının bir türlü barışmadığı" kolağası mustafa kemal bey'den "devralır" ve bir bakıma ona ait olan prestiji kendi hanesine yazdırır.

hareket ordusu meşrutiyeti kurtarmıştır belki lakin ittihat ve terakki hala iktidarda değildir. bu sırada italyanlar, trablusgarp'a asker çıkarınca aralarında enver ve mustafa kemal'in de bulunduğu genç subaylar gizlice bölgeye gidip ilhaka karşı direniş örgütlemeye koyulurlar. ancak balkan harbi'nin patlak vermesi bu genç ve dinamik subayların bölgeden geri dönmesine sebebiyet verecektir. 

osmanlı ordularının doğru düzgün savaşamadığı, edirne'nin kuşatıldığı ve bulgarların çatalca hattına kadar geldiği birinci balkan savaşı, askeriyenin genç yıldızlarına eski paşalar ile bu işin yürümeyeceğini göstermiştir. bütün bu kaosun ortasında ittihat ve terakki cemiyeti, darbe yapma kararı alır. darbenin başrolünü de enver oynayacaktır ...

23 ocak 1913 günü, yanında talat, yakup cemil, filibeli hilmi, sapancalı hakkı, izmitli mümtaz ve mithat şükrü bey gibi önde gelen ittihatçılarla, o zamanın hükümet merkezi olan bab-ı ali'ye silahlı bir baskın düzenlenir. nuruosmaniye'den beyaz bir at üzerinde bir kahraman edasıyla gelen enver, başka bir koldan gelen talat bey öncülüğündeki grup ile hükümet konağının önünde birleşir. binayı korumaya memur olan uşak taburu'nun olaylara "seyirci" kalması ise hala gizemini koruyan bir hadisedir. velhasıl enver ve fedaileri bab-ı ali'ye girince çatışma başlar. gürültüleri duyan kabine üyeleri saklanmış, aralarından yalnızca harbiye nazırı nazım paşa dışarıya çıkarak isyancılara mukavemet gösterecek cesareti sergilemiş ve maalesef bu cesaretinin bedelini canıyla ödemiştir. lakin elim hadisenin müsebbibi her zaman disipline ve ordu adabına inanan enver değil; cemiyetin kontrolü güç fedailerinden ve nazım paşa'nın kendisine hakaret ettiğini iddia eden yakup cemil'dir.

baskının akabinde sadrazam kamil paşa istifa eder ve yerine hükümeti kurma görevi ittihat ve terakkicilerin hamisi, hareket ordusu komutanı mahmut şevket paşa'ya verilir. birkaç ay sonra mahmut şevket paşa'nın bir suikasta kurban gitmesiyle beraber cemiyet idareyi doğrudan ele alma imkanı bulur. yeni kurulan sait halim paşa hükümetinde talat paşa dahiliye, cemal paşa dahiliye ve 33 yaşındaki (yarbay ve kısa bir zaman önce "edirne fatihi" sıfatına da haiz olan) enver de harbiye nazırı olur. meşhur triumvirlik nihayet kurulmuştur. ancak genç yaştaki bir yarbayın tüm osmanlı ordularının başına geçmesi uygun olmayacağından ötürü "3 hafta" gibi kısa bir sürede enver, "2 rütbe" atlatılarak "paşa" yapılır. enver paşa'nın önlenemez yükselişi, naciye sultan ile evlenip saraya damat olmasıyla beraber tamamına erer.

enver paşa'nın harbiye nazırlığı süresince yaptığı belki de en önemli icraat, balkan savaşları'nda tezahür eden kumanda zafiyetini gidermek adına yaşlı ve alaylı subayları emekli edip orduyu gençleştirmek olur. birinci dünya savaşı ve kurtuluş savaşı esnasında karşımıza çıkan kolordu kumandanları albaylar ve mirlivalar (tuğ/tümgeneral) bu gençleştirme operasyonunun bir tezahürüdür. yıllarca cepheden cepheye koşturacak olan bu kurmay nesli, sakarya ve büyük taarruz gibi muharebelerde rüştünü ispatlayacak ve kurtuluş savaşı'nın zafer ile sonuçlanmasını sağlayacaktır. yine enver paşa döneminde ordu modernize edilir ve sıkı bir disiplin altına alınır.

enver paşa, yukarıda saydıklarımız da göz önüne alındığında görece başarılı bir harbiye nazırı olabilir lakin osmanlı imparatorluğu'nu felaketiyle sonuçlanacak olan cihan harbi'ne sürüklemesi ve sarıkamış harekatı'nda sergilediği yetersiz ve bilinçsiz kumandanlığın on binlerce vatan evladının ölümüne sebebiyet verecek trajediyi yaratması madalyonun diğer bir yüzüdür.

nitekim 1. dünya savaşı'nın kaybedilmesinin akabinde istanbul'u terk etmek zorunda kalan enver paşa, yurtdışında da siyasetten vazgeçmez. bir gün bolşevik liderlerden karl radek ile görüşürken, ertesi gün kamenev'in başkanlığını yaptığı doğu halkları kurultay'ına katılmaktadır. böyle kabına sığmayan bir karakterin "haliyle" milli mücadele'ye müdahil olmak istemesi de doğaldır. ancak moskova'dan haber gönderip kurtuluş savaşı'na katılmayı teklif ettiğinde mustafa kemal paşa bu isteği kesinlikle reddeder. amcası halil paşa'nın rusya dönüşünde memlekete alınmaması üzerine ise mustafa kemal'e, bu seferde batum'dan mektup yazarak "zamanında başına buyruk hareketlerine askeri kudret ve meziyetlerine binaen katlandığını" yazacaktır.

bir nokta-ı nazara göre enver, o dönemde mustafa kemal'in liderliğine karşı bolşevik rusya'nın desteğine güvenmektedir. hatta dönemin rusya dış ilişkiler halk komiseri çiçerin, o sıralarda moskova'da sefirlik görevini ifa eden ali fuat paşa'ya anadolu halkının mustafa kemal'i desteklemediğini ve aslında enver'i beklediğini söylemeye dahi cüret edecektir. kütahya ve eskişehir muharebeleri sırasında meclis'in ankara'dan kayseri'ye taşınmasının gündemde olduğu günlerde enver, türkiye sınırındaki batum'da ittihat ve terakki'yi yeniden diriltecek bir kongre düzenlemek ile meşguldür. olası bir hezimette trabzon'a geçerek (taraftarlarının çoğunluğu bu havalidedir) buradan topladığı milis kuvvetler ile milli mücadele'ye katılmak için ankara'ya gelmesi işten bile değildir. ancak korkulan olmaz ve mustafa kemal paşa'nın üstün liderliği ile kazanılan sakarya meydan muharebesi'nin akabinde bu romantik komitacı başka bir "maceraya" atılmanın vaktinin geldiğine kani olur. yanındaki birkaç eski ittihatçı ve teşkilat-ı mahsusa mensubuyla beraber buhara'ya gider ve orada "bolşeviklere karşı!" özbeklerin sürdürdüğü basmacı isyanı'na katılır. 1922 yılının ağustos ayında ise rusların verdiği bir baskın sonucu hayatını kaybeder.

enver paşa'ya ve onun icraatlarına dair daha fazla bilgi edinmek isteyenlere ilber ortaylı'dan osmanlı imparatorluğu'nda alman nüfuzu ve emrah safa gürkan'dan büyük devrimin portreleri: cumhuriyet'in 100 ismi adlı eserleri tavsiye ediyorum.